İnsanlık olarak dünyanın içine ettik. Yüce rabbimizin insanoğluna yüklediği “Yeryüzünü imar” emrini, unuttuk ve dünyayı yaşanılmaz bir hale getirmekten geri durmadık…
Rusya Ukrayna gerginliğinin diplomatik yollardan çözülmesi gibi bir alternatifi varken, maalesef savaşa dönüşmesi ve Rusya’nın Ukrayna topraklarına silahlı saldırıya geçerek savaş başlatması, istemediğimiz ve arzu etmediğimiz bir durumdu ama maalesef olanlar oldu…
Çocuklar dâhil yine binlerce insan bu savaşta ölecek, milyonlarca insan da evini ve yurdunu terk etmek zorunda kalacak. Savaşın sonunda ne olursa olsun, bu savaşın kazananı olmayacak ama kaybedeni maalesef insanlık olacak…
Rusya’nın başlattığı bu sıcak çatışmaları tasvip etmemekle birlikte, Rusya Ukrayna gerginliğini tırmandıran tarafın ABD olduğunu da biliyoruz. Aynı Irakta olduğu gibi… Aynı Suriye’de olduğu gibi… Bu büyük şeytanın, on binlerce Km uzaktan gelerek Yunanistan sınırımıza askeri yığınak yapması, bölgede Rusya korkusu oluşturarak Doğu Akdeniz’den Baltık denizine kadar olan bölgede tatbikat yapacağım demesi, herhalde normal şeyler değildi. ABD’nin burada tatbikat yapacağım demesi, bu bölgelerde hâkimiyet kuracağım demesinin diğer adıydı. Yakın tarihlerde ABD’nin Yunanistan ile yaptığı tatbikatları da düşündüğümüzde, bu durumun gerçekliğini kavramada zorlanmayız. Hele bir de bu yaptıklarını Nato şemsiyesi altına sığınarak gerçekleştirmesi, Rusya’nın ve bölgemizin rahatsız olması için yeterliydi.
Tabii bütün bu olanlara ABD’nin Rusya Ukrayna sınırına, aynı Dedeağaç’ta olduğu gibi silah yığınağı yapacak olması da fitili ateşleyen sebeplerdendir. Hele ki bu silahlar nükleer silahlar olursa…
Şunu da ifade edelim ki ABD’nin burada ki varlığı, bölgede bir krizin sürdürülebilirliğine bağlı…
Her şeye rağmen bütün bu olanların karşısında Putin, sakin davranmayı başardı. Bu sakinliğinin yanında, savaş durumunda ki konum ve durumu için hazırlık ve planlarını da yaptı. Bu sebeple İngiltere’nin beş Rus bankasına yaptırım kararına ve birçok mal varlığının dondurulmasına karşılık Rus kanadından yapılan açıklamalar, her şeye hazırlıklı oldukları yönünde.
Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekat’ın öncesinde Putin’in açıklama yapmak için 23 Şubat gününü seçmesi bile, bu konuda Rusya’nın ne kadar planlı ve programlı olduğunu gösteriyor. Zira Kızıl ordunun Nazi işgalcileri karşısında zafer kazanmasında ki sembol bir gün olan 23 Şubat, eski Sovyetler Birliği zamanından bu yana “Vatan Muhafızları Bayramı” olarak kutlanan bir gün…
Buraya kadar yaptığımız tespitler neticesinde, Rusya taraftarlığı yaptığımız sonucu çıkarılması, ABD’nin bölgede kurmak istediği hâkimiyeti göz ardı etmek demektir. Kaldı ki ABD’nin Nato şemsiye adına bu bölgede attığı adımların iki sebebi vardır.
1-Bu bölgeye yerleşmek.
2-Rusya’nın dikkatlerini güneye ve batıya çekerek, Çin’e karşı bir operasyonda Rusya’yı oyalamak. (Çin’in olacakları önceden görerek hububat depolaması, demek ki boşuna değilmiş)
Durum tespiti yaparken, Putin’in yaptığı konuşmalardan çıkardığımız bir sonucu da belirtmekte fayda var. Bu toprakların zaten kendilerinden ayrıldığını söyleyen Putin’in, askeri müdahalelere devam ederek imparatorluk kurma hevesini de yabana atmamak gerek…
Savaş başlamadan önce Ukrayna’yı yardım vaadiyle, amiyane tabir ile gaza getirmeyi başaran Nato, neden devrede değil sorusunun cevabını da verelim. Nato anlaşmasının 5. Maddesine göre, Nato ülkelerine doğrudan bir saldırı olduğu zaman devreye giriyor. Ukrayna bir Nato ülkesi değil…
AB ülkelerinin, savaş öncesi gerginlik atmosferinde Ukrayna’yı desteklemeleri ise tam bir fiyaskoydu ama Ukrayna başkanı Zelenski bu durumu göremedi ya da görmek istemedi. Zira Avrupa ülkelerinin bu duruma müdahale edebilecek ne insan gücü var ne de askeri gücü… Hele ki Mart ayından sonra Rusya’nın AB ülkelerine verdiği doğalgazı kesmesi demek, Avrupa’da hayatın durması ve felç olması anlamına gelir.
Bu süreç sonunda, Varşova paktına ve komünizme karşı kurulan Nato’nun ve ABD’nin dağılabileceğini söyleyen uzmanların bu söylemlerini de yabana atmamak gerekir.
Bu savaşın çok uzun süreceği kanaatinde değilim ama üçüncü dünya savaşının fitilini ateşleyebilecek nitelik ve nicelikte olduğunu da belirtmek istiyorum. Bu konuda bildiğim tek bir şey var ki, artık dünya eski dünya olamayacak ve yönetim biçimleri dahil dünyada her şey değişecek gibi görünüyor…
İnşallah bu kriz uzun sürmez de dünya ve insanlık, büyük belalardan kurtulmanın formülünü böylece bulmuş olur. Ne diyelim? Her hayırda bir şer, her şerde de bir hayır vardır.
Selam, saygı ve muhabbetlerimle…
Şaban Doğan
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…