Rusya’ya Ambargo Yapamazlar

ABD-İngiltere-Avrupa Birliği triosunun Ukrayna’da sergilediği tiyatronun repliklerinden biri de “Rusya’ya yaptırım uygulamak.”

Bu cümle, söz konusu tiyatronun her sahnesinde var. Avrupa’nın bu tehdidinin hiçbir karşılığının olmadığını belirtmekte fayda var. Çünkü Avrupa’nın enerji kaynağı Rusya’dır.

Rusya’nın enerji hatlarını bırakın kesmeyi, hafiften kısıtlaması bile Avrupa Birliği için tam anlamı ile bir kâbus olur. Avrupa Birliği’nin özellikle sanayiinin neredeyse tamamı Rus enerji kaynaklarına bağlıdır. Ve Avrupa, sanayii üretimi olmadan bir hiçtir. Zaten siyasi ve askeri hiçbir etkinliği ve dahi gücü de yoktur.

Diğer yandan İngiltere ve ABD’nin yaptırım tehditlerine bakalım.

Tehdit edilen ekonomi, geçen yıl dünyanın en büyük 10. ekonomisi.

1.700 Trilyon Dolar civarında bir ekonomi. Bu ekonominin yıllık iç ve dış hareketlerinin toplamı 3 Trilyon Dolar civarında. Başta Avrupa Birliği olmak üzere Kuzey Avrupa, Asya, Güney Asya, Balkanlar, Ortadoğu Afrika ve Latin Amerika’nın büyük bir kısmı bu ekonomi ile ticari ilişkiler içerisinde.

Özetlersek, Gelişmiş 20 büyük ekonomiden biri olan Rusya küresel kapitalizm networkunun en önemli aktörlerinden biri.

Böylesine iç içe ve birbirine bağımlı olan ekonomik sistemde, aktörlerden birinin tökezlemesi, bütün sistemi etkiler.

Örneğin, ABD, Rus bankalarını Swap sisteminden çıkarmakla tehdit ediyor.

Peki, bu tehdit ne kadar gerçekçi ve yerine getirilebilir?

Rus bankacılık sistemini anlatmakla zaman öldürmek yerine tek bir banka üzerinden örnek vereyim konu çok daha net anlaşılır:

Rusya’nın en ünlü bankalarından biri Sberbank’tır. Rus Merkez Bankası iştirakidir ve hisselerin çoğunluğu devletin elinde bulunuyor. Bu bankanın başında Kazakistan Almanlarından Herman Gref bulunuyor. Gref, dünya bankacılık sektörünün yıldızıdır. Komünist sistemden kalma hantal kurumu birkaç yıl içerisinde dünyanın en büyük bankalarından biri haline getirdi. Türkiye dâhil olmak üzere bütün Avrupa ülkelerinden bankalar satın aldı. Ayrıca, Asya, Afrika ve dünyanın diğer kıtalarında da bankalar satın aldı.

Bırakın Rus bankalarını, sadece Sberbank’ı Swap sisteminden attığınızı açıkladığınız andan itibaren, başta Wall Street olmak üzere dünya borsaları kelimenin tam anlamı ile çöker. Bankaların borsalardaki hisse kâğıtları tuvalet kâğıdından daha ucuzlaşır.

Sberbank, öyle tabela bankalarını satın almadı. Örneğin bizdeki en saygın ve işini en güzel yapan bankalardan biri olan Denizbank’ın sahibidir. Avrupa ve dünyanın diğer ülkelerinden satın aldığı bankaların tamamı bizim Denizbank ayarında kaliteli ve finansal olarak çok güçlüdürler.

Dünya finans sisteminde böylesine güçlü olan bir ülkeyi Swap’tan çıkarın da görelim.

Amerikan Başkanlığı, kurguladığı bu tiyatronun daha da gerçekçi görünmesi için Swap tehdidini dünyanın gündemine sundu. Ve tabi kontrollerinde olan basın yayın organları da kitlelerin algısını güçlü bir şekilde etkileyerek piyasalara panik dolu bir gergin havayı kılmayı başardı.

Sadece bir Rus bankasını örnekleyerek Amerikan yaptırımlarının gerçekleşmesinin ne kadar imkânsız olduğunu göstermeye çalıştık.

Diğer yandan dünyanın tahıl ve hububat deposu olan Ukrayna’nın olası bir savaşa girmesi durumunda Dünya gıda piyasasının gireceği krizin boyutlarını tahmin etmek bile çok zor. Avrupa tam bir kaosa girecektir. Avrupa’nın gıda ihtiyacının çok büyük bir oranını Ukrayna karşılıyor. Aslında sadece Avrupa’nın değil, bütün dünyanın tarım ve hububat ürünlerini karşılayan üç beş ülkeden biri Ukrayna’dır.

Ukrayna’da çıkabilecek bir savaşın nelere mal olabileceğini biz görüyoruz da terörizmle bir çok yerde ortaklık kuran Amerika Birleşik Devletleri yöneticileri görmüyorlar mı?

Hele hele Ortadoğu’da Asya’da bir çok terörist örgütü himaye eden Avrupa bunu görmüyor mu?

Rusya’nın bazı ham meddeler konusunda dünyada etkin bir tedarikçi olduğunu da hatırlatmakta fayda var sanırım.

Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda Rusya’ya yönelik bir finansal yaptırım iddiası laf-ı güzaftan ibaret olduğunu söyleyebiliriz.

Peki, böylesine boş olan bir tehdidi İngiltere-ABD-AB- triosu neden yapıyor?

Daha önceki analizlerimizde de belirttiğimiz gibi bu suni krizin esas amacı Avrupa, Balkanlar ve Karadeniz’i yeniden paylaşma gayretinden başka bir şey değildir.

Erdal Şimşek- haber365.com.tr