Bir önceki makalemde “sağlıklı çocuk projesi”nin eksik kalan maddesini dikkatlere sunmuş, sağlıklı bir imanın, diğer bir ifade ile sağlam bir imanıngerekliliğine dikkat çekmiştim.
Şimdi de diyorum ki: Sağlıklı ve sağlam bir imanayani Allah’ın istediği imana sahip olmak, Rasulullah’ın (sav) ve Ona inananların taşıdığı imanı taşımak, bütün problemlerin çaresi ve ilacıdır. Böyle bir iman, sahibine nur verir, huzur verir, kuvvet verir, moral verir, sıhhat verir.
Bir ata sözümüz var: “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”,derler. Bu doğru. Ama ben bundan daha doğru olanını söyleyeyim:
“Sağlam vücut sağlam kafada bulunur; sağlam kafa da sağlam imanda bulunur.”Diğer bir ifade ile, imanı sağlam olanın kafası sağlam olur, kafası sağlam olanın da vücudu sağlam olur. İmanı sağlam olan hem kendisine ve hem de toplumuna huzur verir. İmanı sağlam olmayan da hem kendisini, hem de toplumunu batırır, ağlatır. Acılara boğar.
-Ama hocam imanı olup ta topluma huzur vermeyenler var. Buna ne diyeceksiniz?
Ben imanı olanları kastetmiyorum, imanı sağlam olanları kastediyorum. Geleneksel imana, kültürel imana sahip olan çok, ama hakiki imana, doğru akideye, sahip olan o kadar çok değil. Bundan dolayıdır ki Allah, “Ey iman edenler, Allah’a ve Resûlüne iman edin.”[1]buyuruyor. Müfessirlerimiz, bunu,“İmanda sebat gösterin”,[2] şeklinde yorumlamışlar. Bu doğru. Bir doğruyu da biz söyleyelim: “Allah’ın istediği gibi, Peygamber’in inandığı gibi iman edin. Yani imanınız İslam ahkâmını uygulamak ve Peygamberin ahlakını yaşamakla taçlansın. Allah’a Allah’ı görüyormuş gibi ibadet edin, Allah’ı görüyormuş gibi yaşayın. Yaptıklarınızdan ve söylediklerinizden bir gün Allah’a hesap vereceğinizi aklınızdan çıkarmayın. Ah almayın, zalim olmayın, zalime cesaret vermeyin. Gerçek imanla iman edin, sağlam, kâmil, müşfik, müttekî ve adil Müslüman olun.
Hakiki imanı elde eden Müslüman, ne eliyle kimseyi incitir, ne de diliyle. Bu imana sahip olan münkere, müstehcenliğe razı olmaz. Ölçüde-tartıda hile yapmaz. Aldatmaz. Kibre ve havalara girmez. Güç zehirlenmesine maruz kalmaz, zalim olmaz. Argo, küfür, hakaret, alay, istihze, iftira ve gıybet içeren sözler söylemez. Böyle bir imana sahip insan incinse de incitmez. Kötülüğe iyilikle karşılık verir. Fenalığından dolayı mümin kardeşine acır, lütufla onu ıslah etmeye çalışır. Ne güzel demiş Alvar İmamı:
Kemâlde noksan imiş, İncinen incitenden..
Taziyelerde kullanılan bir ifade var: “Başınız sağ olsun”derler. Bunun yerine keşke “imanınız sağ olsun”denilse ne kadar güzel olur. Çünkü imanı sağ olanın başı da sağ olur. İmanı sağ ve sağlam olmayanın başı da sağ ve sağlam olmaz. Sağ ve sağlam iman, insana her acının ve musibetin altında bir rahmetin ve bir cennetin olduğunu gösterir, insanı rahatlatır, ferahlatır.
“Gelse celalinden cefa/ Yahut cemalinden vefa
İkisi de cana safa/ Kahrında hoş, lütfun da hoş.”
Gerek ağlat, gerek güldür/ Gerek yaşat gerek öldür,
Aşık Yunus sana kuldur/ Kahrında hoş, lutfun da hoş.[3]
Dedirtir.
Bütün insanlığın, özellikle bu vatan evlatlarının bu imana ihtiyacı var. Lütfen bu imana kuvvet verelim, bu imanı kazanalım ve bu imanı kazandırmaya çalışalım. Bu imanı kazandırmaya çalışanlara arkadaş, dost ve yardımcı olalım. (devam edecek)
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi