Makale

Sağlıkta Bağımsızlık Mücadelesi ve Türkiye’nin Geleceği

Dünya Sağlık Örgütü ve Küresel Güç Dinamikleri

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), küresel güç dinamiklerinin merkezinde yer alıyor. Ancak, bu gücün ardındaki niyetler ve manipülasyonlar, sağlık hizmetlerinin sunumunu sorgulamamıza neden oluyor. COVID-19 planlı pandemisi, bu karmaşık yapının gerçek yüzünü gözler önüne serdi. Pandemi sürecinde, küresel elitlerin sağlık politikalarını nasıl manipüle ettiğini ve bireylerin özgürlüklerini nasıl kısıtladığını gördük.

WHO, sağlık krizlerini yönetme iddiasında bulunurken, elitlerin insanları kontrol etme planlarının bir parçası haline geldi. Bu durum, Türkiye’de derin bir güvensizlik ortamı oluşturuyor ve insanlar, sağlık hizmetlerinin arkasındaki gerçek niyetleri sorgulamak zorunda kalıyor.

Küresel Sağlık Politikalarının Gizli Yüzü: WHO

Küresel sağlık politikalarının gizli yüzü, bireylerin haklarını ve özgürlüklerini açıkça tehdit etmeye başladı. Sağlık, sadece bir hizmet değil, aynı zamanda bir kontrol aracı haline geldiği için toplum olarak sorgulamak ve daha şeffaf bir sağlık politikası talep etmek zorundayız.

WHO, küresel elitlerin çıkarlarını korumak için halk sağlığını bir kalkan olarak kullanarak korku ve belirsizlik ortamını besledi. Bu yeni düzenin ayak sesleri, toplumun her kesiminde hissediliyor. Türkiye’de bireyler, sağlıklarını koruma adına özgürlüklerinden feragat etmeye zorlanıyor. Bu durum, bireylerin geleceği üzerinde derin etkiler bırakıyor. Sağlık, sadece bir hizmet olmaktan çıkıp, kontrol mekanizması haline geliyor. Türkiye’de sağlık, bu elitlerin güçlerini pekiştirmek için bir silah haline gelmiş ve toplumda derin bir güvensizlik yaratmıştır.

Sınıf Ayrımları ve Eşitsizlik

WHO’nun uygulamaları, sağlık hizmetlerinin eşit dağılımını tehdit ederken, sınıf ayrımlarını da derinleştiriyor. Türkiye’nin WHO’dan çıkması gerektiği tartışmaları önem kazanıyor. Ancak asıl sorun, WHO’nun ötesinde, küresel sağlık sistemi ve buna entegre yerel sağlık sistemlerindedir. Elitlerin kontrolündeki bu sistem, bireylerin ve toplumların özgürlüklerini kısıtlamak için tasarlanmıştır.

Gerçek değişim, sağlık sisteminin köklü bir şekilde yeniden yapılandırılmasını gerektiriyor. Bu, bireylerin kendi sağlıkları üzerinde söz sahibi olmalarını sağlamak için kritik bir adımdır.

Yerli Sağlık Politikaları ve Bağımsızlık

Dünya Sağlık Örgütü’nün sunduğu alternatiflerin ötesine geçmek, Türkiye’nin yerli sağlık politikalarını belirlemesi için artık bir tercih değil zorunluluk. Bu, bireylerin sağlıklarını yönetme hakkını yeniden kazanmaları için bir fırsat sunuyor. Günümüzde halk sağlığı endüstrisi, küresel ve yerel elitlerin çıkarları doğrultusunda şekillenmiş durumda. Bu yapı, Türkiye’nin yerel ihtiyaçlarını göz ardı ederek, yalnızca küresel elitlerin taleplerine yanıt veriyor.

Sağlık sistemlerinin yerel ihtiyaçlara göre yeniden yapılandırılması, elitlerin kontrolünü kırmak için kritik bir adım. Dışa bağımlılığın sona ermesi, toplumların kendi sağlık politikalarını belirlemeleri açısından elzem. Bu değişim, bireylerin sağlık üzerindeki haklarını yeniden kazanmalarını sağlayacak ve güven duygusunu pekiştirecektir.

Köklü Değişim ve Toplumsal Mücadele

Türkiye’nin sağlık politikalarında köklü bir değişim şart. Yerel ihtiyaçların ön planda tutulması, toplumun sağlığı için hayati önem taşıyor. Bu, sadece bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda bir özgürlük meselesidir. WHO, insan hakları konusunda ciddi sorunlara yol açmaktadır. Sağlık bağımsızlığı, bireylerin kendi sağlıklarını yönetme hakkını ifade ederken, küresel ve yerel elitler bu bağımsızlığı tehdit eden politikalar geliştirmektedir.

Türkiye’de sağlık, elitlerin manipülasyonuna açık bir alan haline gelmiştir. Bu nedenle, bireylerin sağlık haklarını savunmaları ve bu hakların korunması için mücadele etmeleri elzemdir.

Gelecek İçin Yeni Yaklaşımlar

Gelecek, sağlık politikalarında köklü değişiklikler gerektirmektedir. Toplum temelli yeni sağlık yaklaşımları, bireylerin kendi sağlıklarını yönetmelerine olanak tanıyan bir model sunmaktadır. Bu, elitlerin kontrolünü kırmak ve bireylerin özgürlüklerini yeniden kazanmak için bir fırsattır. Türkiye’de sağlık sistemlerinin, toplumların gerçek ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi, dönüşümün temelini oluşturmaktadır.

Bireylerin sağlık hakları için verdikleri mücadele, sadece kişisel bir çaba değil, aynı zamanda toplumsal bir gerekliliktir. Sağlıkta adaletin sağlanması, herkesin eşit haklara sahip olduğu bir geleceğin inşası için kritik öneme sahiptir.

Son Söz: Uyanış ve Dayanışma

Küresel elitlerin “Büyük Sıfırlama” planları, COVID-19 pandemisi ile birlikte daha belirgin hale geldi. Bu plan, ekonomik ve sosyal sistemlerin yeniden yapılandırılmasını öngörüyor ve sağlık politikaları, bu yeni düzenin önemli bir parçası haline geldi. Pandemi, elitlerin sağlık hizmetlerini kontrol etme ve bireylerin özgürlüklerini kısıtlama fırsatı sundu.

Türkiye’de sağlık, bu yeni düzenin aracı oldu ve bireylerin bağımsızlıkları tehdit altına girdiği için sağlık sisteminin yanı sıra bireylerin yaşamları üzerindeki kontrol mekanizmalarını sorgulamak zorundayız. Okuyucular, sağlık politikalarının ardındaki gerçek niyetleri ve bu politikaların toplum üzerindeki etkilerini anlamalıdır. Bu, toplumların geleceği için kritik bir adımdır.

Bireylerin sağlık bağımsızlıklarını yeniden kazanma mücadelesi her zamankinden daha önemlidir. Dayanışmanın artması, küresel elitler için kötü haberlerin başlangıcını işaret edecektir.

Şimdi uyanma ve birlik olma zamanı! Kötülüğe dur de!
Uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin.

SADİ ÖZGÜL

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

Recent Posts

  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

22 dakika ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

1 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

2 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

3 saat ago
  • Makale

Bünyamin’in Alıkonma Süreci ve Su Kabı Meselesi-2

Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…

3 saat ago
  • Gündem

Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş

Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…

3 saat ago