islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Sanat Camiası Gerçekten De Hoşgörülü Mü?

Sanat Camiası Gerçekten De Hoşgörülü Mü?
21 Ağustos 2023 09:00
A+
A-

Bu ülkenin yetiştirdiği değerlerden biri olan Tamer Karadağlı’ya geçtiğimiz yıllarda birkaç defa itibar suikastı düzenlenmişti. Çeşitli bahanelerle kendisine taarruz edenlerin, çoğunlukla halkı temsil etmediğini görmekteydik. Şimdilerde aynı gruplar tarafından algı operasyonu daha güçlü bir biçimde yürütülmeye başlandı. Sebebi de şudur ki Tamer Karadağlı devlet tiyatrolarının başına geçti ve müdür olarak atanması siyasi ve manevi olarak onunla aynı görüşte olmayan birilerini rahatsız etti.

Tamer bey, yirmi yıl aile kurumunu ayakta tutmak üzerine kurgulanan bir dizide hatasıyla sevabıyla bir aile babasını canlandırdı. Kendisi konservatuara Türkçe ve İngilizce oyunlarla girmiş usta bir tiyatrocu. Seslendirme sanatçılığı da yapmış ve hasbelkader ülkenin entelektüel birikimine katkı sunmuş bir isim. Birkaç yıl önce okumayan bir nesil olduğunu söylemiş ve şikâyette bulunmuştu, benzer şekilde muhafazakar bir insan olduğunu ve milli duyguları olduğunu da ifade etmişti. Yaptığı her şey, sektörde hâkim kültüre sahip diğer meslektaşları tarafından alay ve taarruz konusu olmaktaydı. Esasen sanat camiası milli ve manevi duruşu olanlar çok uzun zamandır örtülü bir ambargo uyguluyor. Tamer Bey’e de onlarca hakaretamiz söylemle saldıranlar oldu. Kendisini kıskananların olduğunu herkes biliyor, ancak değerleri yüzünden bir insanın bu kadar tahkir edilmesi hoş değildi elbette.

Tamer Bey’e yapılan şey, onun şahsına ait bir karalama kampanyası olmaktan öte, müzik, tiyatro ve film sektöründe dahası sanat ve kültür alanlarında yaşanan bir ötekileştirme politikasını afişe etmektedir. Bu konuyu yine başarılı oyunculardan Hakan Boyav, katıldığı bir programda dile getirmiştir. Hatta kendisi “Türkiye’de sanat camiasında iş yapabilmeniz için solcu olmanız gerekir ve onlarla barlarda oturup kalkmanız gerekir” gibi sözler söylemiştir. Kendisi pek haklı olarak ödül dağıtımlarının adil olmadığını, bırakın muhafazakâr dizilere ve oyunculara ödül verilmesini, dizi müziklerinin bile halkın dilinden düşmese bile sektördekiler nezdinde kıymet görmediğini söylemiştir. Hakan Bey’in açıklamalarının benzerlerini başka sanatçılar da yapmıştır.  Aşıklar arasında milliyetçi ve muhafazakarların çeşitli iddiaları ve eleştirileri geçmişte olmuştu. Hatta yine tiyatro camiasının ünlü kardeşleri Süheyl-Behzat da yaptıkları şarkıda soyunanın şarkıcı olduğunu ve ehliyet ile liyakata dikkat edilmediğini tenkit etmişlerdi.

Türkiye’de içki, fuhuş veyahut da kötü yola sevk edici huyları işleyenler ve milli ve manevi değerlere cephe alanlar yükseltiliyor mu? Bunları bugünün politikalarında ele almak zorundayız. Solcular veya solcu görünümlüler, bahsettikleri üzere gerçekten özgürlükçü bir alanı kendilerinden olmayanlara sağlıyor mu? Bilhassa da sanatkârlar en ufak bir tarizde bulunmadan, sürekli söyledikleri kardeşlik ölçüsünde sağcılara, muhafazakarlara, milliyetçilere eşitçe davranıyor mu? Tamer Bey gibi insanları yıpratmak, aslında meselenin başka taraflara çekilerek saklanmasından başka bir şey değildir. Bugün bütün bir millet olarak, dizi ve film sektöründeki hatta şarkılardaki telkinli sözlerin, suça ve diğer ahlak bozucu şeylere yönlendirici mesajlarını tiksinerek izlemekteyiz. Birçok uzman bunu dile getiriyor, birçok kişi devletimize başvuruda bulunuyor, ancak hiçbir şey bu bozuk kültürün hâkim kılınması çabasına engel olamıyor. Sanatçı ve eşitlikçi olduğunu iddia eden solcu vatandaşlarımıza gerçek meselelerle ilgilenmeleri çağrısını yapmaktayız. Bakınız psikiyatr olan Nevzat Tarhan Hocamız, aile kurumunun tehdit altında olmasına yönelik ciddi analizleri her mecliste paylaşıyor. Hepimiz bu konuda daha çok duyarlılık sahibi olmalıyız.

ETİKETLER: Manşet