Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ın isimleri halk arasında ve kitaplarda daha çok saray ve saltanat konularında anılsa da Kur’an’da bu iki peygamberin ismi saltanattan çok sanat konusunda gündem edilir (Sebe’, 13)… Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ın yönetimi İslam’ın devlet yönetecek bir din olduğunu, dine dayalı devletin sadece ma’bed dini olmadığını, sanat dini de olduğunu anlatır…
İnsanı en güzel şekilde yaratan Allah, insanın içine eşyayı en güzel şekilde yapma ve yönetme yeteneğini de koymuştur… “Göğe dön bir bak var mı bir gedik, bir eksik” (Mülk, 3) ayeti insanın sanata uyumlu yaratıldığını göstermektedir… Sebe kraliçesi Müslüman olmak için Hz. Süleyman’ın sarayına geldiğinde altından sular akan cam zemini fark etmeyip su dolu bir havuza girdiğini zannederek elbiselerini yukarı çekmesi (Neml, 44) dine dayalı Süleyman devletinin sanatta geldiği noktayı göstermektedir…
Kur’an’da Hz. Davut ve Hz. Süleyman’ın sadece sanat hamlelerinden değil demirin işlenmesi gibi sanayi hamlelerinden de bahsedilir (Sebe, 10-12)… Hz. Davud ve Hz. Süleyman sanat ve sanayiyi önemserken ma’bedleri ihmal etmediler, mabedler de inşa ettiler ve elde ettikleri gücü, sanayi ve sanat gücünü dinin, ahlakın, insanlığın hizmetine verdiler… Her zaman ve zeminde ahlak, adalet ve nizam için çalıştılar…
Devlet dine teslim olursa, din devleti olursa adam keser, ceza verir diye düşünenler bilsinler ki devlet dine dayandığında insanları sadece manevi konularda değil maddi konularda da ihya eder… Hem sanatta hem de sanayi de büyük mesafeler kat edilir… Din sanat ve sanayi alanındaki gelişmelere engel olmaz destekler, hatta emreder…
Sanat; işini, mesleğini en güzel ve en ahlaklı bir şekilde yapmaktır… Sanat ahlaktan, ahlak sanattan bağımsız değildir… “Peygamberin yanında sesinizi yükseltmeyin” (Hucurat, 2) diyen ve “eşeklerin sesini en çirkin ses olarak” (Lokman, 19) niteleyen rabbimiz ahlak-sanat ilişkisini en güzel şekliyle işlemektedir… Sadece şarkı, türkü söylerken değil konuşurken bile ses tonumuzu ayarlamak ve neyi, ne zaman, nasıl, ne kadar konuşacağımızı bilmekte bir sanattır…
Bugün sanatta ve sanayi de öne çıkanlar dünyaya egemen oluyorlar, gençliği kendi taraflarına çekiyorlar… Sanat alanını sol kesime terk ettiğimiz günden beri sanat denilince maalesef insanların aklına ahlaksızlık, gayri meşru ilişkiler vs. gelmektedir… Sanki ses, sinema, resim vs. sanatçısı olmak ahlaksız olmayı gerektiriyormuş gibi bir algı oluşturuldu… Bu algı bizzat sanatçı geçinen, magazin dünyasının müflislerince yapıldı ve başarılı da olundu…
Uydurma hadisler, zaman-zemin ve dönemin şartlarından bağımsız okumalar ve yanlış algılarla müzik, resim vs. sanatlar hakkında olumsuz tablo çizip, Allah’ın nimetlerini haramlaştıranlar da bu yanlışa istemeden de olsa hizmet ettiler… Hâlbuki harama, ahlaksızlığa hizmet etmediği sürece ses, çalgı, sinema, resim vs. gibi hiçbir sanat haram değildir…
Çağa meydan okuyabilmek ve üstün güç haline gelebilmek için biz Müslümanların sanat ve sanayi alanında ciddi hamleler gerçekleştirmesi ve bunu ahlaklı bir şekilde yapması gerekmektedir… Sanat ve sanayi hamleleri ile adilikleri bitirmeli, adaleti öne çıkarmalıyız… Dünyaya İslam’ın sadece ibadet ve ma’bed dini olmadığını, sanat ve sanayi dini de olduğunu göstermeliyiz…