Şehîd ve Şehâdet

“Size ne oluyor ki Allah yolunda ve: ‘Rabbimiz bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar; bize katından bir velî (koruyucu, sahip) gönder; bize katından bir yardımcı yolla’ diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar uğruna savaşmıyorsunuz?” (Nisa 4/75) âyet-i kerimesi uyarınca Suriye’deki mazlumları korumak için Allah yolunda savaşırken kahpece şehid edilen 34 yiğidimizin şehadeti, bu yüce makam(şehîdlik) ile şehîd ve şâhid terimleri üzerinde düşünmeyi gerekli kılıyor.

“Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.”

Allah yolunda canlarını feda eden “şehîd”lerin ‘ölü’ değil, aksine bizim kavrayamayacağımız bir boyutta ‘diri’ olduklarını belirten Bakara/154. âyet ile onların “Rableri katında rızıklandıklarını beyan eden Âl-i İmrân/169. âyet, bu yüce makamın önemini apaçık ortaya koyuyor.

Sözlükte ‘tanıklık etmek, huzurda olmak, hazır bulunmak, idrak etmek, haber vermek, bilmek ve muttali olmak’ anlamlarına gelen şehâdet”, Kur’ân’da çeşitli formalarda 160 kez geçer ve bilmek (3/18,70,86), hazır olmak, yetişmek, tanıklık etmek (2/185, 283), ikrar etmek (24/6), haber vermek (12/81) anlamlarında kullanılır. Allah’ın bildiği gayb âleminin zıddı yani gözle görülen, insanlarca bilinip idrak edilebilen varlıklar (59/22; 5/106) âlemi de şehâdettir. Kıyamette kulak, göz, dil, el, ayak ve derilerin kişi aleyhinde konuşmalarına (41/20-21; 24/24; 36/65); kâfirlerin küfürlerini onaylamalarına (6/130), mahkemede bir olaya dair bilip gördüğünü anlatma da şehâdettir (2/140, 282-283).

Konumuz ise; bir Müslümanın Allah yolunda, İslâm uğrunda öldürülmesi anlamındaki “şehâdet”tir ki bu, “Allah yolunda öldürülmek (2/154) şeklinde ifade edilmiştir. İslâm›ın yücelmesi (i’lâ-i kelimetullah) için savaşırken ölen Müslümanlar, şehîddirler.

Şâhid kelimesinin mübalağası olan “şehîd”; sözlükte ‘bilen, gören, hazır olan, haber veren, muttali ve tanık olan’ demektir. İki kelimenin de çoğulu şühedâ ve eşhâddır. Kur’ân’da 35 kez şehîd, 20 kez de şühedâ geçer. Allah’ın (c.c), Peygamber’in (s.a), meleklerin (50/2) ve insanların sıfatı olarak kullanılır.

Allah’ın sıfatı olarak Şâhid/Şehîd 18 âyette geçer. İnsanlar nerede, ne zaman iyi-kötü, gizli-açık, küçük-büyük ne yaparlar, ne söylerlerse hepsini Allah bilir, görür, şâhid olur. Yedi âyette “Allah’ın her şeye Şâhid olduğu” (4/33; 5/117); 9 âyette de Şâhid olarak Allah’ın kâfi geleceği” (4/79,166; 10/29) bildirilir.

Rasulüllah (s.a) kıyamet günü her ümmetin şâhitlerine (4/41; 16/89) ve Müslümanlara (22/78) şâhidlik edecektir. Her ümmet ve peygamberleri birbirine şâhidlik edecektir (2/143; 16/84,89; 22/78; 5/117; 4/159).

İnsanın sıfatı olarak ‘şehîd-şühedâ’ kelimesi farklı anlamlarda kullanılmıştır: Bir olaya tanıklık eden kimselere (2/282; 4/35; 5/8; 24/4,6), gerçekleri gören, dinleyen, duyan ve gafil olmayan kimselere (50/37) ve nankörlüğünü bilmesi, anlaması ve görmesi itibariyle her insana ‘şehîd-şühedâ’ denilmiştir (100/70).

İnanç, söz, fiil ve davranışlarıyla, âdil, müstakim, numune-i imtisal, güzel ahlâk sahibi, ilim ve irfan sahibi olmaları hasebiyle Müslümanlara şehîd-şühedâ denilmiştir. “Böylece sizi orta bir toplum yaptık ki siz insanlara şâhidler (şühedâ/güzel örnekler) olasınız, Peygamber de size şâhid (şehîd) olsun…” (2/143). Rasûlüllah’ın (s.a) inanç, söz, fiil, davranış ve yaşantısıyla insanlara örnek olması “şehîd”, müminlerin de insanlara örnek ve model olmaları “şühedâ” kelimesi ile ifade edilmiştir. Şehîdler ‘Allah yolunda’ölürlerken, ‘Allah için’ yaşadıkları örnek hayatlarıyla da insanları diriltirler. Çok ihmal edilen bu şehîd (örnek/model) oluş; “rükû edip secde ederek (namaz kılarak), Rabbe kulluk görevini yerine getirip hayırlı ameller yaparak, Allah yolunda gerektiği şekilde cihad ederek, ‘Müslüman’ adına ve kimliğine yaraşır tavırlar sergileyerek, namazı dosdoğru kılıp, zekâtı vererek ve Allah’a (Din’ine) sımsıkı sarılıp yalnız O’nu mevlâ ve yardımcı” (Hac 77-78) bilerek gerçekleşir.

Allah yolunda öldürülenlere şühedâ (şehîdler) denir (3/140; 4/69; 39/69); bu, ölen kişinin cennetlik olduğuna dünyada şâhidlik edilmesi, gerçekte ölü olmayıp yaşaması (2/154) sebebiyledir. 

Peygamberimiz (s.a); Şehîdlerâhirette gördükleri nimet ve ödül sebebiyle dünyaya tekrar dönüp on defa öldürülmeyi isterler” buyurmuştur (Buhârî, Îmân 26; Müslim, İmâre 103). 

Ve şehîdler âhirette peygamberler, sıddîklar ve sâlihlerle beraber olacaklardır (4/69).

Abdullah YILDIZ

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

1 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

2 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

6 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

7 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

8 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

8 saat ago