islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4780
EURO
36,4367
ALTIN
2.954,01
BIST
9.294,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

SELÂM SİZİN ÜZERİNİZE OLSUN

SELÂM SİZİN ÜZERİNİZE OLSUN
8 Mayıs 2024 09:00
A+
A-

Ya da Kur’an’da selâm…

-Selâm nedir?

Selâm’ın aslı, ‘se-li-me’ fiili sözlükte; dış ve iç âfetlerden belâlardan veya dertlerden uzak olmak demektir.

Şu âyette olduğu gibi: “Ancak Allah’a selîm bir kalple gelenden başka…” (Şuarâ 26/89)

Bu fiilin masdarı “selâm veya selâmet” şeklinde gelir. (el-Isfehânî, R. el-Müfredât, s: 350) Bu da kurtuluş ve (tehlikeden) uzak olma manasındadır. Bazılarına göre selâmet âfiyettir. (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab 7/240) Nitekim şu iki âyette selâm bu manada kullanılıyor:

“Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan toplulukla, Bizden bir ‘selâm-esenlik’ ve bereketle gemiden in…” (Hûd 11/48)

“Biz: ‘Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve selâm (selâmetli) ol’ dedik.” (Enbiyâ 21/69)

‘se-li-me’ fiili ve onun türevleri olan kelimeler; barış, teslim olma, güvende olma, ayıp ve kusurdan uzak olma, barışa girme, hayır ve iyilik içinde olma gibi anlamlara gelirler. (H. K. Ece, İslâmın Temel Kavramları, s: 299 ve 603)

Selâm, insanlar hakkında kullanıldığında, ‘selâm vermeyi’, sözle esenlik, barış ve güven dilemeyi ifade eder.

Araplar İslâmdan önce ‘selâmün aleyküm’ şeklinde selâmlaşırlardı. Bu da onların aralarındaki barışın, tehlikesizliğin, güvenin bir alameti gibiydi. Sanki ‘burada savaş yok (rahat ol)” demiş olurlardı. İslâm geldikten sonra bunu benimsedi ve mü’minlere aralarında bu selâmı yaymalarını emretti. (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab, 7/241)

Kendilerine gönderilen elçi Lût’u dinlemeyen ve inkârda direnen ve aşırı çirkin işler yapmaya devam eden Lût kavmi cezayı hak etmişti Allah (cc) onları cezalandırmak üzere iki melek gönderdi. Melekler insan suretinde önce bir çocuk müjdelemek üzere hz. İbrahim’e uğradılar. Onun yanına gelince de ona selâm verdiler:

Hani onlar (elçiler), İbrahim’in yanına varmışlar ve “Selâm olsun sana!” demişlerdi. O da “Size de selâm olsun.” demiş, “Bunlar tanınmamış (yabancı) kimseler” (diye düşünmüştü). Zariyât 51/24-25. Bir benzeri:  Hûd 11/69. Hıcr 15/52)

İbrahim (as) onlara görevlerinin ne olduğunu sorunca onlar; suçlu bir kavmi cezalandırmak üzere gönderildiklerini söylediler. (Zariyât 51/32-34)

Hz. İbrahim (as) görevi gereği babasına ve kavmine, insanın düşmanı olan şeytana itaat etmemesini tebliğ etti. Babası ise eğer tanrılarından yüz çevirecek olursa onu taşa tutup kovacağını söyledi. Bunun üzerine şöyle dedi:

“Sana selâm olsun!” “Rabbimden seni bağışlamasını isteyeceğim: Çünkü O bana karşı hep lütufkâr olmuştur.” (Meryem 19/47)

İnkârcılar veya hakikati anlamadıkları için kabul etmemekte direnen kimseler kendileriyle alay ettikleri, ya da hakikat konusunda inatla cedelleştikleri zaman;

“Rahmân’ın has kulları ki, onlar yeryüzünde tevazu ve vakar içinde yürürler ve ne zaman kötü niyetli, dar kafalı kimseler kendilerine laf atacak olsa, (sadece) selâm! derler.” (Furkan 25/63)

Kurtuluş, esenlik, barış ve güven, tehlikeden ve azaptan uzak olma gibi selâmın kapsadığı bütün güzellikler sonunda hidâyete uyanların hakkıdır. Allah (cc) hz. Musa’ya ve Harun’a şöyle buyurdu:

“Öyleyse artık ona gidin ve deyin ki: ‘Biz ikimiz senin Rabbinin elçileriyiz; bunun için, İsrailoğulları’nın bizimle gelmesine izin ver ve onlara (artık) sıkıntı çektirme.

Biz sana Rabbinden bir mesajla geldik; ve (bil ki O’nun bahşedeceği) nihaî kurtuluş ve esenlik (selâm) (yalnızca, O’nun gösterdiği) yolu izleyen kimselerin olacaktır:” (Tâhâ 20/47)

Bir başka yerde peygamberin muhataplarına esenlik ve selâmet dilemesi emrediliyor:

Ve (O, Elçisinin) şöyle diyeceğini de bilir: “Ey Rabbim, işte bunlar, inanmamakta direnen bir kavimdi.”

Fakat sen (verdikleri selâmı) güzel bir karşılıkla al, yani “(size de) selâm olsun” de. Nasıl olsa zamanı gelince (gerçeği) öğrenecekler.” (Zuhruf 43/88-89)

Burada görünüşte ‘onlara selâm ver” deniliyor. Bunu “Allah’tan onları selâmete kavuşturması dile” veya “sizinle benim herhangi bir kavgam yok” şeklinde de anlamak mümkün…

Kadr Gecesi hem bin aydan daha hayırlıdır hem de fecre (tan yerinin ağarmasına) kadar selâm’dır. Bu  selâm, aynı zamanda barış, huzur, saadettir. Kur’an’ın inişi hatırına, bu gecey, değerlendirenler için af müjdesi olabilir.

O gece melekler hayatın her alanına dair emirlerle inerler. Ancak her emrin hayır ve şerre de şâmil olması ihtimaline karşı, ‘Kadr’e mazhar olacaklar hakkında şer ihtimalini ortadan kaldırmak için buyuruluyor ki “O sabaha kadar bir selâmdır”. Yani sırf selâmettir. Yahut Allah tarafından bir selâmdır. Melekler de müminlere selâm verip dururlar.  (Elmalılı, H. Yazır, Hak Dini Kur’an Dili (sad.), 9/347)

Kur’an iman edenlerin bazı özelliklerini saydıktan sonra şöyle diyor:

“Onlar (mü’minler) ki, boş ve anlamsız sözler işittikleri zaman ondan hemen yüz çevirip, “Bizim yapıp-ettiklerimizin hesabını biz vereceğiz, sizin yapıp-ettiklerinizin hesabını da siz vereceksiniz.

Size selâm olsun; bizim, (doğru ile yanlışın anlamından) habersiz kimselerle işimiz yok” derler.” (Kasas 28/55)

Yani sizden selâmete kavuşmayı istiyoruz derler. “Size selâm olsun” ifadesini “yolunuz açık olsun” diye de anlamak mümkün…

Melekler cennetlikleri şöyle karşılayacaklar:

“Rablerine karşı gelmekten sakınanlar (müttakiler) da gruplar halinde Cennete sevkedilecek. Nihayet oraya vardıklarında cennetin kapıları açılmış olacak; bekçileri onlara,

“(selamün aleyküm, dıbtüm) Selâm size! Hoş geldiniz! Ebedî olarak kalmak üzere buyurun girin Cennete!” diyecekler.” (Zümer  39/73)

-Allah’ın ismi olarak selâm

‘Selâm’, Allah’ın güzel isimlerinden biridir.

“Allah’tır gerçek İlah! O’ndan başka yoktur ilah! O Melik’tir, Kuddûs’tür, Selâm’dır, Mü’min’dir, Müheymin’dir, Aziz’dir, Cebbâr’dır, Mütekebbir’dir.

Allah, müşriklerin iddialarından münezzeh ve yücedir.” (Haşr 59/23)

es-Selâm ismi, Tirmizî ve İbni Mâce’nin verdikleri “esmâu’l-hüsnâ” listesinde yer almaktadır. (Tirmizî, Da’avat/82 no: 3507. İbni Mâce, Dua/10 no: 3860)

Peygamberin arkasında namaz kılan sahabeler önceleri tahiyyâta oturunca; “Allah’a kullarından selâm olsun, falana falana selâm olsun” manasında ifadeler kullanırlardı. Bunu duyan Peygamber (sav); “Allah’a selâm olsun demeyin. Allah selâmın kendisidir. Fakat siz siz şöyle söyleyin dedi ve Tahiyyât duasını öğretti.” (Buhârî, Ezan/150 no: 835. Müslim, Salat/55(897) no: )

Rasûlüllah (sav) namazın sonunda; “Allahümme ente’s-selâmü ve minke’s-selâm, tebârekte yâ zel-celâli ve’l-ikrâm” yani, “Ey Allahım sen Selâmsın ve selâm Sendedir…’ denilmesini tavsiye etmiştir. (Müslim, Mesâcid/26(135-136) no: 1334-1335. Ebû Dâvûd, Vitir/25 no: 1512. Tirmizî, Salat/108 (298))

es-Selâm, Allah’a nisbet edildiğinde iki manada anlamak mümkün:

Birincisi; yaratılmışlara ait acz ve eksikliklerden uzak olmak. Demek ki Allah’ın zâtı açık ve gizli kusurlardan, yaratıklara mahsus değişikliğe uğramaktan, zevâl bulup ortadan kalkmaktan münezzehtir (uzaktır). Aynı anlam Allah’ın el-Kuddûs isminde de vardır.

İkincisi; selâmetin kaynağı olup esenlik veren demektir. (el-Isfehânî, R. el-Müfredât s: 350. İbni Manzur, Lisânu’l-Arab 7/241) es-Selâm ismi hem Allah’ın noksanlıklardan uzak olduğunu, hem de O’ndan kullarına gelen esenliği, güveni ifade eder. Öyleki es-Selâm, her selâmetin kaynağı, kendisi ayıptan ve kusurdan uzak olduğu gibi selâmet umulan, kurtuluş arayanları selâmete erdirecek olan da O’dur. (Elmalılı, H. Yazır. Tefsir (sad.) 7/524)

Hüseyin K. Ece

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.