Hz. Ebû Zer (R.) anlatıyor:
“(Topluluk halinde bulunuyor iken) Allah’ın Resulü yanımıza çıka- geldi ve sordu:
– Allah’ın en çok sevdiği ameller hangileridir, biliyor musunuz?
Öğretmek amacını taşıyan bu soruya söz alan bir sahâbî,) “Namaz ve zekâ”tdır, diğer bir sahabî de“Cihad”dır cevabını verdi. Allah’ın Resulü ise şöyle buyurdu:
– Allah’ın en çok sevdiği ameller, Allah için sevmek ve Allah için nefret duymaktır.”1
SEVGI VE NEFRET, IMÂNLA IRTIBATLIDIR
Allah için sevmenin ve nefret duymanın namaz, zekât ve cihâtdan daha üstün ameller olmasının sebebi ne olabilir?
Hadisimizin çağrışım yaptırdığı bu suali şöylece cevaplandırabiliriz:
Sevgi ve nefret namaz, zekât ve cihad gibi yalnız imânın gereği olup, imânı kuvvetlendiren ameller değildir. Bunlar doğrudan doğruya imânla rabıtalı amellerdir. İmân ise amelden üstündür.
Sevgi ve nefretin kaynağı kalptir. Duyulmaları da fiili bir atılımı gerektirmez. Böyle iken Allah’ın sevdiğini bildirdiği meselâ takva sahibi, sabırlı ve adâletli kulları sevmemek, amel yetersizliği ile açıklanamaz. Ancak imanın kalpde kökleşmemiş olması ile izâh edilebilir. Hele hele Allah’ın sevmediğini bildirdiği, örneğin kâfirlere, zalimlere, kendini beğenenlere ve fesad çıkaranlara nefret duymamak ve üstelik onları sevmek imanla çatışan bir durumdur.
KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR
Evet sevgi ve nefret imanla rabıtalı olduğu içindir ki Peygamber’imiz “Bir topluluğu sevdiği halde onların yaşantısına ayak uyduramayan kişi hakkında ne buyuruyorsunuz?” şeklinde bir sual soran sahâbiye “Kişi sevdikleri ile beraberdir.” cevabını vermiştir.
Rabbimiz de, MâideSûresinin elli birinci âyetinde, kişinin sevdiği ve dost edindiği topluluğun bir parçası olduğunu şöylece açıklamıştır:
“Ey iman edenler! Yahudîleri ve Hrsitiyanları sizi temsil edebilir ve adınıza tasarrufta bulunabilir velîler/dostlar edinmeyin! Onlar birbirlerinin velîsidirler. Sizden kim onları velî edinirse o, onlardandır. Şüphesiz Allah zalim toplumu doğru yola iletmez.”
ÖNEMLİ SURU
Burada, sevginin kaynağı olması gereken din, Allah için de olsa nefreti büyük bir amel olarak nasıl öğütleyebilir, şeklinde bir görüş ileri sürebilir.
NEFRETIMIZ SEVGIMIZDEN KAYNAKLANMALI
İyice bilinmelidir ki, dînîn öğütlediği nefret, sevgiden kaynaklanan bir nefrettir. Meselâ İslâm’da kâfire nefret maddeciliğinden ötürü, zalime nefret de zulmünden dolayıdır. Verdiğimiz bu örnekler üzerinde iyice düşünüldüğünde materyalizme ve zulme nefretin insanlığa sevgi olacağı hususu kavranılabilecek bir hakîkattır.
ARD
SEVGİ NEFRET HAMAS İSRAİL