Günlerdir meteoroloji, çöl sıcaklarının ülkemizi etkisi altına alacağı yönünde açıklamalar yapıyor. Herkesin bu çöl sıcakları nedeniyle çok dikkatli olması hususuna uyarılarda bulunuyor. Haklılar. Özellikle nem oranı yüksek olan yerlerde bu sıcaklara maruz kalmak ciddi sorunlara neden olabilir. Bu vesileyle bir uyarı da biz yapmış olalım: Meteorolojini uyarılarını dikkate alalım ve söz konusu tarihlerde ve belirtilen saatlerde mümkün olduğunca tedbirli olalım, dışarıda zaman geçirmeyelim.
Sosyal mesajı da verdiğimize göre asıl mevzumuza geçebiliriz. Ülkemiz coğrafi açıdan oldukça güzel ve yine oldukça ilginç bir yerdir. Güzel, çünkü dört mevsimi de yaşayabileceğiniz ender ülkelerden biridir. Güzel, çünkü bu özelliğiyle tarihte hep göz önünde bir yer olmuş ve bu nedenle de uğruna nice savaşlar yapılmıştır. Güzel, çünkü bereketli topraklara sahiptir ve bundan dolayı yılar yılı tarımsal açıdan kendine yeten bir ülke olarak anılmıştır. Güzel, çünkü insanlık tarihinin bu topraklarda başladığına dair çok sayıda arkeolojik ve tarihi bulguyu içinde barındırır. Yazımızın asıl amacı bu olmamakla beraber birkaç örnek vermemizin bir sakıncası olmaz herhalde: Göbeklitepe, Hilar Mağaraları, Çatalhöyük, Ashabı Kehf mağaraları (Tarsus, Afşin, Lice), Saint Pierre Kilisesi, Balıklı göl, Hz. Nuh’un gemisi, peygamberler ile sahabelerin kabirleri (Diyarbakır), Sümela manastırı, yer altı şehirleri ( Kapadokya, Kayseri, Mardin, Yozgat, Aksaray, Çankırı ve diğerleri)… Ülkemizin güzelliğini ve ilgi çekiciliğini ifade etmek için bu kadar örnek yeter sanırız.
İnsanların bu kadar ilgi gösterdiği ve uğruna savaştığı ülkemize sıcak ve soğuk hava dalgaları da ilgi göstermektedir, dersek yanılmış olmayız her halde. Baksanıza kışın Avrupa ve balkanlardan gelen soğuk ve yağışlı hava akınlarına, düzeltelim, akımlarına maruz kalır. Yazın ise Afrika ve Orta Doğu’dan gelen sıcaklar ile çöl tozlarının saldırıları karşısında kendini savunmak mecburiyetinde kalır. Bu durumdan şikâyetçi olup olmama konusunda doğrusu kararsızız. Nihayetinde bu havalar ülkemizi bu kadar güzel bereketli kılmış olabilir, değil mi? Bu havalar ve getirdiği güzellikler ülkeyi ilgi çekici hale getirdiğinden tarih boyunca sahip olunmak istenen bir ülke olmuştur, denebilir mi? Bizce evet. Başka bir niyetle yazılmışsa da tam da buraya uyacağını düşünerek Orhan Veli’nin ‘’Güzel Havalar’’ şiirini hatırlayalım:
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Bu güzel havalarda istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum.
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti,
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Bizler, bu ülkede hayatlarına devam edenler olarak çoğu zaman onun bu güzelliğinin bize yeteceğini düşünerek ona sahip çıkma konusunda maalesef tembellik yapmaktayız. Bu tembellik nedeniyle de ülkemizi mahvetmekteyiz. Hangi görüşe sahip olursak olalım ülkemizin her bir zerresine, hem maddi hem de manevi açıdan her bir zerresine, sahip çıkmalıyız. Ağacına, denizine, dağına gölüne, yaylasına, vadisine, deresine, tepesine ve buralarda yaşayan her canlıya sahip çıkmalıyız; onları korumalıyız. Buradaki her şeyin bizim karakterimizin oluşmasında etkilerinin olduğunu unutmayalım.
Hindistan’ı işgal eden İngiliz askerlerinin bir süre sonra oradaki insanların davranışlarını sergilemeleri ve kendi disiplinlerinden kopmaları; mevsimlerin, havaların etkilerini açıklayan bariz bir örnek olarak toplumbilimciler tarafından öne sürülmektedir. Hatta ülkemizde bölgesel olarak insan davranışlarında birtakım farklılıklar olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Aynı duruma farklı tepkiler verildiğine hepimiz şahit olmuşuzdur. Bu da bir başka zenginliğimiz ve güzelliğimizdir aslında.
Ancak her ne olursa olsun bizi birbirimize bağlayan temel değerlerimizi korumak, birbirimize zarar vermeden yaşamak noktasında ciddi gayretler sergilemeliyiz. İnsan olarak maruz kaldığımız herkes ve her şey bizde izler bırakmaktadır. Bu izlerin tatlı anılar olması en büyük temennimizdir. Derin yaralar bırakmadan ve derin yaralar almadan ömür serüvenimizi tamamlamak nasibimiz olsun. İsmet ÖZEL’in ‘Mevsimlerin İnsanlara Yaptığı Fenalıklar’ şiirinden bir bölümü aşağıya alarak bu haftaki sohbetimizi sonlandıralım.
Mevsimlerin bizim âşıklarımız olduklarını bilmezdim
Bizi duysunlar için doluyorlarmış meğer etrafımıza
Koynumuzdan her geçişinde kendine yol edermiş bir mevsim
Ve gelirmiş sargımız kalkıverince uyarak çağrımıza
EYYUP YÜKSEL
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…