islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,7367
EURO
36,5541
ALTIN
2.951,51
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
11°C
İstanbul
11°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Çok Bulutlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C

Sinema İle Faizi Vurmak

Sinema İle Faizi Vurmak
17 Ağustos 2017 08:20
A+
A-

Birbirinden çok da bağımsız olmadığını düşündüğüm sinema ile faiz ilişkisi, nasıl olmalıdırdan önce nasıl bir ilişkisi var üzerine temas edip, sonra olması gerekenleri paylaşacağım. Sinema, görselliği ile, algıları en iyi yönlendiren yönü ile artık devletlerin politikası haline gelmeye başladı. Hollywood bu konuda Amerikan kültür emperyalizmini bütün dünyaya servis ederken, sadece bu yıkımı ile ülkelere girmiyor, bunun iktisadi sömürü alanlarına hızlı bir biçimde kaydırıyordu. İşgallerin artık farklılaştığı dünyamızda sinema da en güçlü gönüllü işgal öncü kuvvetlerinden biri.

İslam dünyasının sonbahardan çıkamayışının temel unsurlarından biri de bu konudaki Allah’ın uyarılarını dikkate almayışlarıdır. Müslümanlar Allah’tan yardım istemeyi iki dudakları arasında hapsettikleri sürece Rad süresinin 11 ayeti tecelli edecektir.Sosyal bir değişimin temel prensiplerinden olan bu ayeti, Müslümanlar eylemleriyle birleştirmek zorundadır. Müslümanlar Allahı çok severler. Ancak iş ona eylemle boyun eğmeye gelince, maalesef tablo sevgi iddialarının tam zıddına bir durumu ortaya koyuyor.

Rabbımız şöyle buyuruyor;

“Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki, bununla Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizlerin bilmeyip de Allah’ın bildiği diğerlerini korkutasınız…‘’ (Enfâl: 60)

Düşmanın silahı ile silahlanmak olarak ifade edebileceğimiz bu ayet, aslında çok daha yönlü bir mesaj taşımaktadır. Şu bir gerçek ki hak ile batılın mücadelesi, insanlığın ürettiği her şeyle yapılır hale geldi. İşte sinemada bunlardan biri olarak kıtalar arası toplumları yönlendiren büyük bir algı operasyonu alanıdır.

Bugüne kadar İslam’a yapılan saldırıların en etkili alanı olan sinema, maalesef Müslümanlar tarafından gerekli ilgiyi görmemiş, bu alanda yeterli kadrosunu oluşturamamıştır. Günümüze kadar yapılmış çalışmaların tarihsel olarak medeniyetimiz tarafından konu sıkıntısı çekmeyecek kadar büyük zenginliğe sahip olmasına rağmen; kimi zaman politik kimi zaman yetersizliklerden dolayı Müslümanlar sinemada etkin olamamıştır. İslam medeniyetinin tarihi müktesebatındaki zenginlik herkesin malumudur. Bizim bu alandaki ilgisiz kalmış ve bugüne kadar bilebildiğimiz kadarı ile hiç bir eser verilmemiş sosyo ekonomik ve politik bir alanda boy gösteren faiz konudur.

Faizle mücadelede sinemanın önemine dikkat çekmeye çalıştığımız bu yazımızda islami hassasiyeti olan iş adamlarımızın da dikkatini çekmek istiyoruz. İş adamlarımızın faiz belası ile nasıl sömürüldüğünü çok iyi bilen biri olarak; onların bu mücadelede aktif rol almasını tavsiye ediyoruz. Bu öncülüğe, faize karşı net çıkışı ile Müsiad Başkanı Abdurrahman KAAN beyin ilgisiz kalmayacağına inanıyorum. Çünkü faizciler Allah ve elçisi ile aralıksız bir savaş halindedir. Müslümanlar en az onlar kadar mücadele etmek zorunda değil mi?Allah’ın kendisine mal ikram etmiş olduğu Müslüman kardeşlerimizin de tarihsel bir misyon taşıdığı gerçeği apayan ortadadır. Dolayısıyla sorunların sadece söylenerek çözülmeyeceğini biliyoruz. Tespitlerin çözüm önerilerinden soyutlanmış bir tekrar içinde sürekliliği sadece zaman kaybıdır.

Türkiye’de islami hassasiyeti olan insanlarımızın faize karşı reflekslerinin çok ciddi manada törpülendiğini görüyoruz. Bu reflekslerin canlanması için her enstrümanın kullanılması lazımdır. Kabuk bağlamış bu yaranın yeniden kanatılması şarttır. İş adamlarımızın bu yarayı kanatmada alacakları aktif rolleri, faize karşı yapılacak etkili bir sinema filimine sponsor olmaları ile; faizle mücadelenin temel sıçramalarından biri olacaktır. Ayrıca bu filimle toplumun faizi kanıtsamış kesimi de uyandırılıp, faize karşı toplumsal bir hareketin başlaması büyük olasılıkla muhtemeldir.

Toplumumuz, faizden dolayı hayatın her alanında ızdırap çekmektedir. Gerçekleri öğrenmede Tv programları, siyasal çıkışlar, STK çalışmaları; ilgi alanları darlığı dolayısı ile etkili olunamamaktadır. İşte sinema her kesime mesajı somut olarak verebilecek bir argüman olarak ortadadır. Üzerinde çok iyi çalışılacak bir senaryo ile; mevcut faiz sisteminin bütün zararlarını perdeye taşınması; izleyicilerin bu sorunları hayatlarında sürekli yaşamaları, hem ilgilerini hem de konuyu sahiplenmeleri açısından son derece önemli olacaktır.

Filimin senaryosunu bir senaristin tekeli ile değil, oluşturulacak bir komite tarafından, toplumun bütün sorunlarının sebebini ve sorunlar arası ilişkiyi ve elbette çözüm önerilerini içerecek bir senaryo niteliği taşımak zorundadır. Çağrı filminin İslamın dünyaya tanıtmadaki etkinliği hala canlılığını korumaktadır.

Şimdi soruyoruz; faizi sinemayla vurmak için günümüzde Ebubekirler mi yok?!

Selam ve dua ile…

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.