Resûlullah (s.a.v.) buyurdular :
“Her kim Allâh’a ve âhiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhârî)
Söz gümüş ise sûkut altınmış der atalarımız. Ne güzel söylerler o güzide ve bilgi ruhlu kimseler.
Bazen insanlar kelimeleri ne kadar da israf ediyor oysa israf edilen yalnız kelimeler olmuyor. Haklı davamızda haksız hale düştüğümüz nefsimiz ve sevdiklerimiz de bundan pay alıyor. Hayal kırıklığına uğrayan, umuda ve mutluluğa koşan benliğimiz zarar görüyor. Geriye ket vuran cesaretimiz, yıllarca iyilik uğruna feda ettiğimiz emeklerimiz, tam da meyvelerini alacakken ömürlük sermayemiz sonu hüsran olacak menzile gidiyor.
“Rahman olan Allah, insana beyanı öğretti.” (Rahman 55/4)
Sözü latife ile süslemek, onaylayıcı kelimeler eşliğinde sevdiklerimize değer, kıymet hissettirmek, sözü bir sanat bilip nakşetmek, ilahi bir nimet ve hesaba çekileceğimiz bir vazifedir.
Sözün ruhunu nefs, öfke, hırs ile bürümüş halde kullanmak ne kadar insani? Beşeriz elbette böyle duygulara saplanabiliriz. O vakit sadece susmanın gücünü kullanarak, bilgelik ile ecdadımızın “Söz gümüş ise sûkut altındır.” nasihatinden istifade etmek ne faziletli bir davranıştır. Bununla beraber toplumda ikaz edilmesi icap eden herhangi mevzuya kelimelerin sevgi ve şefkat iklimini yüklemek, kelimeyi beyanın gücü ile de kuvvetlendirerek toplumu kurtuluşa davet etmek özlenen hitabetin ta kendisidir.
Yapabileceklerimizin, söyleyebileceklerimizin SINIRINI BİZ BELİRLERİZ ve HUDUDUNU BİZ ÇİZERİZ. KENDİMİZİ DE BİZ FRENLERİZ. Fakat nedense hayatın içinde yüz yüze geldiğimiz ve beğenmediğimiz her sonuçta, bütün sorumluluğu sebeplere, kadere, şansa ve başkalarına yükleyerek sorumluluktan KAÇARAK rahatlamayı tercih ederiz.
Peki bu davranış bozukluğunu sergileten psikolojik hal KAÇIŞ değil de nedir?
Şu soruyu kendimize sormamız gerekir:
KAÇIŞ çare midir?
Çaresizlik midir?
Eğer ki hala her şeye kızıyor ve olanların sonuçlarını birilerine mal ederek öfke duyuyorsak kendimiz ile olan kavgamız bitmemiş demektir ve eğer hala her şeyden “şikâyet” ediyorsak hakikati göremiyoruz demektir.
Oysaki rahmet peygamberi efendimiz Hz. Muhammed as der ki:
“Mümin ne insanları karalayan, ne lânet eden, ne kaba ve kötü sözlü, ne de hayâsız birisidir.”(Tirmizî)
Ve Rabbimiz de der ki:
“Gerçekten Sen çok üstün bir ahlâk üzeresin.” (Kalem 68/3) https://www.kuranikerimmeali.net/
O halde insan olarak modelimiz rahmet peygamberi Hz. Muhammed as olmalıdır.
Pire için yorgan yakana ne yazık. Tam da bu konuyu anlamamızı pekiştiren hadisi şerifi ile sevgili peygamberimiz buyuruyor ki:
“Kul, Allâh’ın hoşnut olduğu bir sözü söyler, fakat onunla Allâh’ın rızâsını kazanacağı hiç aklına gelmez. Hâlbuki Allah, o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyamet gününe kadar o kimseden hoşnut olur. Yine bir kul da Allâh’ın gazabını gerektiren bir söz söyler fakat o sözün kendisini Allâh’ın gazabına çarptıracağını düşünmez. Oysa Allah o kimseye, o kötü söz sebebiyle, kendisine kavuşacağı kıyamet gününe kadar gazap eder.” (Muvatta)
Sabır ve bilgelik elbisesi ile takva yollarına revan olmak ne kadar güzel. Öyle kullar ile hemhal olmak ne güzel kader. Allah dili ile kalbi bir olanlara çıkarsın yollarımızı.
Sadi Şirazi Hazretleri o kadar veciz bir cümle ile sözü sanata çevirir ve beyanı fevkalade kullanır ki:
“Sonbaharda gül ağacının yıkma ki, ilkbaharda onun güzel manzarasından mahrum olmayasın.” Gönül kırmanın telafisi zordur.
Hatta bazen güzel bir şey söylediğimizi sanırız fakat muhatabımız tedirgin olmuş ve aslında onu fazlaca rahatsız etmişizdir ve bu iletişimsizlik bize hayli bedeller ödetebilir.
İnsan neden beyanının, ne yaptığının sonucunu düşünmez ve korkmaz ki?
Oysa yüce kitabımız Şems Suresi 15. ayette buyuruyor ki:
‘’O (Allah), yaptığının sonucundan korkacak değildir.’
Fakat insan yaptığı işin sonucundan korkacak, sakınacak, tedbir alacak, elbet hesap yapacak.
Söz beyandır. Beyan ise mikro alem insandan yollanan, makro alem kainata ulaşan bir dalgadır, bir frekanstır. Mutlaka makro alemden, mikro aleme cevabı bir şekilde ulaşacak ve ağızdan çıkan sözün sahibine, uyumlu bir yazgıya dönüşerek, kişi bu kelamının sonuçlarını yaşayacaktır.
Aynı sonuca çıkan bir konu, bazen iki farklı yoldan da ifade edebilir. İnsan için biri çok kırıcı, biri de sevecen olabilir.
”Kralın rüyası” hikayesinde olduğu gibi:
“Kral bir sabah uykudan uyandığında bir rüya gördüğünü hatırlamış. Hemen emir vermiş. Ülkenin en iyi rüya yorumcusunu bulun getirin demiş. Rüya yorumcusunu bulup huzuruna getirmişler. Kral rüyasını anlatmış. Yorumcu onu dinledikten sonra şöyle bir yorum yapmış:
– Kralım, sizin bütün sevdikleriniz en yakın zamanda ölecek.
Kral bu sözü duyduktan sonra çok sinirlenmiş ve bağırmaya başlamış:
– Atın bu adamı dışarı. Derhal bana başka bir rüya yorumcusu bulun.
Ülkeyi aramışlar taramışlar sonunda başka bir rüya yorumcusu bulmuşlar. Buldukları şahsı kralın huzuruna çıkarmışlar. Kral rüyasını ona da anlatmış. Rüya yorumcusu kralı dikkatlice dinledikten sonra kralın rüyasını şöyle yorumlamış:
-Kralım, sizin rüyanızın yorumu şöyledir:
-Siz çevrenizdeki bütün insanlardan daha uzun ömürlü olacaksınız.
Kral duyduğu bu yoruma çok sevinmiş. Ona bir kese altın vermiş ve uğurlamış.” Kıssadan hisse demişler. Kralın rüyası hikayemizde elbet anlayana güzel hisse vardır. Rabbim hissemizi bol yanından versin.
Günümüzde bir gence sormuşlar i:
-Neden ateist oldun?
-Allah’a olan nefretimden, diye cevap vermiş.
Toplumun bağrına emanet edilerek insanlığa hediye edilmiş bir genç neden Allah’tan nefret eder?
Ya da bu nefreti tetikleyen ve toplumun içerisinde onu yaratana karşı önyargıya iten hangi yanlış beyan, davranış ve söylemlerdir iyi düşünmek gerekir.
Bir alimin öğrencisine öğrettiği disiplin o kadar çarpıcı ki:
“Oğlum! Bir Müslüman olarak herkesin Müslüman olmasını elbette isterim. Bunun yanında hiç kimsenin Müslüman olmasına ihtiyacımız da yok çünkü biz bir milyar 600 milyonuz. Bizim ihtiyacımız olan şey bu Müslümanları Allah’ın ve Resulünün istediği Müslümanlar kıvamına getirmektir. Bunu yapabilirsek insanlar zaten bize bakarak İslam’a tekrar koşacaklardır.
“Gerçekten Sen çok üstün bir ahlâk üzeresin.” (Kalem 68/3) diyerek bize eşsiz bir insan modelini gönderen yüce Rabbimi sonsuz kere tesbih ve takdis ederim.
Ömer ibnu’l-Hattab’ın (r.a.) kendi lisanından bir dua ile yazımı bitirmek isterim:
“Üç söz var ki onları söylediğimde siz de âmin diyin:
Ey Allah’ım!
Ben güçsüzüm, beni kuvvetlendir.
Ey Allah’ım!
Ben sertim, beni yumuşak huylu yap.
Ey Allah’ım!
Ben cimriyim, beni cömert yap.” [İbn S’ad, Tabakat]
Allahümme Amin Ya Muin.
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
View Comments
Kaleminize yüreğinize sağlık Allah Azze ve Celle her türlü sıkıntı ve musibetllerimize hikmetle ferasetle bakmayı nasip etsin ahlâkımizi mümine yakışır kılsın inşallah
Mümin odurki kendisine bakıldığında Allah'ı hatirlatandir özü sözü birdir ,takva ne güzel bir elbisedir giyene, yazınız çok şeyler anlatıyor anlayana her zamanki gibi muhteşem elinize , emeğinize sağlık Rabb'im devamını getirsin inşallah
SEVGİLİ DEĞER HOCAM. COK GUZEL. YAZİYA. DEGİNMİSSİNİZ. HOCAM. GERCEKTEN. İNSANİN. İCİNDE. FESATLİK SİNSİLİK. EDGAMLİK OLMUYACAK EGERKİ İNSAN İCİNDE ART NİYET TASİRSA O İNSANİN KALBİ KARARİR VE AHİRETİDE. CEHENNEM. CEZASİNA. DÖNER. İNSANLAR COK CESİT HUYDALARDİR BAZİLARİ İYİMSER İYİ DÜŞÜNÜR BAZİLARİ KÖTÜMSER KÖTÜ DÜŞÜNÜR VE BAZİLARİ GARİBANDİR. BİLİNCSİZCE. İBADETİNİ YAPAR VE KİMSENİN İSİNE KARİAZ. VE BAZİLARİDA. KİBİRLİDİR KENDİNİ HEP USTUN GÖRÜRLER NE YAZİKKİ ALLAHİ BİLE. YOK SAYAN. VE RABBİMİN VAD ETTİKLERİNİ BİLE YALANLİYANLAR VAR VE BAZİLARİDA BAZİLARİDA GERCEK. ALLAHA. İMAN ETMİSLER VE ALLAHİN. İSTEDİGİ EMRETTİGİ. GİBİ. YASAMAYA. CALİSİRLARKİ. BELKİ BİZLERİN DAVRANİSİNDAN. KONUSMAMİZDAN. VE DURUSUMUZDAN HİDAYETE. ERERLERDE. BİZLERDE BİR VESİLE OLURUZ DEYİP RABBİMİN RİZALİGİNİ. KAZANMAK İSTERLER VE ASİL İNSANİN KENDİNE BİR. HUDUT. CİZMESİ GEREKİR VE İYİLİK YAPARAK İYİLİGİ. EMREDEREK HAREKETLERİNDE KENDİNİ. FİRENLİYEREK HAREKET ETMELİ KARSİNDAKİ NE GİBİ. HAKSİZLİKTA GORSEN SİNİR ANİNDA SUSUP. KENDİNİ. FİRENLİYECEKSİN VE SUSMAK. SUKUNET ETMEK NEKADAR. GUZELDİR BAZEN BEN SUSARİM HERSEYİDE. GORURUM BİLİRİM AMMA SUSARİM NEDEN Mİ CUNKU BAZEN İNSANLARİN. SOZLERİ SUSTUGUNDA DAHADA ÇOK AGİR GELİR KARSİNDAKİNLERE O YUZDEN DURUR BAKARİM HERSEYDE HER HUYDA İYİ DUSUNMEK GEREKİR CUNKU. KALPTEKİ. NİYETLERİ RABBİMİZ BİLİYOR VE KONUSTUGUMUZDAN VE HAREKETLERİMİZDEN VE YAPTİKLARİMİZDAN. HESABA CEKİLECEGİZ HOCAM. ALLAH RAZİ OLSUN. İNSAALLAH. DİLERİM RABBİM HEPİMİZİ TUM SEVDİKLERİMİZİ RABBİM KALPLERİ TEMİZ OLANLARDAN EYLESİN ÖLENE KADAR VE ÖLDÜĞÜMÜZDE SEVDİKLERİMİZDEN BİZLERİ AYİRMASİN RABBİM İNSAALLAH. HOCAM YAZİNİZ COK GUZEL DEVAMİNİ RABBİM NAİL EYLESİN. İNSAALLAH
Amin hocam söz var iş bitirir söz var baş yitirir demiş atalalarımız sözün kelimenin gücü insan hayatında çok önemlidir. Bin düşünüp bir konuşmalıyız
Allah razı olsun hocam Allah nefsimizle mücadelemizde muzaffer eylesin
Sözü sanat bilip nakşeyleyen çok sevgili ve kıymetli kardeşim, dualarına yürekten amin. Yine farkindaligimizi arttıracak ayet ve hadislerle süslenmiş çok güzel bir yazı yazmışsın, ellerine yüreğine ömrüne sağlık versin Rabbim bize de faydalanmayı nasip etsin inşaAllah. Söz ağızdan çıkıncaya kadar sahibinin esiri, çıktıktan sonra sahibi sözün esiri olurmuş. Allah rızasına uygun ahlaka ulaştırısn bizleri
👍