islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

Siyasal Diriliş

Siyasal Diriliş
13 Nisan 2018 13:42
A+
A-

Sürekli milletten fedakarlık beklemek, Türk siyasetine dayatılmış politikaların sonucudur. Siyaset yaparken, sizi rahatsız eden şeylere karşı rahatsızlığınızı dile getirerek, kitlelerin sorununu çözmüş olmuyorsunuz. Sorun tespiti önemlidir ama bu tespit çözüme odaklı olmadığı sürece havada kalır.

Son bir yıl da siyasette ağırlık kazanan sorun tespitleri farklı kesimlerin gündemlerinde ortak payda haline geldi. Muhalefetinden iktidarına kadar herkesin gündemine faiz ve faizin oluşturduğu sorunlar konuşulu oldu. Bu, Türk siyaseti adına sevindirici bir gelişmedir. Ancak bu tespitlerin yapılması, sürekli tekrar edilmesi, çözüm önerilmemesi düşündürücüdür.Oysa çözümde de sorun tespiti gibi, ortak bir paydada birleşilmeliydi. Bu durumda tespitler bir tekrarın ötesine geçemiyor. İnsanlar çözüm istiyor.

Ama bir gerçek vardır ki oda şudur, farklı ve yeni çözüm önerileri ilkin en güçlü itirazlarla karşılaşır.Çünkü bir değer sistemi haline dönüşmüş sorun yumağı, içindeki çözüm getirmeyen önerileri ile hala çıkar yol olarak sunuluyor.

Bir başka çözüm anlayışı ile ortaya çıkan insanlar, belli konumlar edindikten sonra sistemin genel köşe taşlarına dokunmadan içeride tamirat yaparak sorunların çözüleceğine inanılıyor. Buda mümkün değildir.

Sorunun kendisi olan sistem, ortadan kalkmadığı sürece sorunlar çözülmeyecektir.

Sorun nedir?

Sorun sistemsel güç sorunudur. Bu gücün kaynağı adaletsizlikleri, haksızlıkları toplumun her kademesinde sistemsel olarak uygulamaktadır. Üstelik kendisine sözde itiraz edenlerin eli ile bu haksızlıklar yapılmaktadır. Bu sorunu bir güç zehirlenmesi olarak da tanımlayabiliriz.

Para cimrilerde, güç korkaklarda olursa işler bozulur. Bugün parayı da kaybettik gücü de kaybettik.

Para ile güç arasındaki ilişkiyi üç aşağı beş yukarı herkes düşünce ufku kadar tahmin edebilir. Paranın bir güç olduğu gerçeği, bugün parayı kontrol eden ve yönetenler tarafında nasıl kullanıldığı ortadadır. Oysa para ortak bir değer olarak mal ve hizmetlerin üretim, tüketim ve devinim süreçleri için toplumsal bir gücü temsil etmeliydi.

Kendisine verilmiş kamusal geçerlilik gücü, millet adına kamuya hakim olan devlete ait olmalıydı. Oysa bugün bu para özelleştirilmiş, özelin eline geçmiş, kuramlarla mal haline getirilerek; kamusal gücü arkasına alarak her yere ulaşan faizli zehirli bir yılana döndürülmüştür. Bu yılan sadece ekonomiyi değil, ekonominin etkilediği sosyal hayatın her yerine ulaşmıştır.

Siz şimdi bu yılanın başını ezmediğiniz sürece, bu sorunları ortadan kaldıramazsınız. Yılan periyodik zamanlarda deri değiştiriyor ama halka enjekte ettiği zehir fonksiyonu değişmiyor.

Yıkacaksınız!

Mevcut iktisadi kuramları yıkacak, oluşturduğu faizli düzeneği tarumar edecek, refahı, adil paylaşımı, hakça bir düzeni toplumun tabanına indirecek siyasal diriliş artık kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Bu siyasal diriliş, söylemlerini temel faiz karşıtı çözüme odaklı bir manifestodan alarak, bu zulüm düzenini yıkıp, yerine adil bir düzeni kurmak için çözüm söylemlerini güçlendirmek zorundadır.Elbette bunların karşısına birileri çıkacak, toplumun gerçekleri görmesini engellemek için; bunların marjinal düşünceler olduğunu, ütopik olduğunu söyleyerek, gerçeği örtmek için algı operasyonlarını yapacaktır.

Siyasal diriliş, söylemlerini ayakları yere basan, sistematik çalışan, müthiş bir kadro hareketine dönüştürülmüş, toplumun bütün kesimlerine çözüm argümanları sunarak başarının kapılarını açılabilir. İktidar başarısızlıklarından medet ummak “nasılsa halk bunlardan bıktı, bize teveccüh eder” demek, siyasal kadronun en büyük yanılgısı olacaktır.

Kesinlikle bilinmesi gereken şudur ki mevcut faizli düzeneğin savunucuları ancak zalimler olabilir. Buradan beslenip palazlananlar olabilir. Siyasal diriliş kadrosu, bunların rızasını, ne der ne yapar gibi düşüncelerini dikkate alamaz.

Bu düzen sürdürülemez!

Sürekli borçlanma modeli olarak var olan bu düzen sürdürülemez. Siyasal diriliş faizci düzenin yıkımını gerçekleşmesi için, elbette en az yüksek katlı binanın yıkılmasında gösterilen hassasiyeti, stratejiyi gözetmek zorundadır. Mesele faizci düzeneğin devam edip etmeme konusudurFaizci düzen işleyişi ile uzlaşılması söz konusu değildir. Çünkü toplum adına hiç bir temsilci, hangi organizasyonun içinde olursa olsun, faizle milletin hakkını sömüren yapıya taviz veremez. Veriyorsa, koltuk için saf değiştirmiştir. Yaşam tercihleri de bunun göstergesi olacaktır.

Türkiye’nin yeni bir Siyasal dirilişe ihtiyacı var. Bu diriliş ekonomik yapısal değişimi gerçekleştirmek için, alternatif iktisadi modeli, gerekli sistematik çalışmaları aralıksız bir program dahilinde yapmalıdır. Kuşkusuz tabanda destek olarak bulacağı güç, bölgesel yeni ekonomik yapılanmaya da zemin hazırlayacaktır.

Selam ve dua ile…

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.