Önce Büyük Ortadoğu Projesi diyerek parçalanmış devletlerin yani bölünmüş ve ayrılmış İslam Dünyası’nın haritasını gösterdiler. Daha sonra bu projeyi öncesindeki 11 Eylül delillendirmesiyle birlikte dünya kamuoyuna hatta Müslüman Ülkelerin önderlerine bile benimsettiler.
Ardından Büyük İsrail için Oded Yinon’u yeniden gündeme getirdiler. Bütün bunlar Eisenhower Doktrini, Marshall Yardımı ve öncesindeki Wilson Prensipleri’nin hatta Sevr’in ve diğerlerinin devamıydı. Doğu’nun sınırlarını Batı’da çiziyorlar, bizler ise sadece seyrediyoruz ve hatta onların dolmuşuna biniyoruz.
İslam Dünyası olarak, sekülerleşen bir dünyada radikal söylemler üretiyor, aşırılaşıyoruz fakat manevi değerleri tam anlamıyla hazmetmiş değiliz, aksine günden güne yozlaşıyoruz. Gençlerimiz kitaplarla vakit geçirdiğinden daha çok telefonla ve internetle zamanını harcıyor. Bunlar da yetişmemiş, bilgi ve birikimi yetersiz, sloganvari hayat yaşayan sığ tipleri çoğaltıyor.
Maalesef yayılmacı akımlar bilhassa Yayılmacı Selefilik (Vehhabilik) ve Yayılmacı Şiilik, aşırı söylemleriyle ve çatışmacı tavırlarıyla bizleri ürkütmekle kalmıyor aynı zamanda bizim coğrafyamızda at oynatıyor ve söz sahibi olmaya çalışıyor. Buna karşı Rusya’nın Türkiye Müslümanlığı’ndan umdukları ve bizim yetersizliklerimiz, Balkanlarda ve Türkistan’daki radikal grupların istenmemesine rağmen çoğalması gerçeği önümüzde duruyor. Diğer yandan körfezde yayılan ve demografisi değişen ülkeler göz önüne alındığında Gulat Şiilik de insanları tedirgin ediyor.
Diyanet İşlerimiz, tercüme hareketlerini hızlandırmalı, Rusça, Arapça ve İngilizce başta olmak üzere klasik eserleri bilhassa da Hanefi-Maturidi çizgideki kaynakları dünyaya tanıtmalıdır. Türkiye bu konuda öncü ülke olmalıdır ve Türkler İslam’ın sancaktarlığını dünya ile uyumlu bir şekilde bu çağda da sürdürmelidir. Pekiyi bu nasıl olacaktır?
Bizim ülkemize gelen gençlerde bile hatta Anadolu’da bile gizli Selefilik ve gizli Şiilik günden güne yayılmaktadır. İlahiyatlara ve diyanetimize düşmanlık perde arkasından ve açıktan yapılmaktadır. Bunlar sadece finanse edilmekle kalmamakta, bir kaç sene önce gördüğümüz IŞİD benzeri eli kanlı örgütlere de adam temin etmektedir. Yani olayın farklı boyutları mevcuttur. Yakın dönemde Taliban’ın Afganistan’da iktidara getirilmesi ve İran’da da tam tersine Şeriat karşıtlığı, öncesindeki işgaller, iç savaşlar ve rejim değişiklikleri, İslam Dünyası’nın istikrarsızlığını bize göstermektedir. Bütün bunlar ve Arap Baharı adı altındaki tuhaf olaylar, dünyada ilk beşyüze on onbeş üniversite sokabilmiş devletler olarak hepimizin ortak gündemi olmalıydı. Ancak olmuyor.
İslam Dünyası’nın modernizasyonu ve bunun raydan çıkartılıp neredeyse dinden uzaklaştırma politikasına dönmesi, ifrat ve tefritte aşırı gidilmesi ve sonra buna karşı devrimcilik adı altında aşırı söylemler geliştirilmesi ve bu minvalde de karşı tepki olarak Selefi, Şii ya da diğer zararlı yayınların çoğaltılması çatışmayı içeride artırmaya yönelik faaliyetlerdir. Biz burada bunları yazarken İbni Kesir ve İbni Kayyım gibi kıymetli insanları hayırla yadetmekte ve ayrı tutmaktayız ancak İbni Teymiye’nin Türklere Şeytan Soyu dediği ve hatta bazı Araplar nezdinde bugün dahi diğer milletlerin Mevali görüldüğü bir gerçektir. Hatta öyle ki Selefiler, kelam ilmini hoşgörmezler ve Maturidileri kafir saymaktadır.
İslam Dünyası’nın yeniden inşa sürecini yürütemedik, meydan usulsüz insanlara kaldı ve bunlar ilimde, fende, sanatta, kültürde ve sanayide yeterli seviyede olmayan gruplardan oluşmakta çoğunlukla. Türkiye’nin hala hatırı sayılır bir yeri var. Bunun oluşmasında Mevdudi’den, Mehmet Akif’e kadar asrın idrakine dini söyletme gayesi güden aydınların çabası büyük. Eğer bizler bugün ilahiyatı ve diyaneti karalarsak, iyi iş yapmış olmayız. Bu kurumları ileri taşımak zorundayız ve bahsettiğimiz olumsuz tutumlarla bir çok alanda yetersiz olan gruplara ve örgütlenme ve işbirliğine sahip olmayan ilkel anlayışlara zemin hazırlamış oluruz.
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…