Haberi özetleyelim:
{Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler sonrası gündeme gelen ve sokak hayvanlarına ötanazi yolunu açan yasa teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu.
17 maddelik teklifle belediyelere; kuduz, bulaşıcı hastalık veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara ötanazi yapma, yani bu hayvanları öldürme yetkisi veriliyor.
Ancak sahipsiz hayvan popülasyonunun kamu güvenliği açısından tehdit oluşturması halinde sağlıklı hayvanlara da ötanazi yapılmasının yolu açılıyor.
AKP, Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik öngören yasa teklifini, dün muhalefet partilerine iletmişti.
Muhalefet parti milletvekillerinden yasa teklifine eleştiri getirenler oldu. }
1985 yılında yayınlanışı akabinde İslam’a Göre Cinsel Hayat isimli eserimden birkaç bölüm yayınlayan Günaydın gazetesi Kemal Kınacı kanalıyla bana haftalık yazı yazma teklifinde bulundu. O dönemin şartlarında İslam karşıtı ve de üryan resim yayınları da olan Günaydın gazetesinde yazı yazıp yazmama konusunda İsmailağa şeyhi dostum Mahdut efendi ile istişare etim. Ne evet ve ne de hayır dedi. Düşünelim diyerek görüş beyan etmedi yani sorumluluk almak istemedi.
Biz genelde böyleyiz, iş yapılmasını isteriz ama sorumluluk almayız ama alanları da yereriz.
Her sabah, sabah namazı için çok yakınımda olan Emirgan camiine giderim. Geçenlerde acı bir köpek havlaması işitince gitmeyi göze alamadım ve evden çıkmış iken geri döndüm. Çünkü bazı cemaatimizin köpeklerin saldırısına uğradıkları ve aşı için çile çektiklerini biliyordum.
Şimdi köpeklerle ilgili, saldırganlarının uyutulmasını/öldürülmesini da içeren yasa teklifi meclise verilince, bazılarının yasa teklifini verenleri eleştirdiklerine tanık oluyoruz.
İyi de sorumluluk alınmadan bu sorun nasıl çözülecek.
İmanımızın gereği de budur. Öldürmek hakkı yaratanındır ama İslam nefs-i müdafaa için insan öldürmeye ruhsat veriyor. Mesru savaşta öldürme hakkı da veriliyor. Üstelik nefislerimizin tehlikeye atılmaması da Rabbimizin buyruğudur. (Bakara 195)
Şu anda ortada çözülmesi gereken acil bir sorun var. Öldürmeye biz de gönül yatıramıyoruz. Ama toplumun menfaati için gerekli adımların atılması gerekir.
Sahipsiz saldırgan köpekler için makul bir çare üretebilecekler ortaya çıkmalıdırlar. Ama hiçbir öneri getirmeden yalnızca karşı çıkmak da yol değildir. Savunulacak bir yöntem hiç değildir.
Bütün canlı türleri birer ümmettirler. Hayat haklarına saygı duyulmalıdır. Tamam da en şerefli ümmet de insandır. Onun canının korunması da daha bir kutsaldır.
Bu arada değinmeden geçemeyeceğim. Muhalefet kanadından bazı millet vekillerimizi köpeklerin uyutulmasına karşı çıktıklarını görüyoruz. Keşke bu karşı çıkış merhamet gibi insancıl duygularla olabilseydi. Çünkü o karşı çıkan bazılarının Gazze’de ölen insanlarımıza köpek kadar değer vermediklerini biliyoruz. Kalpler körleşirse ne yapılabilir?
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-