İnsan olarak, en önemli özelliğimiz sosyal yönümüz olmasına rağmen, acaba bu sosyal yönümüzü gereği gibi tanıyor ve ondan faydalanabiliyor muyuz? Ben bu konunun bir uzmanı olarak, sosyal yönümüzü tanımak bir yana, ondan uzaklaştığımızı düşünüyorum.
Bu değerlendirmem, bir felaketin haberi olmamakla birlikte; bizleri yeniden kendimizi ve hayatımızı düşünmeye sevk edecek bir ikaz olarak kabul edilmelidir.
Yaşadığımız hayatta, giderek diğer insanlardan kopuk bir hayat yaşamaya başladık. Başkalarını değerlendirirken bile, onların düşüncelerini değil; bizim onlar hakkındaki kanaatimize ölçü olarak alıyoruz.
Sosyal hayatımız gittikçe daralıyor. Bilgi, kültür ve davranışlarımızın amacı ve sonuçları hakkında çok fazla düşünmek istemiyoruz. Bir manada, “kendimizi değerlendirmek” gibi bir çabamız oldukça azaldı.
Teknoloji, hayatımızın her yönüne girdi ve biz, insanları ve toplumsal konuları sanki metreyle ölçülen veya tartı ile tartılan konular gibi, son derece yüzeysel şekilde ele alarak, önemli bir kaynaktan uzaklaşıyoruz.
Vücudumuzu güzelleştirmek, giyimimizi daha lüks hale getirmek için binbir çaba ve masrafa girerken; bilgi, fikir ve proje üretme gibi konulara daha az zaman harcıyor ve bunun sonucunda, basit sıkıntı ve mahrumiyetler karşısında telaşa kapılıyoruz.
İnsanı ve toplumları güçlü ve sorumlu hale getiren; onların birbirlerine karşı fedakarlık ve dayanışma içine sokan “değerler ve gelenekler”, giderek hayatımızdan çıkıyor. Sonuçta, birbirimize; faydalandığımız ölçüde ilgi gösteriyoruz.
İktisadi sistemde kıyasıya bir rekabet ve mücadele var. Herkesten fazla kazanmak ve yükselmek için, fevkalade bir mücadele veriyoruz. Adeta savaşa girmişçesine..
Siyasi hayatta; program ve proje ortaya koymaktan daha çok, birbirimizi zayıflatmaya, yetersiz göstermeye ve sahnenin dışına çıkarmaya çalışıyoruz.
Cep telefonları ve sosyal medyadan “hazır bilgiler” ile hayatımızı şekillendirmeye ve geleceğe hazırlanıyoruz. Halbuki, bu bilgileri hazırlayanların, güdümünde hareket etmek zorunda olmadığımızı bilmiyoruz.
Yeniden Sosyal olmaya ihtiyacımız var:
Sosyoloji ve diğer sosyal ilimler, hayatı biçimlendirmeye yarayan bilgi ve metotları bize verirken; onlardan daha fazla faydalanmaya ihtiyacımız var
Sosyoloji, toplum bilimi olarak; toplumun tüm “özellik ve dinamikleri” ile ilgili bilgi ve teknikleri bize vererek, bizi daha donanımla hale getirmeye çalışıyor
Bizler, tek bir teknik veya idari konuya yoğunlaşmayıp, öncelikle insanın ve toplumun bilgisi ile hayata bakmak zorundayız.
Sosyoloji ve sosyal ilimlerin, bize bilgi yüklemesi yapmak yerine; bize hayatı düzenlemede bir “bakış açısı kazandırdığını” bilmek durumundayız.
Aile’deki anlayış, ilişki ve tutum eksikliğini, sosyal bilgileri geliştirerek giderebilme imkanına sahibiz.
İşyerinde, iş, makine ve piyasa gibi çalışmaların da insanı iyi tanımak, sosyal ilişkileri geliştirmek ve öncelikle ahlaki bir bakış kazanmak ile düzenleneceğini bilmemiz gerekiyor
Eğitimimiz; yeterli etkinlik kazanabilmesi için; insan üzerine odaklaşmak, öğrencilerin problemlerini çözmek ve insanı “hayata hazırlamaya yönelik” sosyal bilgi ve sistemlere sahip olmak durumundadır.
Prof. Dr. Sami Şener
KTO Karatay Üniversitesi
Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…
Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…
View Comments
Teşekkür ederim. Rol modeller, ve kurumlar yoldan çıkarken sosyolojinin görev yapması da zorlayacaksın. Insaallah toplum uyanirda yanlıştan döner.