Daha önce yayınladığımız iki makalede verdiğimiz genel ölçüleri ve arz ettiğim peygamber dönemi sporlarını yirminci asır da yapılan ve bundan böyle yapışılabilecek olan bütün spor dallarına teşmil etmemiz mümkündür. Ancak yapılabilir olan spor dallarını uygulamak için özel şartlar da var. Bunları dört madde halinde sıralayabiliriz:
Yaptığımız spor:
1. Namaz ve oruç ibadetine mani olmamalıdır. Olursa sporu harama yol kılmış oluruz
2. İslâmi örtünme kuralları ihmal edilmemelidir. Bayan sporcular vücutlarını teşhir edecek; örtülmesi gereken vücut bölgelerini açığa vuracak giysiler içinde spor yapmamalıdır. Erkekler de örneğin yüzücüler de gördüğümüz slip türü giysiler içinde spor yapmamalıdır. Çünkü örtünme Rabbimizin buyruğudur. (Nûr 30,31)
3. Zaman ve iş gücü israfına da sebep olunmamalıdır. İsraf da haramdır.
4. Yapılan sporun kuralları dışına çıkılarak karşı oyuncuların yaralanmasına, sakatlanmasına sebep olacak davranışlar yapılmamalıdır. Bu tür kasıtlı eylemler zarar vermedir. Zarar verme de Allah’a isyandır ve haramdır.
Seyir Olmak Meşrudur Ama Spor Yapmak Değildir
Önceki makalelerimizde anlattıklarımız sporun yapıcılığı ile alakalıdır. Aslında spor yapıcılıktır. Seyirci olmak spor değildir. Ama aziz Peygamberimizin döneminde yapılan binicilik ve atıcılık yarışmaları izlenirdi. Peygamberimiz de izlerdi. Buradan hareketle seyirci olmanın meşruiyetine delil getirebiliriz. Size ölçülerini verdiğim yapılabilir sporlar izlenebilir. Ama İslâmî ölçülere aykırı giysiler içerisinde yapılan sporların, ölçü dışı giyimli sporcuların müsabakaları seyirci olarak izlenemez.
Yarı Üryan Bayan Sporcular İzlenemez
Bayan sporcuların seyirciye dönük yüzme, halter, basket, voleybol vb. sporları yarı çıplak olmaları sebebiyle izlenemez. Bayanların yaptığı bu tür sporlarda –amaç edinilmese de – bir tür çıplaklık, teşhircilik ve röntgencilik- söz konusudur. Siz İslâmî örtünme emirlerine uyacaksınız ki spor sömürülmüş olmasın.
Kadınların kısacık şortlarla, kadın izleyicilere yönelik spor bile yapamazlar. Onlar kısacık şortlarla annelerinin yanında bile duramazlar. Göbek altı ile diz kapağı üstü arası kadınlar arasında da örtülmelidir. Çünkü Kur’an’ın Nûr 30 ve 31 de korunmasını emir buyurduğu Ferc üreme organları ve yakın çevresini içine almaktadır.
Seyirci Olmanın Gerektirdikleri
Seyirciliğin küfürler etmemek, hakaretler savurmamak, yerici sloganlar atmamak gibi görevleri vardır. Bu gibi eylemler Kur’ân diliyle ifade edersek Fahişedir/çirkinliktir. Hak ihlalidir. Bunlara yaklaşılmaması gerekir. Seyircilik, şehirlerarası veya ülkeler arası seyahatlere çıkarak gereksiz zaman ve para israfına da düşürmemelidir.
Bir de seyirciliği aşan taraftarlık vardır. İnsan anaya babaya, akrabaya, içinde yaşanılan şehire, ana dile taraftar olabilir. Bir adam Kürt’tür, Türk’tür, İngiliz’dir, İslâmî ölçüleri içinde kendi ırkına ve diline önem verebilir. Ama rakip takımları düşman gibi görmek, onların en büyük olduklarına ilişkin slogan atmak, aleyhte tezahüratlar yapmak, aşırı sevinç ve elemler içine girmek… Bütün bunlar helâl eylemler değildir. Yer yer de haramlara düşürücüdür.
Taraftarlığı kavgaya taşımak ise açık haramdır. Tarafgirlik zaten spor da değildir.
Futbol Spor Olmaktan Çıkarılmıştır
Futbol üzerinde durmak gerekirse, Peygamberimiz döneminde Kurrek adı verilen bir tür ilkel futbol oynanırdı, gençler arasında izlenirdi de. Peygamberimiz de yasaklayıcı bir ölçü koymadı. Bu sebeple Futbol oynanabilir. Gençler bir araya gelir futbol oynayabilir. Yaşlılar da yürekleri yetiyorsa oynar. Ama futbol yirminci asırda batıl bir din haline getirilmiştir. Bu gün futbol dini diyebileceğimiz batıl bir olgu ile karşı karşıyayız. Futbol dininin tarihi dönemin Uzza, Menat ve Hubellerini andıran putlaştırılmış idol futbolcuları var. Stadyumlar da mabetleştirilmiştir. Milyonlar trans haline geçerek futbol izliyorlar. Futbol haberleri, programları, dedikodular vs. tam bir faciadır. Futbol artık bir spor değildir. Sanayi dalı, yatırım alanı, reklam aracı, haram kazanç vesilesi olmuştur. Futbol ve at yarışları artık kumar sektörüdür de.
Futbol çok büyük ölçüde yöneticiler ve emperyalist güçler tarafında kitleleri uyutma aracı olarak kullanılmaktadır. Ayakta uyutulan yüz milyonlar ülkelerinin örneğin faiz düzeniyle nasıl sömürüldüğünü anlayabilirler mi? Onlar dizi filmlerle inançlarımızın ve ahlâkımızın nasıl dejenere edebildiğinin farkına varabilirler mi?
Spor Yarıştır, Ebedi Hayat İçin Yapılacak Yarışlara Eklemlenmelidir
Sevgili Okuyucu, sporun bütün dalları, doğasında yarış olan bir tür eğlencedir. Sporcular yarışır, birbirlerini mağlup ederek ödül alır, profesyoneller aylık ve transfer ücreti alır vs. Alınan ücretlerin spor dallarına göre ayrılması ve helâliyetlerinin de tartışılması gerekir.
Bütün sportif müsabakalar ebedi hayatımız için yapmamız gereken güzel ameller yarışı içindeki küçük yarışlardır. Asıl olan ebedi hayatın kazanılması için vermemiz gereken yarıştır.
Rabbimiz yaratılış amacımızı şöyle açıklar:
“Ölümü ve hayatı yaratan Allah, hanginiz daha güzel ameller yapacak diye sizi denemeye uğratmak için Yüce Allah ölümü ve hayatı halk etti.
Rabbimiz güzel ameller için yarışmamızı da şöylece emreder
“…İslâmî çizgide hayır yarışına girin…” ( el-Maide 48)
“Rabbinizin affına ve cenneti ermek için koşuşun/yarışın…” (A.İmran 133; el-Hadid 21)
Biz sportif küçük yarışlarımızı da İslamileştirelim ki Ebedi Hayat yarışımıza zarar vermesin mutluluğumuza katkı versin.
Ali Rıza DEMİRCAN
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi