(Cuma Namazı ile İlgili Gerçekler ve Diyanete Çağrım)
Cumayı Nasıl Kıldık?
Dünyamızın bütününü etkileyen yaşadığımız salgın hastalık döneminde önlem olarak ertelediğimiz Cuma namazlarına, iki buçuk aylık bir aradan sonra yeniden başlayabildik. Cuma namazını ben de komşu olduğum Emirgan camiinde kıldım. Cuma namazının farzının kılınmasından sonra, hiçbir namaz kılınmadan İmamın kısa bir duası akabinde camiden dağıldık.
Her Zorlukta İki Hayır Vardır
İnşirah sûresinde yer alan “Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır,” anlamındaki âyetin art arda iki defa zikredilmesinden bilginlerimizce “her bir zorluk için iki kolaylık takdir edilmiştir,” anlamı çıkarılmıştır. Üstelik Kur’ân’da şer gördüklerimizin hayra vesile olabileceğine de işaret buyrulmuştur.(Bakara 2/216) Rabbimizin buyruklarına dönebilsek korona virüs dönemi sonrasında mesela pek çok siyasî ve iktisadî hayra erişmemiz mümkündür. Ama Cuma namazı uygulamamızda şimdiden bir hayır görülmüştür.
Sünnet’e Daha Uygun Cuma Namazı
Cuma namazının farzının kılınışının hemen sonrasında tesbih çekilmeksizin yapılan duayı bir tarafa bırakırsak asırlardan beri Anadolu coğrafyasında ilk defa Sünnet’e daha uygun Cuma namazı kılmış olduk.
Mirat Haber’imizi çıkaran Ardev/Vakfımız Süleymaniye’de… Bu sebeple Cuma namazlarını genelde, 12 yıl Cuma hatipliğini yaptığım Süleymaniye Camii’nde kılıyorum. Caminin için yaklaşık beş dönüm. Ön saflarda namaz kılanların bir kısmı farzın kılınışı akabinde cemaati yararak dışarı çıkıyorlar.
Son cumalarımızdan birinde aynı görüntülere şahit olunca öfkelenir gibi oldum. Ama çabuk toparlandım ve düşündüm: Hatalı olanlar farzın kılınışından hemen sonra cemaati yararak camiden çıkanlar mı, yoksa kalıp da onların çıkışını engelleyenler mi?
Doğru olduğuna inandığım ilmî kanaatime göre hatalı olanlar kalıp da çıkışı engelleyenlerdir. Çünkü farzın kılınışı ile birlikte Cuma namazı bitmiştir. “ Cuma günü kılmak üzere çağrıldığınız namaz bitince yeryüzüne dağılın, Allah’ın fazlından vereceği rızıklara talip olup isteyin, Allah’ı da çokça anın ki başarıya erebilesiniz.” (Cuma 62/10) anlamındaki âyetin zahiri de bunu göstermektedir.
Allah şanını artırsın Peygamberimizden, vakti olup da arzu edenler için -imamla kılınan farzdan sonra – dört rekât namaz kılınabileceğine ilişkin bir rivayet var ise de, kendileri camide farz sonrasında namaz kılmamışlardır. (Müslim Cuma 67-8; Buhari Cuma 39) Bir diğer anlatımla açıklamak istersek Kur’ân ve Sünnet’te Cumanın son sünneti, zuhr-i âhır ve vaktin sünneti şeklinde isimlendirilen namazların hiç birisi yoktur. İctihadî bir temeli bile kalmadığı için Zuhr-i âhir denilen namazın bidat olduğunu da söyleyebiliriz.
Farz Sonrası On Rekatlı Namaz Niçin Kılınıyor
Memur, işçi, esnaf yanı sıra, iş takibi yapan ve alışverişe çıkmış olanların da vakti olamayacağı için camiden çıkmak isteyecekleri açıktır. Bunların bir kısmı camiden çıkmıyor da görevimiz olmayan sözü edilen namazlara devam ediyorlarsa, Cuma namazını tam olarak kılamamış olmak endişesini taşıdıkları içindir. Oysaki işaret edildiği üzere farz namazdan sonra dağılanlar -bilmeyerek de olsa- kalanlardan daha isabetli davranmaktadırlar.
Cuma günü hutbeden önce Sünnet olarak namaz kılınacağına dair kesin rivayetler yoksa da bazı sahabiler ve onların çizgisindeki İslâm bilginleri iki veya dört rekat namaz kılınmasını öğütlemişlerdir.
Açıklamalarımıza göre özetlersek Cuma günü, camilerin dışında okunan Cuma ezanından sonra iki veya dört rekat namaz kılınır.(İmam minbere çıkmış ve iç ezan başlamışsa bu namaz kılınmayabilir.) Ardından hutbe dinlenip imamla cemaat halinde kılınacak iki rekat farzla birlikte Cuma görevi bitmiş olur.
Bir Hatıra
Tam burada bir hatıramı anlatmanın yeri geldi. Bir grupla birlikte Fas’a gittik. Bazıları eşleri ile gelmişti. Şehirler arasında otobüsle yolculuk yapıyorduk. Tam Cuma vaktinde bir şehre girdik. Önceden kadınları da Cuma namazı kılmaya teşvik etmiştim. Hutbe okunurken şehrin merkezi camiine girdik. Kadınlarımız da kadınlar bölümüne girdiler. Hutbeden sonra farza kalktık. Farzı bitirince çevreme baktığımda camide yüzlerce kişiden oluşan cemaatten bir tek fert kalmadığını gördüm. Kadınlara, kılıp kılamadıklarını sorunca onların da yüzlerce kadınla birlikte kıldıklarını öğrendim.
Farzın hemen ardından dağılan cemaat ve kadınların Cuma namazına katılımları… Doğru olan bu değil miydi? Elbette buydu.
Diyanet Tavrını Sürdürmeli
Diyanet, 29 Mayıs 2020 de attığı doğru adımı sürdürmeli, Cuma namazı farzının kılınması ile birlikte- geçici olarak tesbihler çekilip İmamın yapacağı dua ile-Cuma namazı bitirilmelidir. Alışkanlıklarını sürdürmek isteyecekler farz sonrasında diledikleri gibi ve arzuladıkları şekilde namaz kılabilirler. Mekke- Medine ve bir çok İslâm ülkesindeki daha doğru uygulama da zaten böyle değil midir? NOT: Mehmet Zihni merhum, Nimet-i İslâmı’nda verdiği bilgilerin akabinde Zuhr-i âhir’in kılınmasına gerek kalmadığını söyler.
Ali Rıza DEMİRCAN