Cumhurbaşkanı Erdoğan: Temennimiz Odur Ki Müslümanın Müslümanla Savaş Yapması Biter
Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Üsküdar Kısıklı’da bulunan konutundan çıkarak, Büyük Çamlıca Camii’ne geçti ve cuma namazını burada kıldı. Erdoğan, burada cuma namazının ardından camiden cemaate seslenerek, “Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyoruz. Gazilerimize Rabbimden, Allah’tan şifa niyaz ediyoruz. Üç ayların içindeyiz. Rabbim tüm dualarımızı kabul etsin inşallah. Rabbim Ramazan’a da aynı dualarla kavuşmamızı nasip etsin. Bir taraftan Barış Pınarı, bir taraftan İdlib’de bir yandan da Libya’da şehitlerimiz oldu. Şöyle en sonunda masaya oturduk. Gece yarısı ateşkes ilanında anlaştık. Temennimiz odur ki bu sürer ve Müslümanın Müslümanla savaş yapması biter…” dedi.
Suriye’deki İç Savaşın Müslümanlar Arasında Yapıldığı Unutulmamalıdır
Değerli Okuyucularım;
Sayın Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın Cuma namazı sonrası cemaate yönelik yaptığı konuşmada beni en çok etkileyen “Temennimiz odur ki bu (ateşkes anlaşması) sürer ve Müslümanın Müslümanla savaş yapması biter” sözü olmuştur. Camide yapılan bir konuşma, elbette miting meydanlarında veya grup toplantısında yapılan konuşmaya benzemez. Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın üzerinde siyaseten iki kimliği bulunmaktadır. Birisi Cumhurbaşkanı diğeri de AK Parti Genel Başkanı unvanıdır. Camideki konuşmasını, AK Parti Genel Başkanı sıfatı ile yaptığı düşünülemez. Çünkü cemaatin içinde her siyasî partiye mensup Müslümanın varlığı söz konusudur. O halde devleti temsilen Cumhurbaşkanı olarak konuştuğu hemen akla gelebilir.
Benim düşüncem bu hususta biraz farklıdır. Eğer Sayın R.T. Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak Libya ve Suriye’de verilen şehitlere binaen klâsik bir konuşma yapmış olsaydı Türkiye Cumhuriyetinin ulusal çıkarları doğrultusunda hareket edildiği ve örneğin şehit edilen Mehmetçiğimizin kanı yerde kalmaması için Suriye rejimine mensup üç binin üzerinde unsurun etkisiz hale getirildiği ve böylece intikam alındığını tekraren açıklardı. Ama bu sefer öyle yapmadı. Ateşkesin sağlanmasından dolayı rahatlamış görünen Sayın R.T. Erdoğan, bu sefer belki de camiinin oluşturduğu manevî atmosferin etkisiyle çok çarpıcı bir şekilde başka acı bir hakikate işaret etti.
Hükümet üyelerinin ve basınımızın ekseriyeti, düşman olarak görülen rejime karşı sağladığımız askeri üstünlüğümüzü âdeta zafer coşkusu ile yansıtırken, bir hakikati görmezden geldi veya bu hakikati dillendirmekten çekindi. İşte Sayın R.T. Erdoğan, unutulan/unutturulan bu hakikati bizzat kendisi camide ifşa etti. Peki nedir bu hakikat ve Sayın R.T. Erdoğan, bu hakikati hangi sıfatla açıklamıştır? Hakikat şu ki, Suriye hudutları içinde meydana gelen savaş, ağırlıklı olarak Müslümanlar arasında cereyan etmektedir. Etkisiz hâle getirilen Suriye rejimine ait unsurlar, haddizatında Suriyeli Müslüman askerlerdir.
Bu Müslüman askerler, gönüllü veya zorunlu olarak Suriye Arap Cumhuriyetinin ordusuna katılmak suretiyle kendi topraklarında “işgalci” olarak gördükleri yabancı unsurlara karşı savaşmaktadır. Ne gariptir ki Suriye Arap Cumhuriyetinin ordusuna mensup Müslüman askerler, zalim rejimin emri ve perde arkasından Rusya’nın askeri desteği ile onlarca Mehmetçiğimizi şehit etmiştir. Biz de misilleme olsun diye rejimin unsurları dediğimiz Müslüman askerlerini etkisiz hâle getirdik yani öldürdük. Suriye rejimi de öldürülen kendi askerlerine şehit demektedir. Kısacası, Suriye savaşı, ta baştan beri Müslümanlar arasında yapılan bir savaştır.
Bu hakikat, PYD ve DEAŞ ile yapılan mücadele için de geçerlidir. Çünkü terör örgütü olarak bilinen bu yapıların içinde yer alan savaşçılar da Abdullah, Hasan gibi isimleri olan radikal Müslümanlardır. En azından birçoğunun annesi babası Müslümandır. Belki Bâtıl ideolojilerin etkisi altında istikametten uzaklaş(tırıl)mışlardır ve hiç farkına varmadan müstakil devlet kurma hayaliyle dış güçlerin kuklası olarak kullanılmaktadır. Ama neticede hangi etnik gruba ait olursa olsun bu aldatılmış Müslüman savaşçıların hedefi de ne yazık ki İslâm coğrafyasında fitne çıkartmak. Bu fitne ortamında değişik devletlerin/ülkelerin Müslümanları, şu anda Suriye topraklarında birbirleriyle savaş halindedir. Bölgede Siyonizm’in bekçiliğini yapan Rusya ve ABD ise, her ne kadar bir taraftan Müslüman gruplar arasında ara sıra ateşkes sağlıyorsa da diğer taraftan da değişik Müslüman gruplara silah yardımı yaparak, Müslümanlar arası bu savaşın devam etmesinin sinsî plânlarını yapmaktadır. Müslümanlar arası savaş devam ettiği sürece, ölen ve öldürülen hep Müslümanlar olacak ve bundan en çok Ortadoğu’da iyice güçlenen İsrail olacaktır.
İşte Sayın R.T. Erdoğan, bilinçaltında fark ettiği bu hakikatin ruhuna verdiği ıstırabı hissettiği için, bir Müslüman olarak gayri ihtiyari olarak bu acı tabloyu camide yansıtmıştır. Müslümanlar arası savaşın derhal sonlandırılması ve emperyalist güçlere karşı bütün Müslüman toplulukların bir araya gelmelerinin manevî zemini oluşturulmalıdır. Bu manevî zemin, bütün Müslümanların Allah’ın ipine sarılmaları ile sağlanabilir.
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” (Âl-i İmrân Suresi: 103).
Şu anda Müslümanlar, Suriye’de birbirine düşman ve savaş halindedir. Gönülleri birleştirecek olan Allah’tır. O halde bölgenin nimetlerini hatırlayarak, bunların emperyalist güçlerin eline geçmesi yerine, Müslümanların ortak refahı için gayret gösterelim ve bunun için Allah’a yönelim. Allah’ın izni ve Müslümanların feraseti ile mutlaka kalıcı barışı temin edecek bu doğru yolu bulmalıyız.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
ALİ RIZA DEMİRCAN HOCAMIZIN "İSLAM'A GÖRE ÖZEL HAYAT" YAZI DİZİMİZ BAŞLIYOR.. Sevgili yazarımız Mir'at Haberin…
AYNI KONUDA FARKLI GÖRÜŞ ÖRNEKLERİ Örneklendirmeye en basitinden başlayalım. Spor denince çağrıştırdığımız futbolda verilen bir…
İslam'ın Engellilere Bakışı İslam, insanı Allah’ın en değerli emaneti olarak görür. İnsanı değerli kılan ise…
Gazze’nin Geleceği İçin 19 Maddelik Yol Haritası İstanbul'da Diyanet ve Al Khair Vakfı'nın düzenlediği Gazze'nin…
İbadet… Sadece hareket mi? Hayır. Bir dua, bir secde, bir teslimiyet. Niyetle başlar, ruhla anlam…
Merdan Yanardağ'dan Halep Kalesi'ndeki Türk Bayrağına Tepki Esed rejimine karşı harekat başlatan Suriyeli muhalifler, Halep'in…