Değinildiği üzere bu sorunun cevabı da İslâm alimleri arsında tartışıla gelmiştir. Büyük çoğunluk , sağılarak içirilen anne sütü ile de evlilik engeli süt akrabalığı oluşabileceği görüşündedir. Biz, farklı düşünüyor, evlilik engeli olacak süt akrabalığını ancak göğüsten emme-emzirme ile gerçekleşeceğine inanıyoruz. Kur’ân ve Sünnet bütünlüğünden hareketle sunacağımız görüşümüzü doğrulayıcı açıklamaları, günümüzle irtibatlandırarak Prematüre bebekler bağlamında yapmaya çalışacağız.
Prematüre ( Erken Doğan) Bebeklerin Özelliği
Prematüre bebekler erken doğan bebeklerdir. Annelerinin emzirecek sütü olmadığı gibi bu çocukların emme refleksi de bulunmamaktadır. Uzmanlar, bu çocukların dışarıdan sağlanacak anne sütü ile beslenilememesi durumunda ölümlerinin kaçınılamaz olabileceği ve anne sütü ile beslenilemediği için ülkemizde her yıl 3000-4000 çocuğun öldüğünü açıklamaktadır.
Ana Soru
Annenin sütünün sağılıp kimyasal işlemden geçirilerek veya geçirilmeksizin -emme ve emzirme olmaksızın- ağızdan veya prematüre bebeklerde olduğu gibi damardan verilmesi, evlilik engeli olacak süt akrabalığı oluşturur mu?
Kur’ân-ı Kerîm’de Emme-Emzirmenin Özelliği
Kur’ân’da Süt konusu doğrudan ve dolaylı olarak beş ayrı sûrede toplam beş âyetle açıklanmaktadır. Konunun ana kavramı “Rada’a” maddesidir.
Bu madde Kur’ân’da “Yurdı’ne , Redâat, Testerdi’u, / Erda’ne, Redâat, / Mürdiğe, Erda’at, / Erzı’î, Merâdı’/ ve Erda’ne, Türdi’u “ şeklinde beş grup halinde kullanılmaktadır.
“Reda’a/Redâat” in anlamı “ Çocuğun memeden süt emmesidir.” (Kamûs Tercümesi ‘3/261’ ; es-Sıhâh fil-Lüğati ; Ehterî Kebîr; Mü’cem-ü Elfazıl-Kur’ânil-Kerîm ‘Heyet’ Rada’a madddeleri)
Buna göre bu kökün İf’âl babından “Muzâri’, Emir ve İsm-i fâil” kalıblarında gelen kelimeler “Kadının memesinden süt emzirtmesi” anlamındadır. İstif’al babından Muzâri’ şeklinde gelen kelimenin anlamı ise “Çocuğun kendisini memesinden emeceği süt annesi aramaktır”
Rada’a ve Türevlerinin Kur’ândaki Sıralamasına Göre Kullanımları
I. Reda’a maddesinin “Yurdı’ne, Redâat ve Testerdi’u” şeklindeki üç kullanımı Bakara sûresinin 233. âyetinde şöylece geçmektedir:
“Annelerinin göğüslerinden emmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, anneler çocuklarını memelerinden iki tam yıl emzirirler. Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir.
Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocuğu sebebiyle, hiçbir baba da çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır. Onun benzeri (nafaka temini) vâris üzerine de gerekir. Eğer ana ve baba birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğu memeden kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur.
Çocuklarınızı memelerinden süt emeceği süt anne tutup emzirtmek istediğiniz takdirde, süt anneye vereceğiniz ücreti toplum örfüne göre vermeniz şartıyla, üzerinize günah yoktur. Allah’ın buyruklarına aykırılıktan korunu. Bilin ki Allah, yapacak olduklarınızı görür.”
II. Reda’a maddesinin “Erda’ne ve Redâat” şeklinde ki kullanımı ise Nisa 23 de evlilik engeli olarak yer almaktadır:
“Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi memelerinden emziren analarınız, aynı annenin memelerinden emen süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir engel yoktur. Kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı; ancak geçen geçmiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”
III. Mezkûr maddenin “Mürdiğe ve Erda’at,”şeklindeki kullanımları da Hacc 2 de zikredilmektedir:
“Kıyamet’i gördüğünüz gün, her memelerinden emziren emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her gebe kadın da çocuğunu düşürür. İnsanları da sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allah’ın azabı çok dehşetlidir!”
IV. Maddenin “Erzı’î ve “Merâdı” şeklindeki kullanımları da Kasas sûresinin 7. ve 12. âyetlerinde Hz. Musa kıssasında geçmektedir.
“ Musa’nın anasına: Onu memenden emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.” (Kasa 7)
“Biz daha önceden (annesine geri verilinceye kadar) onu memelerinden emzirecek süt analarını kabulüne (emmesine) müsaade etmedik. Bunun üzerine ablası: Size, onun bakımını namınıza üstlenecek, hem de ona iyi davranacak bir aile göstereyim mi? dedi.” (Kasa 12)
V. Rada’a maddesinin “Erda’ne ve Türdi’u “ şeklindeki son kullanımları da Talâk sûresinin 6. âyetinde görülmektedir.
“Boşadığınız kadınları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun, onları sıkıştırıp (gitmelerini sağlamak için) kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hâmile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için memelerinden çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin, aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız çocuğu, başka bir kadın göğüslerinden emzirecektir.”
Açıkça görüleceği üzere Rabbimiz, Kur’ân-ı Kerîm’de anne sütü ilgili bütün kullanımlarında “Sütü memeden emmek, memeden emzirmek, memeden emziren, memeden emzirecek anne istemek” manasına gelen Reda’a maddesinin türevlerini isim ve fiil olarak onbir defa kullanmaktadır. Çocuğun sütü memeden emmesi ve memeden emzirilmesine 11 defa vurgu yapılması maksadın doğrudan memeden emmek ve memeden emzirtmek olduğunu göstermektedir. [1] Bu arada bu onbir kullanımda “Leben/Süt” ifadesinin açıkça bir defa olsun geçmediğini de işaret etmiş olalım.
Peygamberimizin Dilinde Emme-Emzirmenin Özelliği
Süt akrabalığına ilişkin olarak Peygamberimiz de yaptığı açıklamalarda Reda’a maddesinin türevlerini kullanmaktadır. Burada bazı örnekler sunacağız:
“Redâat; çocuğun memeden emmesi ile oluşacak evlilik engeli süt akrabalığı ancak çocuğun açlığı sebebiyle emmesiyle gerçekleşir.”
“Nesebin haram kıldığı evliliği, Redâat de; çocuğun memeden emmesi de haram kılar,”[2]
Kur’ân ve Sünnet çizgisini sürdüren İslâm Hukuku eserlerinde aynı Rezâat kavramı istimal edilmektedir.
Sonuç: Kur’ân ve Sünnet bütünlüğünden hareketle verebileceğimiz hüküm şudur:
Evlilik engeli oluşturacak süt akrabalığı, anne sütünün sağıldıktan sonra şu veya bu yöntemle çocuğa aktarılmasıyla değil, anne sütünün, doğuran anne veya süt annesinin m emesinden emzirilmesi ve çocuğun da memeden emmesiyle geçekleşir.[3] Bu arada süt anneliğini oluşturan duygu alışverişinin de emme yoluyla gerçekleşebileceğine işaret etmiş olalım.
Bu hükümden hareketle prematüre çocuklar için oluşturulacak Anne Sütü Bankacılığı aracılığıyla damıtma veya bir başka yolla kullandırılacak anne sütünün dinimizce evlilik engeli oluşturacak şekilde bir sakınca doğurmayacağını söyleyebiliriz.[4]
Yanılmak ve Yanıltmaktan Allah’a sığınırız.
ALİ RIZA DEMİRCAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
[1] Eski Ahid’de( Tanah ) de sürt anneliğine değinilmekte ve memeden emmeye vurgu yapılmaktadır.(Bak. Ezgilerin Ezgisi 8/1; Yeşaya 28/9) Süt akrabalığını Eski Ahid’de yer alması, onun Ârap örfünü aşan evrensel gerçekliğine işaret etmektedir.(Çıkış 2/7; Yeşaya 49/23
[2] Bu hadisler ve benzerleri için bak. Müslim Kitaburr-Redâ’
[3] Zahirilerin de aynı görüşte olduğunu Ömer Nasuhi hocamızın diliyle aktaralım: “…Süt emen çocuk. sütü bizzat süt veren kadının memesinden emmelidir. Şayet bir kadının sütü bir kab içine sağılarak içirilse veya memesi çocuğun ağzına sağılsa veya sütü bir taama karıştırılarak yedirilse bunlar ile hürmet-i reda’ sabit olmaz.” Kamûs 2/80
[4] Tarihi dönemlerde Şafii ve Hanbelî bazı İslâm hukukçuları, mak’attan verilecek anne sütü ile kulağa, göze ve yaraya akıtılacak anne sütüyle süt akrabalığı oluşmayacağı içtihadında bulunmuşlardır.( Vehbe Zuhaylî, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, 10/37)