29 Ekim 1923’de emperyalist güçlerin bütün baskılarına rağmen Cumhuriyet ilan edildi. Çok kısa ifadesi ile haklın kendisini yönetme biçimi olan Cumhuriyet, oluşturduğu yasama, yürütme ve yargı kurumları ile millet adına karar alan kurumlardan oluşur.
Bir toplumun adaletli biçimde yönetilmesi, belli bir elit zümrenin ve ailenin toplum üzerinde egemen yapısını kabul etmeyen Cumhuriyet yönetimi olup, maalesef tarif edildiği gibi milletin menfaatine yönelik olarak cumhuriyetin kurumları her zaman işlemiyor.
Yürütme ve yasamanın anayasal olarak aldığı yetkilerle, milletin genelinin hiç istemediği kanunların çıktığına şahit oluyoruz. Diyeceksiniz ki onları halk seçti. Ama halk onları bu yanlışlıkları yapsın diye seçmedi.
Cumhuriyet yönetimi millet üzerinde adil bir sistemin gerçekleştirilmesini hedeflerken, bugün neredeyse herkesin şikâyet ettiği adaletsizlikler ortadadır. Mahkemelerimizdeki 25 milyon icralık dosya var. 7 milyon insanda icrada. Milleti bu duruma düşüren ne insanların bireysel hatalarıdır, nede cumhuriyetin temel ilkeleridir.
Cumhuriyetin anayasasının 5.Maddesinde; devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Anayasanın 5. Maddesinde, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, maddi ve manevi varlığın gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak ilkesine ulaşabildik mi?
Biz buradan nasıl bir sonuca varacağız?
Cumhuriyet kimin için refah düzeyini yükseltiyor?
Cumhuriyetin nimetlerinden bütün toplum yararlanabiliyor mu?
Kanun yapıcıların yaptıkları birçok kanunun anayasanın temel ilkelerine aykırı olduğu halde, bu kanunların iptal edilemeyişi, anayasaya götürüldüğünde de baskın siyasal gücün etkisi ile yargının tam bir bağımsızlık örneğini vermediği gerçeğini gördüğümüzde ‘’ Bu Cumhuriyet kimin için?’’ sormadan edemiyoruz.
Cumhuriyet kurulalı 96 yıl olmuş. Türkiye siyasi yapısı hiçbir zaman Cumhuriyetin temel ilkeleri konusunda anlaşamadı. Bu siyasi akımların halkı ayrıştırması, kim iktidara gelirse Cumhuriyetin ilkelerini de kendi kabulleri eksenin de yorumladı ve kullandı. Türk siyaseti tamamen bu eksende varlığını sürdürmüş olup, son siyasal yönetim değişimi de bu çatışma sürecini maalesef bitirememiştir.
Millet hala Cumhuriyetin getirisi olan nimetlerden istifade edemiyor. Ama biz cumhuriyet kutlamalarımızı yaparken bu olumsuzlukları görmezden gelmeye devam ediyoruz.
Cumhuriyet, 40 yıldır süren bir terörü üretmez.
Cumhuriyet, inanç farklılıklarını öne çıkartarak yapılan siyasetin, hizmet yerine ayrıştımacı olduğunu söyler.
Cumhuriyet, sosyal devleti tanımlarken, devleti sömüren bir Borca Dayalı Para Sistemi, sürekli devleti milleti borçlandırmaya göre kurgulanmış modele müsaade etmez.
Cumhuriyet, halkın aleyhinde olan bir iktisadi sisteme asla müsaade etmez.
Cumhuriyet, adalet temelleri üzerinde yükselir ve yaşar. Adalet, hayatın her alanında olup sürekli milleti devleti borçlandıran ekonomik adaletsizliklere Cumhuriyet müsaade etmez.
Cumhuriyet, tüm toplumunun temel yapı taşı olan ailenin aleyhinde yasaların çıkarılmasına müsaade etmez.
Köylü milletin efendisidir diyen bir cumhuriyet anlayışının, köylüyü bankalara köle haline getiren, hacizlerle tarlalarını elinden alan, iş adamlarının fabrikalarına; kurguladığı kredi modeli ile borçlandırıp el koyan, evlenemediği için evlilik kredisi alan genç insanlarımızın birkaç ay içinde yuvalarını dağıtan sömürü banka sistemine Cumhuriyet müsaade etmez.
Cumhuriyetin temel niteliklerinin aleyhinde çalışan kurulu para kredi sistemini yasalaştıran ve sürdüren Milletin meclisinin sıralarında oturan milletvekilleridir.
Milletvekillerinin Cumhuriyetin aleyhinde işleyen para kredi sistemine karşı duyarsız kalışı asla kabul edilemez. Cumhuriyetin öneminin naralarını atanlar, milletin fakirlik içindeki mevcut durumunu görmezden gelmeleri bir yana, arasındaki bağı kuramayışları daha vahim bir durumdur.
Cumhuriyet tam bir bağımsızlıktır. Mevcut iktisadi yapı milleti köle haline getirmiştir. Milletin seçtiği insanlar, bu köle düzeninin lehine olacak yasaları kendince gerekçelendirip sürdürmektedir. Bir gün milletin meclisinde; tam bağımsız bir Cumhuriyet temennisi ile…
Selam ve dua ile
Yunus EKŞİ
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…