Açık ve net bir şekilde anlaşılmıştır ki, Türkiye’miz de Erdoğan karşıtlarını ayakta tutan iki büyük(!) aktör var. “Kavala ve Demirtaş…”
Ne yazık ki muhalefetimiz, büyükelci krizinde, hükümetin karşısında durarak ABD Başkanı Biden’in Türkiyede ki dostlarının kimler olduğunu ayan beyan ortaya koydu.
Değişen küresel dengeler içinde, ABD ve yanına aldığı dokuz ülke büyükelçisinin, Osman Kavala üzerinden Türkiye’ye yaptığı parmak sallama girişimi, özetle iki madde de toplanabilir.
1-Türkiye’nin içişlerine karışma densizliği
2-Türk yargısına yapılan saygısızlık ve terbiyesizlik.
Ancak bu girişim Sayın Erdoğan’ın dik duruşu, sert çıkışı ve Viyana sözleşmesinin 41. Maddesi gereği diplomasi girişimleriyle def edilince, bizim muhalefetimiz devletinin arkasında durup sevineceği yerde, karalar bağlamayı tercih edince, halkımız Biden’in Türkiye’de ki dost ve ahbaplarını birkez daha görme imkânı buldu…
Maalesef tarih tekerrür ediyor…
Bu konuda Volteire’nin güzel bir sözü var: “Tarih, kralların, generallerin çiftliği değil, milletin tarlasıdır. Her millet geçmişte bu tarlaya ne ektiyse, gelecekte onu biçer”
Biz millet olarak geçmişte, 22 milyon km2 alanda at koştururken davamız “kuru bir cihangirlik davası değildi.” Gittiğimiz her yere, dinimizin bizlere emrettiği medeniyeti götürme ve buna bağlı olarak insanlar arasında adalet ile hükmetme ve adalet tohumları ekme gibi bir derdimiz vardı. Kim bilir belki de ekilen adalet tohumlarını biçme zamanı geldi de geçti bile…
II. Abdülhamit Han zamanında, Erzincan, Ağrı, Hakkâri, Muş, Siirt, Mardin, Malatya, Bingöl, Amasya, Tokat dâhil, neredeyse Anadolumuzun yarısına tekabül eden ve bu bölgede azınlık olarak yaşamalarına rağmen Ermenilere özerklik verilmesini isteyenler; bugün Güneydoğu bölgesininde Kürt devleti kurulmasını ya da özerklik verilmesini arzu ediyorlar.
Bütün bunlar tesadüf olabilir mi? Tabii ki de değil…
Yani tarih tekerrür ediyor ve maalesef bunu da kafaları “İzim’ler” ile doldurulan, beyinleri iğdiş edilmiş olanlar anlayamıyorlar…
Theodor Herzl ve Emanuel Karasso, ittihatçıların önderlerini İspanyol mason Locasına kaydettirip mason yapmış ve Osmanlı’nın sonunu hazırlamışlardı. Bugün ise Theodor Herzl’ın ve Emanuel Karasso’nun rolünü George Soros gibi parasıyla dünyaya yön veren adamlar aldı… Mason localarına üye olup Osmanlı’nın sonunu getiren ittihatçıların yerini de Osman Kavala’lar, Selahattin Demirtaş’lar, Abdullah Öcalan’lar ve bunların destekçileri aldı…
Tarih tekerrür ediyor dedik ya…
Bazıları olanları “Örtülü savaş” olarak nitelemekte… Kanımca bu yanlış bir tabir olsa gerekir. Bu Soros artıkları, “Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyorlarsa, “Biz sırtımızı PKK’ya PYD’ye dayadık” diyorlarsa, “PKK sizi tükrüğüyle boğar” diyebiliyorlarsa, burada ki savaş örtülü değil açık bir hal almış demektir.
Ama olsun…
Rabbimin izniyle millet olarak biz, yüzyıllar boyu ektiğimiz adalet ve insanlık tohumlarının ürünlerini, Karabağı Ermenilerin elinden kurtararak, Karadeniz’de doğalgaz rezrvleri bularak ve Akadeniz de söz sahibi olarak biçmeye başladık.
Yerli savunma sanayimizi dışa bağımlılıktan kurtararak %80’ni yapmaya başladık ya…
Demek ki yüce rabbimiz, dinene ve Müslümanlara tuzak kuranların tuzaklarını boşa çıkarmaya başladı. Yüzyıllarca, İslam’a, Müslümanlara ve tüm insanlığa hizmeti kendine şiar edinmiş milletimiz, ektiği insan hak ve hürriyetleri konusunda ki tohumlardan çıkan ürünleri biçmeye başladı…
Yalnız şunu unutmayalım ki, dünya döndükçe, ne Theodor Herzl’ler bitecektir ne de George Soros ve artıkları…
Yeterki bizler, yüce rabbimizin “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.”[1] Ayeti kerimesini unutmadan ama özümzeyerek hayatımıza hâkim kılalım.
Selam, saygı ve muhabbetlerimle…
Şaban DOĞAN
NOT DEFTERİ:
Gitmiyor artık geçen yüzyılın ekonomi düzeni…
29 Ekim 2021 Haşmet Babaoğlu SABAH
[1] Bakara suresi 2/103