Dün istanbul’da gerçekleşen ve Açılışı Kuran-ı Kerim tiklaveti ile başlayan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu.
İİT Olağanüstü Liderler Zirvesi’nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Kudüs kararı hakkında, “Filistin meselesine adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmadan, bölgesel ve küresel ölçekte kalıcı barış ve istikrardan söz edilemez. Hukuku çiğneyen, vicdanları yaralayan bu tür adımlar, uluslararası sisteme ve Birleşmiş Milletlere yönelik güveni de dinamitliyor. Hepimizin geleceğini ilgilendiren bu duruma seyirci kalamayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi’ne katıldı. Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde düzenlenen zirvede, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve üye ülke liderleri aile fotoğrafı çektirdi. İİT Olağanüstü Zirvesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla başladı.
“KUDÜS SOKAKLARINDA DOLAŞAN HERKES ŞEHRİN İŞGAL ALTINDA OLDUĞUNU ANLAR”
“Kudüs’ün kardeşi İstanbul’dan şu an kalbi bizimle çarpan tüm kardeşlerime, tüm Kudüs dostlarına selamlarımı ve saygılarımı yolluyorum” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam’ın ilk kıblesi ve üç mukaddes mescidinden biri olan El Aksa’nın bulunduğu Kudüs’ün tarihî ve hukuki statüsüne yapılan tecavüzü ele almak üzere bir araya geldiklerini söyledi.
Yaptığı davete icabet ederek, Müslümanlarla birlikte tüm insanlık için tarihî önem arz eden toplantıya iştiraklerinden dolayı katılımcılara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’le ilgili barış girişimine öncülük etmesini bekledikleri ABD Başkanının 6 Aralık’ta, uluslararası hukuku hiçe sayan bir tutumla, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdıkları yönünde yaptığı açıklamayı hatırlattı.
Kudüs sokaklarında birkaç dakika dolaşan herkesin, şehrin işgal altında olduğunu anlayacağını ifade ederek, “Zaten işgal altında olan bu şehirle ilgili böyle bir kararın açıklanmasının hiçbir hükmü olamaz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 1980 tarihinde aldığı 478 sayılı karara göre, hiçbir ülkenin Kudüs’te büyükelçilik bulunduramayacağını vurguladı.
“İSLAM ÜLKELERİ ABD’NİN KUDÜS’LE İLGİLİ KARARINI KÜLLİYEN REDDETMİŞTİR”
ABD’nin aldığı hukuksuz karara, sadece Kudüs’ü işgal altında tutan İsrail’in destek verdiğine dikkat çeken ve gayri meşru olan bu kararı kabul etmeyen tüm ülkelere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Papa dâhil olmak üzere, şu ana kadar yaptığım tüm görüşmelerde, Kudüs’le ilgili bu kararlı duruş teyit edilmiştir. İslam ülkeleri de, ilk andan itibaren ve en açık şekilde, Amerika Birleşik Devletleri’nin Kudüs’le ilgili kararını külliyen reddetmiştir” diye konuştu.
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve dönem başkanı olarak, ABD’nin söz konusu kararını açıkladığı gün dünya kamuoyuna bir çağrıda bulunduğunu ve bu kararın; vicdan, hukuk, ahlak ve tarih önünde hükümsüz olduğunu ilan ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu karar, her şeyden önce, şiddet yerine barıştan yana tavır koyan, barışı isteyen taraf olduğunu defalarca ispatlayan Filistinlilerin cezalandırılmaları anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
“İSRAİL BİR İŞGAL DEVLETİDİR”
Konuşmasında, Filistin topraklarının 1947 yılından bugüne İsrail tarafından nasıl işgal edildiğini ekrandaki harita üzerinden gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1947’de İsrail neyse şimdi de Filistin ne yazık ki aynı duruma getirildi. Böyle bir taksimi inanın kurt-kuzu mücadelesinde kurt bile yapmaz. Ama bu taksim işte burada yapıldı” diye ekledi.
İsrail’in bir işgal ve aynı zamanda bir terör devleti olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail askeri tarafından 10 yaşındaki Filistinli çocukların gözaltına alınarak demir kafeslerin içine yığıldığını, 14 yaşındaki bir çocuğun gözleri bağlanarak şiddet gördüğünü, küçük bir kızın dipçikle dövülen annesinden elinden zorla alındığını gösteren fotoğrafları hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Yani bu işgalci değil de, bu terörist değil de nedir, bunun izahı var mı? İnsan olan, vicdan sahibi olan buralardan gerekli dersi alması lazım” ifadelerini kullandı.
“İSRAİL YAPTIĞI TÜM TERÖR EYLEMLERİ İÇİN ÂDETA ÖDÜLLENDİRİLDİ”
ABD Başkanı Donald Trump’a hitaben, “Sana daha neyi anlatalım, her şey ortada” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Tabii bu kararla işgal, abluka, yasa dışı yerleşimler, ev yıkma, yerinden etme, arazi ve mülk gasp etme, orantısız şiddet ve cinayet suçlarının faili İsrail, yaptığı tüm terör eylemleri için âdeta ödüllendirilmiştir. Bu ödülü veren tek başına da olsa şu anda Trump’tır. ‘Ben yaptım oldu’ demekle bu dünyada hiçbir şey olmuyor. Siz tek başınıza böyle bir karar alabilirsiniz; ama dünya sadece sizden ibaret değil. Sadece Birleşmiş Milletlerin bugün üyesi 196 üye var ve bütünüyle bu karar içerisinde şüphesiz ki ben 196 dünya ülkesinin buna tavır koyacağına inanıyorum. Siz Amerika olarak güçlü bir ülke olabilirsiniz, silahlarınız olabilir, 16 nükleer başlığa sahip bir Amerika olabilirsiniz. Bol miktarda silahlarınız, uçaklarınız olabilir, ama bunlar sizin güçlü olduğunuzu ifade etmez. Eğer haklıysanız güçlüsünüz. Eğer haklı değilseniz şunu bilin ki hiçbir zaman güçlü olamazsınız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, barışı isteyenlerin değil barışı imkânsız hâle getirenlerin yanında duran ABD’nin, terörizmle yoğun mücadelenin yürütüldüğü böyle bir dönemde tüm fanatiklerin ekmeğine yağ sürdüğünü, bunu Suriye’de de gösterdiğini dile getirdi. ABD Başkanı Trump’ın, Suriye’de DEAŞ’a karşı mücadele etmek üzere PYD-YPG terör örgütlerini yanına aldığına, terör örgütlerine 4 bin tırla silah, zırhlı araç ve mühimmat desteği sağladığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir terör örgütünün, bir başka terör örgütüyle yok edilemeyeceğini kaydetti.
“KUDÜS KARARIYLA ATEŞLENEN FİTİL TÜM İNSANLIĞA YÖNELİK TEHDİTLERİN KAPISINI AÇTI”
“Kudüs kararıyla ateşlenen fitil Amerika ve İsrail’le birlikte tüm insanlığa yönelik tehditlerin kapısını açmıştır” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede yaşanan diğer sorunların Filistin meselesini Müslümanlara ve insanlığa asla unutturamayacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin meselesine adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmadan bölgesel ve küresel ölçekte kalıcı barış ve istikrardan söz edilemez. Hukuku çiğneyen, vicdanları yaralayan bu tür adımlar uluslararası sisteme ve Birleşmiş Milletlere yönelik güveni de dinamitliyor. Hepimizin geleceğini ilgilendiren bu duruma seyirci kalamayız” şeklinde konuştu.
ABD’nin Kudüs kararının, uluslararası hukuku çiğnemenin yanında İslam medeniyetine indirilmiş ağır bir darbe olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ecdadımız tüm ihtiyaçlarını gidermek için bu mukaddes beldeye özenle hizmet etmiş, hiçbir ayrım gözetmeden tüm şehir halkının refahını, emniyetini ve ibadet özgürlüğünü garanti altına almıştır. Ecdadımız Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı’nın Kudüs surlarında inşa ettirdiği El Halil Kapısına ‘Lâ ilâhe illallah, İbrahim halîlullah’ lafzının kazınmış olması, medeniyetimizin Kudüs’e bakışının en güzel ifadesidir. Hristiyan âlemi için büyük önem taşıyan Kudüs’teki kilisenin balkonunda 162 yıldır hassas mezhebi dengeler sebebiyle öylece duran ahşap merdiven bize şehirle ilgili aslında çok şey anlatıyor. Bugün Kudüs’ün mahremiyetini hiçe sayan kararlara imza atanların Hazreti Ömer’in büyük bir tevazuuyla girerek mukaddes bir emanet olarak teslim aldığı Kudüs’ten alacakları çok dersler vardır. Kudüs’ün tüm inançlar için taşıdığı öneme saygı duyan Sayın Papa’ya, adil bir barış için gayret eden aklıselim sahibi Musevilere, Kıptilere, tahkir edilseler de muhkem duruşlarından taviz vermeyen herkese şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Tabii en başta da asırlardır namusları olarak gördükleri Kudüs’e hizmet eden, koruyan, mücadeleden asla vazgeçmeyen Filistinli kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.”
Bölgede ve Kudüs’te barışın; her kesimden, her milletten, her inançtan ahlaklı, dürüst ve adil insanların çabasıyla sağlanacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası hukuka ve hakkaniyete sahip çıkan tüm ülkeleri Kudüs’ü Filistin Devleti’nin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet etti. İslam ülkeleri olarak, başkenti Kudüs olan egemen ve bağımsız Filistin Devleti talebinden asla vazgeçmeyecekleri vurgusunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail askerlerinin, ABD’nin Kudüs kararını protesto eden Filistinlilere uyguladığı zulmü lanetlediğini, Filistin davasının tüm şehitlerini rahmetle andığını ifade etti.
“MÜSLÜMANLARA DÜŞEN GÖREV KUDÜS’E SAHİP ÇIKMAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Kudüs’te İslam idaresinin sona erişinin 100. yıl dönümü olduğunu hatırlattı ve “Müslümanlara düşen görev, her hâl ve şart altında Kudüs’e sahip çıkmaktır. Ülkemizdeki ve dünyanın her yerindeki tüm kardeşlerimizden imkân ve fırsat buldukça Kudüs’e gitmelerini, Harem-i Şerif’i ziyaret etmelerini özellikle istiyoruz. Çünkü orada varılacak secdede selametle birlikte barış için çağrı vardır, merhamet için yakarış vardır, insanlık için kurtuluş vardır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Buradan bir kez daha ifade ediyorum ki, Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif 144 dönüm alanıyla ebediyete kadar Müslümanlara ait kalacaktır” vurgusunda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Harem-i Şerif’i hedef alan ve giderek ırkçı bir kampanyaya dönüşen yerleşimci saldırılarına karşı buranın hamiliğini üstlenen Ürdün Kralı II. Abdullah ile iş birliği içinde dik duruşu sürdüreceklerini dile getirdi.
Filistinlilerin de kendi aralarındaki sorunlarını çözerek bu imtihanlar karşısında birlik içinde hareket etmelerinin artık zorunlu olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi’nin “Dostlarıyla uğraşanlar, hasımlarını yenemez” tavsiyesinin, tüm Müslümanlara rehber olması gerektiğini söyledi.
“FİLİSTİN’İN ULUSLARARASI KURULUŞLARA DÂHİL OLMA SÜRECİ HIZLANDIRILMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Henüz Filistin Devleti’ni tanımamış olan ülkelerin artık bu önemli adımı atmaları, bölgede aklıselimi ve adaleti ayakta tutacak bir dengenin sağlanabilmesi bakımından şarttır. Özellikle Avrupa’nın, İsrail’in bir taraftan yerleşimleri genişletirken, diğer taraftan ‘Filistin Devleti’ni tanımayın, çünkü barışa mani olur’ söyleminin esiri olmaktan vazgeçmesi gerekiyor. İşgali devam ettiren devlet kabul görürken, barış isteyen 1967 sınırlarını, yani tarihî Filistin topraklarının neredeyse 5’te birinde yaşamayı kabul eden tarafın tanınmıyor olmasının hiçbir makul sebebi yoktur. Amerika’nın bu açıklamasından sonra barış zemini başka türlü canlı tutulamaz. İsrail’in işgal ettiği Filistinlilere ait topraklardan daha da fazlasına el koyabilmek için dünyayı oyalamasına prim verilmemelidir. Sözde iki devletli çözümü savunurken, uygulamada İsrail’in bu imkânı her geçen gün biraz daha ortadan kaldırmasına göz yumulması kabul edilemez. İşgal edenle işgal edilen arasında tarafsız kalmak, zulme destek vermektir. Bunun için en azından Filistin’in uluslararası anlaşmalara ve kuruluşlara dâhil olma süreci hızlandırılmalıdır.”
İslam ülkeleri olarak; Filistin Devleti’nin diplomatik sahada tam temsili konusunda daha güçlü bir irade ortaya koymaları gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vicdan sahibi, gelecek nesiller adına mesuliyet sahibi herkesin, maddi, manevi tüm imkânlarını Kudüs için seferber etmesini istiyoruz” diye konuştu.
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve dönem başkanı sıfatıyla ABD’yi attığı bu son derece yanlış, provokatif ve hukuk dışı adımdan bir an evvel geri dönmeye davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımla kendini barış sürecinde diskalifiye eden, arabuluculuk vasfını tamamen yitiren ABD’nin yerine; uluslararası toplumun tamamından dünya barışı ve istikrarı için sorumluluk üstlenmelerini bekliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının hemen ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas konuştu.
İşgal ve sömürge eylemleri devam ediyor
Başta Recep Tayyip Erdoğan’a en içten teşekkürlerimi iletmek isterim. İslam İşbirliği dönem başkanı sıfatıyla bana bu zirveye katılma için bana bir davet gönderdi. Özellikle Türkiye’ye ve Türk halkına bizim yanımızda yer aldıkları için ve adil davamızı savunduğu için sizin huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Çok değerli kardeşlerim hepinize teşekkür etmek istiyorum.
Bütün gücümüzle artık işgal altındaki Filistin’in devlet olarak tanınması ve ortaya çıkması için çalışmamız gerekiyor. Lübnan’daki topraklar ve diğeri işgal altındaki topraklar da aynı şekilde bizim haklı talebimiz içerisinde yer almaktadır. Filistin halkına ve Mescid-i Aksa’da nöbet tutan kardeşlerimize özellikle de Kudüs şehrinin kalbine yaşayıp orada yerleşimcilerin zulmüne maruz kalan ve aşırı uygulamalara maruz kalan bu halklarımızı da selamlamak istiyorum. Çünkü maalesef şu an işgal ve sömürge eylemleri İsrail tarafından durmaksızın devam etmekte.
Filistin’e 10 milyon dolar hibe
Ayrca Türkiye, Filistin’in sosyal ve ekonomik kalkınmasına yardımcı olunması için yaklaşık 10 milyon dolar hibe sağlayacak. 10 milyon dolar hibe kararı Resmi Gazete’de yayınlarak yürürlüğe girdi.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…