Beyan Yayınları, “Tarihin Gerçek Yüzü” adlı yeni bir yayın projesini hayata geçirdi. Projede, tamamı yakın dönem tarihine ait olmak üzere pek çok konuya ilişkin kitapların yayınlanması hedefleniyor. Bu seride yayınlanan kitapların her biri, üzerinden en az bir asrı aşkın zaman geçmesine rağmen; tarih, siyaset ve sosyoloji alanlarında hâlâ tartışılmaya devam eden konulardan oluşuyor. Resmi tarih görüşünün ağır baskısı altındaki konular ilk defa tarihi belgelere dayalı bilimsel bir bakış açısıyla değerlendiriliyor.
Bu seride yayınlanan kitaplardan biri de Tarikat ve Cemaatler; Kapandı mı Kapatıldı mı? ismini taşıyor.
Tarih boyunca olduğu gibi bugün de tarikat ve cemaatler her alanda tartışılıyor. Siyaset alanından eğitim alanına, sosyal alandan kamusal alana kadar bu tartışma hararetli biçimde devam ediyor. Neredeyse hemen her gün medyada ve siyasi çevrelerde tarikatlar ve cemaatler gündemdeki yerini koruyor. Bu konu çerçevesinde önemli çatışmalar ve gerginlikler yaşanıyor. Tarikatlar, kimi çevreler tarafından bir damgalama aracı olarak kullanılıyor. Tek parti rejimi döneminde geliştirilen bu damgalama ve ötekileştirme yöntemi hâlâ devam ediyor. Böylece tarikatları anlama değil, onları dışlama ve yok etme ana motivasyon olarak işliyor. Bu damgalamada sadece tarikatlar değil, bütün dinî gruplar da paylarına düşeni alıyor. Hatta devletin dinî kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığına bile “tarikatçı” ithamları yapılıyor.
Tarikatlara yönelik bu reddiyeci, imhacı ve ötekileştirici tutum sadece tek parti rejimi kafasına sahip olanlarda değil, aynı zamanda dinî çevrelerde de bir söylem olarak ortaya çıkıyor. Kimi ilahiyat çevreleri ve münevverler, tarikatları bazı uygulamalardan hareketle İslamiyet’i özünden uzaklaştıran ve İslam toplumlarının geri kalmasının nedeni olan yapılar olarak görüyor. Bu söylem aslında iki taraflı bir boyuta sahip: Bir yandan İslam düşüncesinde hurafe ve bidat eleştirisi yapan damardan beslenmekte öte yandan da bahsettiğimiz Kemalist çevrelerin tarikat karşıtı söylemlerinden. Bu durum adeta “cumhuriyet selefiliği” diyebileceğimiz yeni bir damarın oluşmasına zemin hazırlanıyor.
Cemaatler ve tarikatlar benzerliklerle beraber farklı formlardır. Dinî gruplaşmanın iki tecrübesidir. Sosyolojik manada tarikatlar da birer cemaattir. Fakat Türkiye pratiğinde bu tanımlama bir farklılaşmayı anlatmaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan ve adına Devrim denilen uygulamalar çerçevesinde; sadece tekke ve zaviyelerin kapatılması ile yetinilmemiştir. Toplum nezdinde itibar sahibi pek çok kanaat önderi, tasavvuf ve tarikat mensubu sürgün edilmiş, istiklal mahkemelerinde idamla yargılanmış, infaz edilmiştir. Kurgulanan isyanlar, olaylar, tarihte pek çok örneği olduğu gibi bu kesim üzerinde sindirme aracı olarak kullanılmıştır.
Prof. Dr. Ergün Yıldırım tarafından kaleme alınan Cumhuriyet Döneminde Tarikat ve Cemaatler Kapandı mı, Kapatıldı mı? isimli kitap, bu hassas konuyu aydınlatmayı amaçlıyor.
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, kamuoyunda infial yaratan "yenidoğan çetesi" soruşturmasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. A…
Ebu'l Fesile isimli sahabi şöyle anlatıyor: Hz. Peygamberin ırkçılığa karşı çıkması üzerine bir gün ona…
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları, bölgedeki gerilimi artırmaya devam ediyor. Lübnan Sağlık Bakanlığı, saldırılarda hayatını kaybedenlerin…
Cenab Şahabeddin “Akıl yaşta değil baştadır amma aklı da başa getiren yaştır,” der. Doğrudur. Çünkü…
Dünyanın en büyük zeytinyağı üreticisi fiyatların yarı yarıya düşebileceğini bildirdi Geçen yıl dünyanın en büyük…
Dünyevîleşme, sekülerizm kavramının Türkçe karşılığıdır. Her ne kadar farklı tanımları yapılsa da dünyevîleşmeyi, genel hatlarıyla…