Aşağıdaki ayetin güzelliğine ve kısa bir ayetteki mesajların mükemmelliğine bir bakın lütfen:
وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآخِرَةَ وَلَا تَنسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَأَحْسِن كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْأَرْضِ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ
“Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah sana nasıl iyilik yaptıysa sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.”[2]
Dikkat ettiniz mi efendim bu bir ayete Rabbimiz neler yüklemiş neler? Görebildiklerimi arz ediyorum:
1-Allah, elimizde olan her şeyimizin kendi malı olduğunu bilmemizi, onları kendi yolunda harcayarak ebedi hayatı ve ebedî cenneti kazanmamızı istiyor.
2-Ahiret yurdunu kazanacağım diye de bütün bütün dünyayı ihmal etmememizi, dünyayı ahlaksız ve iffetsizlere bırakmamamızı, çalışmamızı, namerde muhtaç olmamamızı, “dünyayı kesben değil, kalben terk”[3]etmemizi istiyor.
3-Kendisi nasıl bize sayısız iyilik ve ikramda bulunmuşsa, verdiği o imkânlarla bizim de çevremize iyilik ve ikramda bulunmamızı istiyor.
4- Bozgunculuk yapmayın,demiyor. Bozgunculuğun çıkmasını dahi istemeyin, diyor.
“Bozgunculuk çıksın da bulanık suda balık avlayayım” diyen ve bunu isteyen de bulanan sularda boğulur, fitne seline kapılır, cehenneme gider. İşte bundan dolayıdır ki her Müslüman, fitneye sebep olacak söz ve davranıştan uzak durmak mecburiyetindedir. Çünkü bozgunculuk, düzensizliktir, düzensizlik anarşidir. Anarşinin içinde terör vardır, talan vardır, cinayet vardır, vandalizm vardır. Kan, kavga ve göz yaşı vardır. Bunlara sebep olanlardan Allah razı değildir. Peygamber razı değildir, Allah’ı ve Peygamberini sevenler razı değildir.
Hatta Allah, haksız yere, suçsuz yere bir insanı öldürmeyi, bütün insanlığı öldürmek kadar büyük bir suç saymış,[4]bir mümini kasten öldürenin de ebedî cehennemlik olduğunu ilan etmiştir.[5]
Hz. Peygamber de (sav) buyurmuşlar ki:
“Nerde bir cinayet işlenir, (haksız yere, suçsuz yere bir adam öldürülürse) o cinayetin günahından bir pay da, Adem’in ilk oğlu Kabil’e verilir. Çünkü adam öldürme çığırını ilk açan o olmuştur.”[6]
İYİLİĞE ÇIĞIR AÇANIN SEVABINA, KÖTÜLÜĞE ÇIĞIR AÇANIN DA GÜNAHINA KİMSE YETİŞEMEZ.
Kötü çığır açmanın, kötülüklere, günahlara ve fitneye kapı aralayanın vebali ve günahına kimse yetişemediği gibi, hayra ve iyiliklere kapı açanın da sevabına kimse yetişemez. Bununla ilgili hadis de şöyle:
« مَنْ سَنَّ في الإِسْلام سُنةً حَسنةً فَلَهُ أَجْرُهَا، وأَجْرُ منْ عَملَ بِهَا مِنْ بَعْدِهِ مِنْ غَيْرِ أَنْ ينْقُصَ مِنْ أُجُورهِمْ شَيءٌ ، ومَنْ سَنَّ في الإِسْلامِ سُنَّةً سيَّئةً كَانَ عَليه وِزْرها وَوِزرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ بعْده مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أَوْزارهمْ شَيْءٌ»
“İslâm’da (, Müslümanlar arasında) iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. Ayrıca kendisinden sonra o iyi işi yapanların sevabı kadar bir sevap ta yine o iyi çığırı açana verilir. Fakat o iyi işi yapanların sevabından hiçbir şey eksilmez. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kötü çığırı açana onun günahı vardır. Ayrıca kendisinden sonra o kötü işi yapanların günahı kadar bir günah da o kötü çığırı açana verilir. Fakat o kötü işi yapanların günahından hiçbir şey eksilmez.[7]
“Müslüman’ın kanı, malı, ırzı ve namusu dokunulmazdır, saygıdeğerdir.”[8]
ÖLDÜREN DE ÖLDÜRÜLEN DE CEHENNEMDEDİR
“Kim Müslüman kardeşine keskin bir aletle işarette bulunursa, melekler ona lanet okur.”[9]
“İki Müslüman, kılıçlarıyla karşı karşıya gelirlerse ikisi de cehennemliktir.”Denildi ki:
-Katilin cehennemlik olduğunu anladık, çünkü kâtil; peki maktûl yani öldürülen neden cehennemlik olsun? Bu soruya Peygamberimizin cevabı şu olmuştur:
-Çünkü o da arkadaşını öldürmeyi istemişti. (İkisinin de niyeti bozuktu.)[10]
Hz. Peygamber (sav) kendisinden sonra kıyamete kadar yaşanacak fitnelere karşı insanları uyarmış: “Benden sonra kâfirler olarak birbirinizin boynunu vurmayın.”[11]Demiştir.Çünkü: “Müslümana sövmek fasıklık (günah), Müslümanla savaşmak ve onu öldürmek de kafirliktir.”[12]
ZİNA VE BENZERİ PİSLİKLER ARTINCA HELAK KAÇINILMAZ OLUR
Aişe validemiz diyor ki, bir gün Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Bu ümmetin son dönemlerinde hasf, mesh ve kazf olacak. Yani yerin açılıp üzerindekileri yutması; insanın manevî simasının değişmesi, gök yüzünden taş (ve taşa benzer şeylerin) yağması gibi olaylar olacak.[13]
Ben dedim, diyor Aişe validemiz:
-Ey Allah’ın Rasulü! İçimizde iyi insanlar olmasına rağmen biz de mi bu tür belalara çarpılacağız? Rasûlüllah (sav):
-Evet, (zina[14]ve benzeri) pislikler artar, (bunlara da engel olunmazsa) helak kaçınılmaz olacaktır.”[15]
Günümüz fitnelerinde tavrımızı belirleyen hadislerden biri de şu:
“Öyle fitneler olacak ki, o günlerde uyuyan, uyanık olandan, uyanık olan ayakta olandan, ayakta olan da yürüyen ve koşandan daha hayırlıdır.”[16]
Peygamberimiz, bir şeye öfkelendiğinde ayakta ise -öfkesi geçinceye kadar- otururmuş, oturuyorsa yan üstü uzanırmış.[17] (Ta ki olayın büyümesine sebep olmasın, öfkesiyle kimseye zarar vermesin.)
YA FİTNE EVİMİZE GİRMİŞSE?
Sa’d bin Ebîvakkas dedi ki:
-Ey Allah’ın Rasulü! Ya fitne evime girmişse, beni öldürmek için elini bana kaldırmışsa o zaman ne yapayım? Rasulullah’ın cevabı çok enteresan. Buyurdular ki:
-Adem’in oğlu Habil gibi ol.[18]
Habil’in kardeşi Kabil, kıskançlık duygularıyla Habil’e: “seni öldüreceğim”, deyince Habil şöyle demişti:
لَئِن بَسَطتَ إِلَيَّ يَدَكَ لِتَقْتُلَنِي مَا أَنَاْ بِبَاسِطٍ يَدِيَ إِلَيْكَ لَأَقْتُلَكَ إِنِّي أَخَافُ اللّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ
“Sen beni öldürmek için bana el kaldırsan da, ben seni öldürmek için sana el kaldırmayacağım. Çünkü ben Âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”[19]
Nefs-i müdafaa yok mu, diyenlere ayetin içinden cevap var:“Seni öldürmek için sana el kaldırmayacağım.”deniliyor, “kendimi savunmak için el kaldırmayacağım”, denilmiyor.
Şu halde öldürmek için el kaldırma yok, ama savunmak için istenirse ve mecbur kalınırsa el kaldırılabilecektir. Allah, ne Kabilleri bize musallat etsin, ne de bizi, el kaldırmaya mecbur bıraksın.
SONUÇ VE DUA
Fitnelerin yaygın olduğu dönemlerde, Müslüman’ın tavrı: Bir yerde birileri fitne ateşini yakmışsa o ateşe benzinle değil, su ile gitmek olacaktır. Çünkü Müslüman, ateşi körüklemek isteyen bir anarşist ve terörist değil, ateşi söndürmek isteyen bir itfaiye kahramanıdır. Müslüman, vandalist olamaz.
Fitne ateşinin körüklendiği günümüzde lütfen gelin hep beraber şöyle dualar yapalım ve bu dualara yürekten “amîn” diyelim:
Allahım! Bizi ve çocuklarımızı dinî ve dünyevî fitnelerden, ahir zaman fitnesinden, Deccalın fitnesinden, her türlü sapıklıktan, bidatlerden ve belalardan koru!
Allahım! Bizi ve çocuklarımızı şerre ve zulme alet etme! Bizi, zulüm etmekten, zulme uğramaktan, sapmaktan, saptırmaktan, kaymaktan, kaydırmaktan koru! Değil insanların ölümüne sebep olmak, karıncaların dahi ölümüne sebep olmaktan muhafaza eyle!
Allahım! İslam aleminin dağılan birliğini, kaybolan barış ve kardeşlik ruhunu yeniden bulmak ve kurmak için, hepimize basiret, feraset, adalet, muhabbet, merhamet, muvaffakıyet, barış ve kardeşlik şuuru ihsan ve ikram eyle!
Allahım! Başta bana ve bütün Müslümanlara Peygamberimizin doyulmaz o güzel ahlakını, sünnetini öğrenmeyi ve yaşamayı nasip eyle!
Allahım! Huzurumuzun, sağlığımızın, barışımızın, kardeşliğimizin, dinimizin, devletimizin, ordumuzun, yurdumuzun, milletimizin, bayrağımızınve mukaddes değerlerimizin düşmanlarına fırsat verme. Dostlarımızı aziz eyle. Düşmanlarımızı dost eyle. Müslümanları birbirlerine düşman olma şuursuzluğuna mübtela etme! Kindarlarımızı dindar eyle. Kalplerimizi muhabbetle kaynaştır, uzlaştır. Vatanımızı cennet eyle, cenneti hepimize vatan eyle! Yâ Erhamerrahimîn
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi