Aslında bu başlığı erkekleri korumak, eril enerjiyi korumak şeklinde de düşünebiliriz.
Salgına odaklanan dünya insanları diğer sağlık sorunları hiç yokmuş bir anda tüm hastalıklar (kanser, hipertansiyon, madde bağımlılıkları, şeker hastalığı..) şifa bulmuş gibi davranıyorlar.
Hekimlerin böyle bir tavrı onaylaması mümkün değil.
Ben jinekolog olarak rahim kanseri, yumurtalık kanseri ya da vajinal kanama ile hemoglobin değeri 6mg./dl düşen hastalarımı bekletemem.
Dünya halkları salgınla boğuşup sadece ona odaklanmış iken starlink, nörolink, uzay bilimi, genetik ilaçlar, Çin’in hâkimiyeti, blok chain, yapay organlar, tüp bebekle istediğin tasarımda cenin üretimi, cinsel kimliksizlik, yeni para sistemi, küresel iklim üzerindeki oyunlar, hayvan katliamları devam etmektedir.
Testesteron erkek aklı demektir. Östrojen bana merhamet, cemal esması, aşk sunarken testesteronun verdiği enerji ve akıl ile yeri geldiğinde celal esması taşıyan erkekleri çağa hükmeden iradeler olarak görmek isterim. Ben bile dişi enerji taşıdığım halde the Platform filmi gibi hayatı bize layık görenlere karşı öfke yüklü celalli olabiliyorken eril enerjiye ne olmuştur da suspus vaziyete düşmüştür.
Çok mu geç kaldım bunları yazmak için? Hayır, ben 2007’den beri radyo ve TV aracılığı ile konuşurken bir yandan da yazmaya çalışıyorum.
Maalesef iş işten geçtikten sonra fark edip, kabullendiğimiz bir toplum yapımız var.
Vakit daralıyor. Çocuklarımız ellerimizin altından kayıp gidiyor. Yüce Yaratıcımız bizleri erkek ve dişi olarak yaratmış ve dünyayı güzellik ve adaletle yönetmemizi, hayırlı insanlar olarak ömrümüzü tamamlamamızı huzuruna tertemiz çıkmamızı emretmiştir. Bize nurunu veren ise şahdamarımızdan daha yakın olan Allah bizim iyiliğimizi ister.
O halde erkek ve dişiler olarak enerjilerimize sahip çıkıp birlikte tekliğe ulaşmak ve Hakkın rızasına uygun cemiyet inşa etmekle mükellefiz.
Ama ne oluyor?
Dünyada neler oluyor?
Önce dişi enerji katledildi. Doğurganlık tıbbi, sosyolojik ve psikolojik etkenler oluşturularak zayıflatıldı. Dişilere yönelik cinayet, taciz, mobing arttı. Sonra dişileri güçlendiriyoruz denerek eril enerji katledilmeye başlandı.
Bir yandan tıbben testesteronu düşürülen erkekler diğer yandan psikolojik ve sosyolojik baskılar altında ya çok öfkelenip sağlıklı çözüm üretemiyorlar ya da iğdiş olmuş bir vaziyette günü kurtarmaya bakıyorlar.
Göbeği çıkmış, kalp hastası, şeker hastası obez erkekler, memesi çıkmış, koşamayan ergen oğullar kaç kişinin umurunda ki… Erkeklerin kendisi bile emanet edilen bedenine, ruhuna yapılan saldırıları doğalmış gibi zannedip rızık peşinde, hayat meşgalesi içinde eriyip gidiyorlar.
Eril enerjinin kadına, çocuğa, topluma kazandırdığı hiçbir şey yokmuş gibi erkeklere haksız yere yüklenmeler oluyor. Biz kadınlar önce kendi oğullarımıza, kocalarımıza sonra tüm erkek çocuklara merhametle muamele edip sahip çıkmalıyız.
Geçmiş hataları affetmeliyiz. Yeni bir cemiyet için emek vermeli, sevap toplamalıyız.
Yapılan hataların bedelini ailemiz tarumar olmuş şekilde, gençliğimiz yalnız ve alkol, uyuşturucu, porno pençesinde, işsiz, mutsuz bizlerde yalnız ve sevgisiz kalarak ödüyoruz.
Artık eril ve dişi enerji çekişmelerini bir yana bırakıp, hesaplaşma ile zaman kaybedeceğimize biran önce bizi Yaratan’ın bize verdiği enerjileri birleştirerek hızla yenilenmeli, özür dilemeli, yeniden umut ve cesaretle birleşerek çocuklara, gençlere odaklanmalıyız.
Testesteronun katledilmesi, erkeklere zulmedilmesi biz kadınları, dişi enerjiyi asla sevindirmez hatta biz bundan acı duyarız. Çünkü bizim inancımız kadınlara ayrı, erkeklere ayrı inmemiştir. Her iki cinse de birlik olun birlikte huzurla yaşayın, adil olun zulmetmeyin demiştir.
“Biz kadın kadına yaşarız biz dişi robotlarla seks yaparız, manken bebek satın alırız, bizim kadına ya da erkeğe ihtiyacımız, yok bizim ekonomik özgürlüğümüz var” vs. deme hakkını bu din (yüce İslam Dini) bizlere vermemiştir. Başıboş, sorumsuzca hareket edemeyiz.
Haddi aşanlar aşsın lakin biz bunu yapamayız ve doğurduğumuz çocukları da heba edemeyiz.
Biz kadın erkek birlikteki gücümüzü görmeyip bu kadar mı kansız, umursamaz, çaresiz hale düştük.
Tüm erkekler biz kadınlara emanettir. Onları asla bu çağda çakallara, sırtlanlara yedirmeyiz.
Sevgi ile sağlıcakla kalın İnşaallah.
Op. Dr. Ünzile GİRİŞGİN
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…