islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4768
EURO
36,3253
ALTIN
2.957,23
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

TİCARİ HAYATIM

TİCARİ HAYATIM
22 Kasım 2023 09:00
A+
A-

TİCARİ KURUMLARIM

Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de dilediği kullarının rızkını genişleteceğini, dilediği kullarının da daraltacağını açıklamaktadır. Yenilen, içilen, giyilen ve değişik şekillerde yararlanılan anlamına rızık, kader planı ile düzenlenmektedir. (el-Rûm,30/37; el- Sebe’, 34/36,39)

Şanı yüce olan Allah rızkı genişletecekse sebeplerini de yaratmaktadır.

Bize düşen görev sebeplere yapışmaktır.

Rabbim bana bolca rızık verdi. Dokuz çocuk büyüttüm. Hiçbir kula da boyun eğmedim. Rahmetli babacığım bana zaruri ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar mal verdiği için, yalnızca kazanmak amacıyla girişimde bulunmadım. Öğrenip öğretmeye çalıştığım İslâm’ın tebliğini gaye edindim.

Rabbim de bana verdi

İki ticari atılımım oldu. Rızık kapıları açıldı.

Eymen Yayınları

İlk kitabım olan İslâm Nizamı’nın birinci cildini 1971 sonunda kendi imkânlarımla yayınladım ama pazarlayamadım. Bu sebeple iki yıl sonra hazırladığım ikinci cildinin basım hakkını İstanbul İmam Hatip Okulu mezunları cemiyetine verdim. Onlar bastırdılar ama duyurup pazarlayamadılar. 1973 yılında Yüksek İslâm Enstitüsünü bitirince kitaplarıma ayıracak zamanım oldu.

Yazmakla Yetinmedim

Böylece Eymen Yayınları’nı kurdum. Evimin bir katını yayınevinin merkezi gibi gösterip bodrumunu da kitap deposu olarak kullandım. 1976’dan 2008 yılına kadar kitaplarımın yalnızca yazarlığını yapmadım. Matbaayı belirleyip kağıdı temini ettim, matbaa tashihlerini yaptım. Depolama, pazarlama, dağıtım, reklam ve tahsilat işlerini bizzat üstlendim. İslâm’a Göre Cinsel Hayat basım rekorları kırdıysa da, başta İslâm Nizamı olmak üzere diğer kitaplarım da çokça basıldı.

İlgiyi Fırsata Çevirmedim

Kitaplarımın ilgiyle alınıp okunduğu ve binler halinde basıldığı dönemlerde bile fiyatlarını piyasa şartlarında, hatta altında tuttum. İlgiyi fırsata çevirmedim. Yıllar böyle geçti.

Kitaplarımın Korsan Baskıları da Yapıldı

Bir ara bazı kitaplarımın korsan baskıları yapıldığı haberlerini aldıysam da fazlaca tedirgin olmadım. Çünkü satılan korsan kitapların kazancı birilerinin olsa da, okunmasından hasıl olacak sevap benim olacaktı.

Bir hocamız, Tebliğler dergisinde yıllarca tavsiye edilen bir kitabını, kendisi basamadığı gibi, söylenilenden fazla basılır endişesiyle kitabevlerine de vermemişti. Maddi kazançtan yoksun kaldığı gibi ecir de sağlayamamıştı. Allah cümlemize basiret ihsan etsin.

Emir Turizm

1987 yılında İmam Hatiplik görevinden istifaya mecbur kalınca daha bir özgürleştim. Bu arada 1986 yılında henüz 20 yaşlarında olan oğlum Ahmet Misbah’ı hacca götürdüm. 1987 yılında eşimi, annesi ve kardeşleriyle hacca gönderdim. Rızasını kazanmaya çalıştığımız Mevla’mız da 1988’ de kalbimizi turizm alanına çevirdi.

Yazdığım “İslâm ve Turizm” hutbelerim ve Süleymaniye Cami imam hatipliğim sırasında tanık olduğum turizm hareketleri, beni turizme sıcak bakar hale getirmişti.

Başta İslam ülkeleri olmak üzere, dünyamızın başlıca ülkelerini bizzat gezebilmek ve benim gibi arzu eden mümin kardeşlerimize de aracılık yapabilmek için Emir Turizm’i kurdum. Daha açık bir anlatımla talabem konumunda olan Bülent Katkak’ı ve o dönemde Hac ve Umre turları yapan Fatih Turizm çalışanı Hasan Fehmi Ulus (Hoca) kardeşi yanıma ortak alarak Emir Turizm’i oluşturdum.

Hac ve Umre Turlarıyla İşe Başladık

Dış turlar düzenlemek için tecrübeli değildik. Hac ve Umre turları ile işe başladık. Hasan Fehmi’nin ayrılması ile Mekke temsilcimiz Bilal Özkan’ı ve Yusuf Halefi ortak aldık. Ortaklar artınca ihtilaf çıktı ve büyüdü. Üzücü gelişmeler oldu. Biz kurduğumuz şirketi satın almak durumunda kaldık. Ortaklarımız olan kardeşlerimiz ayrılıp Eman Tur’u kurdular.

Biz, yurt dışından döviz getirdiği için aldıkları kontenjanlarını bizim gibi acentelere satarak haccı sömüren turizm acenteleriyle mücadeleyi seçtik. Bunun  için, bir süre engellendikse de Emir Turizm, kazanarak varlığını korudu ve korumaya da devam ediyor. 31. yılımızı idrak ettik.

1991 ile 2008 arasında Emir Turizm’le bizzat meşgul oldum. Rabbim bize Emir Turizm aracılığıyla bolca rızıklar ihsan etti. Şimdilerde küçük oğlum Eymen Faik’in yönettiği Emir Turizm, kazanç kaynağı olmaya devam ediyor.

Okuyucularımızın ders alabileceğini düşünerek Emir Turizm’de yaşadığım çok önemli bazı olayları anlatmadan geçemeyeceğim.

Brifing Acentesi Tarafından Dolandırılışımız

Son dönemlerde yapılan yasa değişikliğiyle IATA olmak koşuluyla her A grubu seyahat acentesi hac turları organize edebilir. Ama uzun yıllar Hac organize edebilme yetkisi yurt dışından döviz getiren acentelere, getirdikleri döviz oranında veriliyordu. Onlar inanç ve uygulama olarak Haccın dışında oldukları için aldıkları hac kontenjanlarını bizim gibi döviz girdisi olmayan acentelere örneğin kişi başı 300 dolara devrediyorlardı.

2000 öncesi yıllardı. Türsab başkanı Başaran Ulusoy’un yönlendirdiği ve sağlamlığına kefil olduğu iki acenteden yüzer adet hac kontenjanlarını, her birine 30.000 dolar peşin ödeme yaparak satın aldım. Ama ihtiyatlı davranarak her birinden de 30.000 dolarlık çek aldım.

Bu iki acenteden Brifing Turizm bizi dolandırdı.

Ondan aldığımız kontenjanlara dayanarak yüz hacı kaydettik ve hacı adaylarımızdan para tahsil ettik. Mekke ve Medine’deki konaklama yerlerini kiralayıp ön ödemelerini yaptık. Uçak bilet kaporalarını verdik. Hacı adaylarını hac konusunda bilgilendirdik. Ne var ki vizeli pasaportlarımızı bir türlü alamıyor, uçak biletlerimizi kestiremiyorduk. Ne zaman gidileceğini soran hacı adaylarımıza tarih veremiyorduk. Telefonlara çıkamaz olmuştuk. Hac adaylarımıza açıklama yapamamanın utancıyla uykularımız kaçmıştı. Öylesine bunalmıştım ki hayatımda ilk kez, çaresizlikten secdelerimde defalarca hüngür hüngür ağladım.

Brifing Turizm bize sattığı kontenjanlarını birkaç acenteye daha satmıştı. Biz pasaportlarımızı Diyanet’te zannediyorduk. Dolandırıldığımızı anlayınca yüz hacı adayımıza durumu açıkladık ve bir gün içinde paralarını iade ettik. Helallik istedik. Verdiğimiz kumaş ve kitap hediyelerimizi de geri almadık. Bazı hacı adayları öfkelendiyse de paralarını aldıkları için duacı bile oldular. Üstelik mağduriyetimizi anladıkları için güvenirliliğimiz de arttı.

Hacdan dönünce, Brifing Turizm’den paramızı istedim. Eğer çekleri savcılığa vereceğimi açıklayarak baskı kurmasaydım, 30.000 dolarımız gitmişti. Hamdolsun Brifing’ten paramızı kurtardık ama bir süre sonra aynı miktara yakın bir paramızı neredeyse İhlas Finans’a kaptırıyorduk.

İhlas Finansa Direnişim

İstanbul dışından bir grup hacımız, paralarını hesap açtırdıkları İhlas Finans yoluyla göndermek isteyince, Emir Turizm’e geliş yolumun üzerinde olduğu için İhlas Finans’ın Mecidiyeköy şubesinde hesap açtım. Hesapta 25.000 dolar kadar paramız birikmişti. Hacdan sonra parayı tahsile gittim. Müdür Mürsel Bey binbir dereden su getirerek beni paramı çekmemeye ikna etmeye çalıştı. Borçlarımı ödeyeceğim diyerek dayattım. Baktım olmuyor, öfkeli bir şekilde sesimi de yükselttim. Sonuçta paramı çektim, bir hafta geçmeden İhlas Finans bombası patladı. Diğer finans kurumları bir birim kâr verirken üç birim kâr vaat eden İhlas Finansı tercih edenler ihtiraslarının kurbanı oldular.

Mescid-i Nebi’de Yankesicilik

Emir Turizmle yakından ilgilendiğim 2000 öncesi yıllardı. Ramazan umrecilerimiz, beklediğimiz sayıdaydı. Mekke ve Medine otel ödemelerini yapmak üzere yanıma 8.000 dolar nakit aldım. Ayrıca Medine’de çekmek üzere Suudi Amerikan Bank’a 30.000 dolar yatırıp adıma yazılı tahsile hazır 30.000 dolarlık çek hazırlattım. Eşimle bir kafilemize refakat ederek Medine’ye geldim. Çıkarılan engeller sonucu çekimi Medine’de tahsil edemedim. Medine’de bazı ödemeleri yapıp 3.000 dolar nakit ve 30.000 dolarlık çekle, kafilemizin olduğu otobüse binerek Mekke’ye müteveccihen yola çıktık. Çıkmadan önce çok kalabalık olan Mescid-i Nebi’de veda ziyareti için Peygamberimizin kabrine kadar sokularak sabah namazını kıldım. Mîkat olan Zülhuleyfe’de otobüste giysilerimi değiştirerek de ihrama girdim.

Mekke’ye gelip otelimize yerleşince eşime “Dolarlarımız ve çekimizi sana bırakacağım, ben umremi yapıp geleyim ” dedim. Dedim de ortada ne üç bin dolar ne de çek vardı. Aradık, taradık yok.

Dolarları ve çeki otobüste mi düşürdüm veya Mescid- i Nebi’de yankesicilere mi kaptırdım, yirmi beş yıl kadar oldu hâlâ daha bir yargıya varabilmiş değilim. Üç bin doların kaybına alışır gibi oldum ama otuz bin dolarlık çek, sabaha kadar beni uykusuz etti. Sabahın erken saatlerinde İstanbul ofisimizi haberdar ederek işlem yaptığımız banka şubesinden çeki iptal ettirdim.

Eğer düşürdüysem bulana hakkım helal olsun. Ona yardım olacağı için sevabımı alırım. Peygamber Mescidinde çarpıldıysam hakkımı helal etmem. Yankesici, günahlarımdan yükleneceği için sonuçta yine kayıpta değil kazançta olacağım.

Tebliğ Faaliyetlerine Ara Vermedim

Emir Turizmle ilgilenirken İslâm’ı öğrenip öğretme faaliyetlerine ara vermedim. Bu arada 1994’lerde başlayan televizyon programlarına katılmaya başladım. Akit gazetesinde beş yıl kadar haftalık makaleler yazdım. Yıllarca hemen hemen her sene, hacca ve de umreye gittiğim için haccın ve umrenin nasıl olması gerektiğini düşündüm. Problemlerin çözümüne yoğunlaştım. Hac Yüceliğe Çağrıdır İsimli 430 sayfalık eserimi böylece telif edebildim.

Eymen Yayınları ve Emir Turizm başarılı olan iki kurumum oldu. Kazandıklarımın zekâtını verdim ama gösteriş harcamalarına iltifat etmedim. Mal aldım ve sattım. Gayr-ı menkul alıp kira gelirlerimi artırdım. 1974’ten bu yana özel arabam oldu. İşimi geliştirme gibi şu veya bu sebeple asla borç altına girmedim.

Çocuklarımın ve Anadolu’daki konferanslarımın sayısı arttıkça, laikliği ihlâlden yargılanmalar peş peşe geldikçe mallarım da arttı. Rabbimin engellediğini kimse veremez. Onun verdiğine de kimse mani olamaz.

Emir Ana Okulu

Emir Ana Okulu, 2007 yılında çocuklarımla birlikte kurduğum Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir kurumdur. Okulumuz Sarıyer Emirgan’dadır. Binası kendi mülkümüzdür. Yedi kızımdan üçü ilahiyat, biri de edebiyat fakültesi mezunu olan son dördünün idareci ve öğretmen olarak yönettiği okulumuz, aslında ticari bir amaçla da kurulmadı. Büyümeyi,  ilk ve orta öğretim kurumları açmayı düşünüyorduk. 2019 yılı sonuna kadar bu amacımızı gerçekleştiremedik. Çalışmalarımız devam ediyor. Rabbimden rızasına uygun bir şekilde başarılı kılmasını diliyorum.

(DEVAM EDECEK)

ALİ RIZA DEMİRCAN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.