Emek ve Toplum Dergisi’nin 24. sayısında Sema Silkin’e ait bir bilimsel makale dikkatimi çekti. Burada yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin sosyal hayatımızı nasıl etkileyeceği anlatılırken, Toplum 5.0 kavramına da işaret edilmektedir. Nedir Toplum 5.0’ın anlamı? Toplum 5.0 kavramını anlayabilmek için, çok gerilere gitmek gerekir. Şöyle ki modern toplumların belki de en önemli özelliklerinden birisi, kendilerini daima bir değişim içinde bulunmalarıdır. Bin yıllarca devam etmiş olan yeni keşif ve inovatif buluşlarla insanlık, bir bilgi toplumuna dönüşmüştür. Buna göre avcı ve toplayıcı toplumu (1.0), köylü toplumu (2.0), sanayi toplumu (3.0) döneminden sonra gelişmiş ülkeler, bilgi toplumu (Endüstri 4.0) düzeyine ulaşmıştır. Ne var ki teknolojik alandaki hızlı ilerlemeler, “Endüstri 4.0” kavramının da geçici bir süreç olduğunu göstermektedir. Çünkü bunun yerini artık “Toplum 5.0” kavramı alacak gibi.
“Toplum 5.0” kavramı, “Süper Akıllı Toplum” (Super Smart Society) projesini hayata geçirebilmek için, ilk kez Japon hükümeti tarafından 5. Bilim ve Teknoloji Masterplanı kapsamında kullanıldı. Ütopik gibi görünse de “Toplum 5.0”, sosyal hayat dâhil fizik dünyasını siber dünyası ile mükemmel ve yüksek derecede etkin ağlarla eş zamanlı olarak entegre eden bir statüyü yansıtan bir kavramdır. Japon hükümeti, Haziran 2017’de kabul ettiği “Gelecek Yatırım Stratejisi: Toplum 5.0’ın Hayata Geçirilmesi” başlığını taşıyan program ile demografik ve sosyo–ekonomik sorunlarına orta ve uzun vadede elde edeceği iktisadî büyüme ile çözüm bulacağını düşünmektedir. Japonya hükümeti, “toplum 5.0” hedefiyle sensor, robot, Big Data gibi yeni teknolojileri toplumun entegreli bir parçası hâline getirerek, hayat kalitesini artırmak ve sürdürebilir iktisadî kalkınmayı hızlandırmak istemektedir.
Japonya, Almanya’nın “Endüstri 4.0” kavramına karşı dijitalleşme sürecini hayatın bütün alanlarına kapsayacak şekilde geniş tutarak, “Toplum 5.0.” olarak tanımladığı vizyonel projesini küresel boyutta her fırsatta tanıtmaktadır. Örneğin Japonya Başbakanı Shinzō Abe, Hannover kentinde tertiplenen 2017 CeBIT Fuarında “Toplum 5.0.” projesini tanıtma fırsatı buldu. Abe, konuşmasında her iki ülkenin, sınırlı yüzölçümüne ve kaynaklara sahip olmasına rağmen inovasyon sayesinde büyük şirketlerden ziyade ağırlıklı olarak KOBİ’ler aracılığıyla büyüme yakalayabilmiş olduğunun altına çizerek, Almanya ile karşılıklı işbirliğinin genişletilmesini önermiştir. Bunun üzerine Alman şansölyesi Angela Merkel, bu iş teklifini memnuniyetle kabul etmiş ve özellikle sağlık sektöründe robotlardan yararlanabileceklerini ifade etmiştir. Her iki ülke, işbirliği çerçevesinde “Toplum 5.0.”in ilkelerini teknolojik sürdürebilirlik, entegrasyon ve şeffaflık olarak belirlemiştir.
“Toplum 5.0”in tasarımı, kapsamlı bir karakter içermektedir. Endüstriyel ilişkilerin ötesinde sınırsız bir şekilde dijitalleşme ve bağımsız ağlardan oluşan bir toplumsal transformasyon sürecini yansıtmaktadır. Dijitalleşme ve ağların oluşturulması zarureti, sadece teknolojik imkânlar açısından değil çoğu zaman yaşlanma, nüfusun azalması, verimlilik, etkinlik, enerji, bölgesel kalkınma ve âfet yönetimi gibi mevcut kronik sosyoekonomik sorunlara cevap bulma açısından da ele alınmaktadır. “Toplum 5.0”in hayata geçirilmesi yönündeki hamleler, aynı zamanda Japonya’nın ekonomi ve toplum kurumlarının reformlaştırılmasının da bir gereği ve bir başlangıcı olacaktır. Küresel boyutuyla Japonya, “Toplum 5.0” projesi ile sanal ve fizikî verilerin entegrasyonunu sağlayan sensör teknolojisi ile bağlantılı bilişim sistemlerinin yanında yapay zekâlı robotların üretimi gibi dünyada belli teknolojik alan ve sektörlerde öncü konumunu korumak ve geliştirmek istemektedir.
“Toplum 5.0”, bilgi toplumlarından farklı olarak elde edilen yeni bilgileri sadece insanların kullanımına sunmayacaktır. Bununa ötesinde örneğin yapay zekâya sahip olan robotlar da dijital bilgiye sahip olacaktır. Yapay zekâlı teknolojik varlıklar ve insanlar, ekonomi/çalışma alanının dışında da yani sosyal hayatın her karesinde bilgi edinebilecek ve karşılıklı olarak bilgi paylaşımında ve işbirliğinde olacaktır. Bilginin dijitalleşmesi kapsamı ve boyutu, hukuk ve sosyal sistemlere varıncaya kadar her alana yayılacaktır. Kısacası dijitalleşme ve transformasyon süreci, sürekli ve hızlı bir şekilde her alanda ilerleyecektir.
Kısa Bir Değerlendirme
Nitekim ABD ve Çin’den sonra dünyanın 3. ekonomik gücü olan Japonya, 2017 yılında geleceğe dönük olarak hayatın her kademesine yönelik dijitalleşmiş “Toplum 5.0” (“Society 5.0”) projesini şimdiden ilan etmiştir. Bazı ülkeler henüz “Endüstri 4.0” ve onun olası sonuçlarını tartışırken, Japonya bir adım ileri giderek, “toplum 5.0” ile ilgili planlarının hayata geçirilmesi yönünde şimdiden girişimlerde bulunmaktadır. “İleri derecede akıllı bir toplum” vizyonuyla Japonya, inovasyonların ağ kapasitelerini üretimden sosyal hayatın her alanına varıncaya kadar geliştirmek suretiyle hayat kalitesini artırmak ve ekonominin sürdürebilirliğini sağlamak istemektedir. Sensörler, robotlar, “Big Data” gibi teknolojik yenilikler, toplumla buluşturularak, sosyal sorunların çözümüne katkı sağlayacağı ümit edilmektedir.
Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, bizler nelerle meşgulüz? Hızla gelişen bilgi toplumlarının gerisinde kalmamız düşünülemez. Dünyanın en ileri 10 ülkesi arasına girmemiz, hem teknolojik alanında yenilenmemize, hem de milli birliğin teminatı olan hukuk ve fikir güvencesinin geliştirilmesine bağlıdır.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…