Merhameti sonsuz bir Allah’ın, bizi, çok sevdiğimiz şu muhteşem dünyadan koparması, ölümle hayatımıza son vermesi zulüm değil midir?
Dr. Vehbi KARAKAŞ
SORU:
Merhameti sonsuz bir Allah’ın, bizi, çok sevdiğimiz şu muhteşem dünyadan koparması, ölümle hayatımıza son vermesi zulüm değil midir?
CEVAP:
Bu sorunun geniş cevabını “Ölüm ve diriliş gerçeği” adlı kitabımızda verdik. Burada sadece Tatlılar tatlısı torunum Gülhuma üzerinden bu sorunun cevabını vermeye çalışacağım:
Cep telefonuyla oynamanın yeni farkına varmış 4 yaşındaki torunum Gülhuma’yı zararına oynadığı telefondan koparmanın iki yolu var:
1-Ya çığlık çığlığa ağlamasına aldırmadan zorla elinden almak,
2-Ya da daha cazip bir alternatif önüne koyarak ona telefonu unutturmak.
Eğitim açısından bakarsanız, faydalı olan da bu ikinci yoldur. İşte Allah’ın yapmak istediği de budur. Yani dünya ile zararına oynamaya aşık ve müptela olmuş sevgili kullarını Allah, fani dünyaya bağlanmanın şerrinden kurtarmak için onların gözlerinin önüne Kur’an’ıyla, Elçisiyle, perdeyi kaldırarak cennetten tablolar koyuyor ve dünyayı onlara unutturuyor.
Bundan dolayıdır ki ben, ölümü hiçbir zaman zulüm görmedim ve görmüyorum. Bunun isbatını yukarda adı geçen kitabımda yapmış bulunuyorum. Her mümin gibi benim de Allah’a hüsn-ü zannım var. Öyle inanıyorum ki Allah Teala, aşık ve müptela olduğumuz ve ayrılmak istemediğimiz şu dünyadan bizi ağlatarak değil, cennetteki tarifi mümkün olmayan güzel konaklarımızı göstererek ve güldürerek ayıracaktır. Bizi derken, sadece kendi familyamı değil, Allah’ın bütün mümin ve kendisine sevdalı kullarını kastediyorum.
Belki de Mevla, bu dünyayı alıp cennetin bir köşesine koyacak, cennetlik kullarına orayı ziyaret imkânı tanıyacak ve: “İşte bir zamanlar yaşadığınız dünyanız”, diyecek.
Böylece biz, şu içinde yaşamış olduğumuz, bölüşemediğimiz, ayrılmak istemediğimiz fani dünyanın, cennetin yanında bir şantiye, bir tarla, bir bekleme salonu, bir bostan kulübesi olduğunu kemaliyle anlamış olacağız.
Özetleyecek olursak, nasıl biz, Gülhuma torunumu telefonun şerrinden korumak ve kurtarmak için, daha cazip şeyleri önüne koyuyor ve ona telefonu unutturuyorsak; Allah da kendisine inanan, sevgi ve saygı duyan kullarını dünyanın şerrinden korumak ve kurtarmak için cenneti onların gözlerinin önüne serecektir ve sermektedir. Fakirliğin, hastalığın, ihtiyarlığın ve ölümün olmadığı bir dünyayı gören ve ona yürekten inanan insan şu fani dünya için ağlar mı? Ağlamaz. Demek Allah’ın şu fani dünyayı almasının, zulüm olmadığını, rahmetin ve cennetin ta kendisi olduğunu biz insanlar o zaman çok daha iyi anlamış olacağız.
Yeter ki biz, torunum Gülhuma kadar masum ve günahsız olalım, yeter ki biz, hiç zaman kaybetmeden Ramazan ayını da fırsat bilerek günahlara tevbe edip masumiyet kazanalım. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.