Allah’a ve ölüm ötesi âhiret hayatına iman edenler ve şöyle veya böyle bu inancının çizgisinde yaşayan insanlar insanlığın erdemlileridir. Ve bunlar genelde saftırlar. Ahmaklık anlamına değil ama iyi niyet anlamına saftırlar.
Amerika, söylenenlerin aksine başkan değişimiyle ana politikalarında değişiklik olamayacak bir ülke.
Amerika, İngiltere ile birlikte İslam ve Türk dünyası karşıtı bir ülke. NATO ülkesi olmamız dolayısıyla bir ölçüde olsun etkisi altında olduğumuz bir ülke. Bu kadarla kalsa iyi.
İsrail bir birlikte Ülkemizi güneyinden, batısından çevreleyen ve Güney Kıbrıs’tan kuşatmaya çalışan ve aleyhimize olan planlarını da gerçekleştirmeye çalışan bir ülke.
Kısmi de olsa savunma sanayiinde gelişmiş 85 milyonluk bir ülke olmasak ve hele de kayabileceğimiz ve saflarında yer tutabileceğimiz BRİCS paktı olmasa Filistin gibi fiilen tecavüzüne uğrayabileceğimiz bir ülke yani Amerika bizim dostumuz olabilir mi?
Biz İslam tarihinden ilham alarak hayata bakan insanlarız. Biz Hattab oğlu ÖMER’i biliriz, Halid b. Velid’i biliriz yani azılı düşmanlarımızın bile saflarımıza katılabileceğine inanırız, Allah dilerse inkarcılarla da dinini ve müminlerini teyid edebilir.
Bu uzunca görülebilecek girişten sonra Amerika seçimlerine gelelim.
Dünyanın ve bizim de tanıdığımız DONALD TRUMP seçimleri kazanıp Başkan oldu. Bu değişimle Amerika bize dost olur mu? Trump bize ve Filistin’e dost olur mu ? Olmaz, belki de olmaz değil olamaz.
Ama dün bir bu gün iki olmadan Cumhurbaşkanımız Trump’ı dostu olarak ilan ediverdi. Hatırlatalım:
“Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan başkanlık seçimini büyük bir mücadelenin ardından kazanarak yeniden ABD Başkanı seçilen dostum Donald Trump’ı tebrik ediyorum.”
Tamam, siyaset ve diplomatik zerafet denilen bir şey var. Bunu biliyoruz. İyi de ne kendinizin ve ne de muhatabınızın inanacağı şekilde “DOSTUM” demenin bir anlamı da yok.
Şimdi biz dostluk konusunda Kur’âni bir ölçüyü hatırlatmak istiyoruz ama önce kendimize soralım, biz bu ilahi hitaba muhatap olabilecek derecede gerçek müminler miyiz?
“Ey iman edenler! Yukarıda sözü edilen batıl ideolojilerin mimarlarını, yani Yahudileri ve Hristiyanları samimî ve güvenilecek bir dost, sözü dinlenecek bir yönetici, himayesine sığınılacak bir koruyucu, işbirliği yapılacak bir müttefik, kısaca veli edinmeyin! Unutmayın ki, onlar ancak birbirlerinin dostlarıdır. İçinizden her kim onları dost edinecek olursa, o da onlardandır. Çünkü Allah, kâfirlerle böyle sıkı fıkı ilişkiler içinde olan zalimleri doğru yola iletmez.” (Maide 51)
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, kamuoyunda infial yaratan "yenidoğan çetesi" soruşturmasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. A…
Ebu'l Fesile isimli sahabi şöyle anlatıyor: Hz. Peygamberin ırkçılığa karşı çıkması üzerine bir gün ona…
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları, bölgedeki gerilimi artırmaya devam ediyor. Lübnan Sağlık Bakanlığı, saldırılarda hayatını kaybedenlerin…
Cenab Şahabeddin “Akıl yaşta değil baştadır amma aklı da başa getiren yaştır,” der. Doğrudur. Çünkü…
Dünyanın en büyük zeytinyağı üreticisi fiyatların yarı yarıya düşebileceğini bildirdi Geçen yıl dünyanın en büyük…
Dünyevîleşme, sekülerizm kavramının Türkçe karşılığıdır. Her ne kadar farklı tanımları yapılsa da dünyevîleşmeyi, genel hatlarıyla…
View Comments
“ dostum” diye hitap etmesini samimi buluyorum.hamas ortalığı karıştırmasaydı Netenyahu’yu da dostça ağırlamaya hazırlanıyordu.sürekli israil’i kınarken aynı anda ticaret devam ediyor.aynı günlerde pkk ya zeytin dalı uzatıp,hdp li belediyere kayyum la “ çöken” bir siyasi zekaya yakışıyor