Küresel terör devleti ABD’nin provakötör kovboy başkanı Trump, Kudüs’ü, gayri meşru çocuğu İsrail’in başkenti ilan etti. Ondan beklenen de bundan başkası olamazdı. 13.12.2017 Çarşamba günü İstanbul’da olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatının ortak kararında Doğu Kudüs’ün, Filistin’in başkenti olarak ilan edilmesi, Trump’ı, bu kararı aldığına pişman edecektir. İnşallah üye ülkeler, attıkları imzaya sadık kalırlar da, İslam İşbirliği Teşkilatının ömründe ilk defa aldığı bu cesur karar, akim kalmaz ve diplomatik zafer istikrar kazanır.
Fakat Siyonistler bugünkü sınırlara diplomatik yollarla ulaşmadıkları için, savaşla elde ettikleri kazanımlarını, diplomatik yollarla vermeyecektir. Kesin çözüm, tarihen de sabittir ki, Siyonist, işgal ettiği yerden ancak anladığı dil olan savaşla çıkar. Rasulullah’ın diplomatik kararlarına hep ihanet eden Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kureyza Yahudileri, ancak savaşla yerlerinden çıkarılmıştır. Bugün Siyonist torunları da onların cibilliyetini sergilemektedir. Çünkü diplomatik olarak Birleşmiş Milletlerin kararlarına hiç uymamış ve Filistin topraklarında silahların gölgesinde hızla yayılmıştır. Evet, bütün diplomatik yolları deneyerek elimizi güçlendirelim ama onun anladığı dili sonunda kullanmazsak havanda su dövmüş oluruz. İnşallah İslam Âlemi bir gün o gücü de elde eder.
İşin diplomatik ve askeri yönünü zamana havale edip, “uydurulmuş din” naraları atarak, asıl kendi uydurmalarını insanlara “din” olarak dayatan içimizdeki Metöcü zihinsel özürlülerin, çatlak sesler çıkarıp ümmetin birliğini ve kuvve-i maneviyyelerini bozmalarıyla ilgili bir çift sözüm olacak.
Anlatacaklarımdan dolayı Trump’a o kadar kızmıyorum. O cibilliyetinin gereğini yaptı. Beni asıl yaralayan, kendilerini İslamî kesimde konumlandıran ve “Kur’an talebeleri” olduklarını söyleyip O’ndan başka delil kabul etmeyen bir takım yeni yetmelerdir. Bir kısmı akademisyen olan bu türediler, ümmetin Kudüs konusundaki azim ve heyecanını parçalayan tweetler atarak ya da mesajlar paylaşarak fitneci bir tutum sergilemektedirler. Bunların cibilliyeti ile Trump’ın cibilliyeti aynen örtüşmektedir. Bu dâl ve mudıllar (sapık ve saptırıcılar), kendi sapık düşüncelerine uygun olmayan her dinî anlayışı “paralel din” diyerek yaftalayıp çöpe atarlar. Asıl kendilerinin “paralel dinci olduklarını” kamufle etmek için “İlk taarruz kesin netice verir” anlayışı ile saldırıya geçerler. Hiç de yüzleri kızarmaz.
Bu dâl ve mudıllardan bir akademisyen, tam da Trump’ın sözüm ona Kudüs’ü başkent ilan ettiği 6 Aralık 2017 Çarşamba günü şöyle bir tweet atmış:
“Adamın birisi güya Kudüs’e sahip çıkmak adına ‘ilk kıblem, Mirac’a açılan ilk kapı, ilk göz ağrım” gibi güzellemeler yapmış. Bu kafa ile Kudüs’e sahip çıktığını sanan ümmetin hal-i pürmelâlinin yansımasıdır bu. Beyler Kudüs ilk kıble değildir, Mirac ise hiç olmadı boşuna avunmayın.”
Bu tweeti atan herife söylenmesi gereken en güzel söz şudur: “Ey müslüman milletin verdiği vergilerden maaşını alıp, onun inancını parçalayan paralel dinci, Fetö’nün farklı versiyonu olan Metöcü adam, Trump’ın yanına git, ona dinî danışmanlık yap. Seni Kudüs’te yüksek maaşla görevlendirsin. Sen de oradaki Müslümanları “Kudüs’ün kutsal bir şehir olmadığını, ilk kıble ve miracla ilgisinin bulunmadığını” anlatarak ikna edersin. Bu bel’amlık sana iyi yakışır. Üstüne gelseler de, kendi haline bıraksalar da köpek gibi dilini çıkarırsın.”
Lavrens bile bunun gibilerinin yanında solda sıfır kalır. Trump’a kızmadan önce içimizdeki bu besleme bel’amlara öfkemizi ve tepkimizi artırmalıyız. Bunlar aramızda paralel dincilik yaptıkları sürece Trump’a kükremek, havaya yumruk sallamaktır. Çünkü Trump, cesaretini; dinlerini inkâr ve redd-i miras üzerine kurmuş olan bu gibi müsteşrik ağzı kullanan bel’amlardan almaktadır.
Bildiğiniz gibi bel’am, “Dine karşı dini, Kur’an’a karşı Kur’an’ı kullananlar”dır. Allah bu tipleri A’raf suresinde şöyle niteliyor: “İnsanı âyetlerimizle yüceltmeyi diledik. Ama o yere çakılı kaldı, arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan da… Âyetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikâyeyi anlat ki, düşünsünler.” (A’raf: 7/176)
Bu bel’am kılıklılar, sizi Kur’an’a çağırdıkları iddiasındadırlar. Tahrif ederek yaptıkları Kur’an yorumlarına “Allah bunu murat ediyor diyerek” yaptıkları çağrıyı, “Kur’an’a çağrı” olarak yutturmaya çalışmaktadırlar. Allah bunları şu şekilde deşifre etmektedir:
“Onlardan bir grup var ki, kitapta olmayan bir şeyi siz kitaptan sanasınız diye, dilleriyle kitabı çarpıtırlar ve Allah’tan olmadığı halde, “Bu, Allah katındandır!” derler, böylece bile bile Allah hakkında yalanlar uydururlar.” (Âl-i İmran:3/78)
Yirmi yıl önce kararı verilmiş fakat önceki ABD başkanlarınca cesaret gösterilip ilan edilmeden ertelenen “Kudüs’ün başkent ilan edilmesini” Tramp hangi cesaretle yapmıştır? Her aklıselim sahibi, “Trump bu cesareti, bu bel’amlardan ve kukla idarecilerden almıştır” diyecektir.
Trump, yakın geçmişte Suudî Amerika’ya gidip nabız yokladı, havayı kokladı, ortamın müsait hale geldiğini anladı ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti. Milyonlarca insanın arkasında namaz kıldığı Kâbe imamı “Amerika ile biz dünyayı iyi idare ediyoruz” diyerek ABD’nin zağarlığını yapma zilletini, izzet olarak ilan etti. Trump, Suud’dan ayrıldıktan birkaç gün sonra, “Kitap yüklü merkeplerinden” biri, bakın nasıl bir fetva vermişti: Anadolu haber ajansının aktardığı habere göre; Suudi Arabistan müftüsü ve ulema heyeti başkanı Abdülaziz Al-i Şeyh, İsrail’e karşı savaşmanın caiz olmadığını ve Hamas’ın terör örgütü olduğunu iddia eden bir fetva yayınladı.Bu fetvanın yayınlanmasından sonra ise İsrail İletişim Bakanı Eyüp Kara, Al-i Şeyh’i tebrik etti. Siyonist Bakan, twetter hesabından şu mesajı paylaştı:
“Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Al-i Şeyh’i, Yahudilere karşı savaşmayı ve onları öldürmeyi yasaklayan fetvasından dolayı tebrik ediyoruz. Al-i Şeyh, Hamas’ın terör örgütü olduğunu ve Filistinlilere zarar verdiğini, Aksa’da yapılan gösterilerin demagojik olduğunu ve İsrail ordusu ile Hizbullah’ı yok etmek için iş birliği yapılabileceğini söyledi. Ben Müftü’yü İsrail’i ziyaret etmeye davet ediyorum; yüksek düzeyli bir saygı ile karşılanacaktır.”
İşte âlimler, böyle zalimlere destek çıkıp cihad ruhunu öldüren fetvalar verdiği, idareciler de emperyalistlerin kuklası olduğu sürece, zillet başımızdan eksik olmayacaktır. Suud’un satılmış bel’amları ve kukla idarecileri, bunu maalesef sıkça yapıyorlar. Lavrens’in yerli kalıntılarıdır bunlar.
Onlar Ortadoğudan böyle tahrif ve tahrik çıkışları yaparlar da bizim, geçmişi tümden inkâr eden yerli türediler dururlar mı? Suudlu refiklerine selam çakarak şecaat arzetmeyi ihmal etmezler. Ne diyelim, herkes cibilliyetinin gereğini yapıyor.
“İçimizdeki birtakım beyinsizlerin işlediği yüzünden bizi helâk edecek misin Allah’ım?”
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…