İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Kur’an-ı Kerim yakılması alçaklığına ilişkin sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
“İfade özgürlüğü demokrasinin temel bir parçasıdır. Ancak bir şeyin yasal olması mutlaka uygun olduğu anlamına gelmez. Pek çok kişi için kutsal olan bir kitabı yakmak son derece saygısız bir davranıştır. Bugün Stockholm’de yaşananlardan rahatsız olan tüm Müslümanlara sempatimi iletiyorum.”
HABER YORUM
Bu olayın her şeyiyle provokasyon koktuğu açık ve net bir şekilde görülüyor.
Bilindiği gibi İsveç’in NATO üyeliği konusunda ipleri Türkiye’nin elinde. Gerek İsveç’in Nato üyeliğini istemeyenlerin, gerekse bunu fırsata çevirip Türkiye’ye ve Müslümanlara çemkirerek kin ve nefretlerini kusmak isteyenlerin kurguladığı adice ve şerefsizce bir plan…
Diğer taraftan daha bir hafta öncesinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı ülkede kuklasının terör örgütü PKK taraftarlarınca yakılması olayını da düşündüğümüzde, gelişen olayları birbirinden bağımsız düşünemeyeceğimiz gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz. Hele ki bu olayların arkasında başta PKK olmak üzere terör örgütlerinin olması ise, yoruma bile gerek kalmadan her şeyi gözler önüne seriyor.
Bu sebeple İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’ın sosyal medya hesabından “Tüm Müslümanlara sempatimi iletiyorum” açıklaması bir anlam ifade etmiyor. Bu olay “İfade özgürlüğü” bağlamında değerlendirilemeyecek kadar adi ve büyük bir olaydır. Terör örgütlerine dur diyememenin de sonucudur.
İsveç Başbakanı ve diğer Batılı liderlerin, Din ve dini değerlere saldırmanın ifade özgürlüğü kapsamında olamayacağını bilmeleri ve buna göre önlem almaları, dünya barışı için gereklidir ve olmazsa olmazdır.
İnsanları, bir tarağın dişleri gibi eşit yaratan yüce Rabbimizin şu ayeti ile bitirelim:
“Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır.”