12 Kasım 2021’de İstanbul’da toplanan Türk Devletleri temsilcileri, önemli bir karar aldılar ve yirmi yıla yakındır, ”Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi”ni, kısa adıyla; ‘Türk Kaneşi’ni Birleşmiş Milletler Normuna uygun hale getirerek “Tür Devletleri Teşkilatı”na dönüştürdüler.
200 milyonluk nüfusu 5 milyon kilometrekareyi aşkın toprak hacmiyle, ‘Avrupa Birliği’nin karşısında daha güçlü ve güvenilir bir teşkilat haline gelen bu kuruluş, gücünü buraya bağlı, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan şehirlerine dağıtarak bir ortak şuuru bilincinin oluşmasına yöneldi. .
Teşkilatın, ”Genel Sekreterliği” İstanbul’da; “Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı” Ankara’da; “Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi” Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de; ”Uluslararası Türk Akademisi” ise Kazakistan’ın Başkenti “Astana”da bulunmaktadır. Teşkilata son toplantıda kabul edilen Türkmenistan’ın başkenti ‘Aşkabat’ için de kuşkusuz ileriki yıllarda bir hizmet ve sorumluluk alanı verilecektir. Yakın bir gelecekte, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de burada yer alması düşünülmektedir. Bakarsınız, halen gözlemci üye olan, ancak tam üyelik için başvuruda bulunma talebinden söz edilen, bunun gerçekleşmesi halinde Macaristan’ın Başkenti Budapeşte’ye de yine benzer bir görev tevdi edilecektir. Ayrıca, Afganistan ile Ukrayna’nın da gözlemci üye olma talepleri var.
Görünen o ki, kararı devletlerin yöneticileri veriyor, uygulama alanları ise şehirlerde şekilleniyor. Bu, Türkiye’nin ufkunu Asya’dan Avrupa’ya genişleyen bir alana taşımanın müjdesidir. Şehirler uluslararası nefesin alınıp verildiği bir canlı organizmaya dönüşünce beraberinde çok önemli girdileri de getirecektir. Sanayi’den ticarete, ulaşımdan haberleşmeye kadar her alanda artık sadece kendisi için düşünen değil diğer soydaşları için de nefes alıp veren bir ülkeler mozaiği haline gelecektir.
Henüz altı aylık bir maziye sahip “Türk Devletleri Teşkilatı’nın bugünkü sosyo ekonomik ve kültürel yapısını daha iyi kavrayıp tahlil edebilmek için bu ülkelerin varlıklarına kısaca göz atmakta fayda vardır:
Ülke Nüfusu Alanı (km²) Geliri$
Azerbacan 10.139.136 86.600 4.922
Kazakistan 19.038.528 2.724.900 9,866
Kırgızistan 6.663.600 199.900 1.121
Özbekistan 35.202.467 447.400 1,738
Türkiye 85.573.261 783.562 9.327
Türkmenistan 6.118.000 491.210 8.862
___________ __________ ________
Toplam 178.570.843 5.314.751 8,549
Önümüzdeki dönemde, üye olması ihtimali bulunan iki ülke var:
Kuzey Kıbrıs 335.455 3.355 15.109
Macaristan 9.730.762 83.028 18.075
Şu anda teşkilata üye altı devletin toplam nüfusu 179 Milyon 760 bin 843’tür. Türkiye ise, tek başına, buradaki beş devletin toplam nüfusuna denk bir yoğunluğa sahiptir.. Toplam toprak alanı, 5 Milyon 314 bin 751 km²’dir. Kazakistan ise, Türkiye de dâhil diğer beş devletin toprak alanının tamamına denk bir alana sahiptir. Fert Başına düşen milli gelir ise, ortalama 8 bin 549 Dolar’dır.
Bu rakamlar aktif bir potansiyelin habercisidir. Bu ülkeler birbirleriyle iç tahriklerin etkisine kapılmadan birbirlerini anlayarak yol almaya devam ederlerse gelecekte bakarsınız Avrupa Birliği’nde olduğu gibi tek para birimine bile geçebilir ve sınırlarında üye ülkelere serbest giriş çıkış imkânı da sağlayabilirler. Aslında ‘Birlik Ruhu’nun temeli de bu faktörlere dayanmaktadır.
Bu ülkeler, kaynaklarını israf politikalarına feda etmeden yol almayı başarırlarsa, geleceğin Aydınlık Türk Dünyası insanlarına refah ve huzurun imkânlarını sunmuş olacaklardır. Biz, atılan adımlarda bu iyi niyetin iz ve gayretini görüyoruz. Umarız bir kazaya uğramaz!..
Bu teşkilatın hükümranlığı geliştikçe, bakarsınız İstanbul’da bir Kazak Fabrikası, Ankara’da bir Türkmenistan Üniversitesi, Almatı’da bir Türk konfeksiyon fabrikası, Bakü’de bir Türk petrol şirketi, Aşkabat’ta bir Türk Turizm şirketi, Astana’da Türk Dünyası İhracat ve İthalat kurumu hizmet vermeye başlamış olacak. Bu ülkelerin turizm potansiyeli daha akıllıca değerlendirilip, turistim geziler düzenlenerek insanların bu yolla birbirleriyle kaynaşması sağlanacak. Şehirlerimizde, Kazak, Türkmen, Kırgız, Azeri, Özbek komşularımız olacak. Ya da Türkiye’den insanlar bu kardeş ülkelerde gidip şehirlere yerleşerek iş kuracaklar. Tekstil’de, Tarımda, Hayvancılıkta, Sanayinin bütün alanlarında büyük tesisler inşa edecekler. Ortak silah sanayilerini birlikte geliştirecekler. Entegre gıda tesisleri kurulacak, katma değeri yüksek sanayi yatırımlarından her ülkenin şirketleri bir araya gelerek şehirleri yeni organize sanayi kuruluşlarıyla donatacaklar.
Birliktelik sözde değil, özde olacaksa, irade beyanı sözleşmelerin sayfalarına hapsedilmeyecekse, bu tür temennilerin gerçekleşmesi işten bile değildir. Kaynaklarımız yeterince var. Niyetimiz yaşananlarla temayüz etmiş durumda. İşin altyapısını oluşturan yöneticilerimizin, ‘önce ben’ yerine, ‘önce biz’ eğilimleri bu işin iç donanımını güçlendirecektir. Bütün mesele ideali reel hale getirmeye kalıyor.
İşin özü; bu işte yola çıkanların kararlılığı, bu dileklerimiz için büyük ümitler vaat ediyor. Umarız gelecek nesillerimiz bu ortak refahtan pay alarak gelişmiş bir Türk Dünyası’nın gücünü korurlar. Şimdiden hayırlı olsun diyoruz!..
MUHSİN İLYAS SUBAŞI
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ