<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
36,2420
EURO
38,0232
ALTIN
3.377,44
BIST
9.836,49
DOLAR
36,2420
EURO
38,0232
ALTIN
3.377,44
BIST
9.836,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
7°C
İstanbul
7°C
Hafif Yağmurlu
Salı Yağmurlu
7°C
Çarşamba Kar Yağışlı
4°C
Perşembe Kar Yağışlı
3°C
Cuma Kar Yağışlı
3°C

TÜRK İŞ DÜNYASI VE SURİYE’NİN YENİ DÖNEMİ

TÜRK İŞ DÜNYASI VE SURİYE’NİN YENİ DÖNEMİ
29 Ocak 2025 10:00
A+
A-

Suriye’de yıllardır devam eden ve son dönemde Esed rejiminin yenilgisiyle neticelenen savaş, milyonlarca insanı evinden etti, milyonlarca can kaybına yol açtı ve ülke altyapısında büyük yıkımlara sebep oldu. Savaş süresince Türkiye, din kardeşliği ve coğrafya yakınlığı, hukukuyla Suriyeli göçmenlere kapılarını açtı. Bu süreçte milyonlarca Suriyeli, Türkiye’nin farklı şehirlerine sığındı; Türk devletinin ve halkının desteğiyle barınma, sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşıladı. Elbette bu kadar yoğun bir göç dalgası Türkiye ekonomisine belli bir yük getirse de Türk toplumu, “kardeşlik” kavramının gereğini yerine getirmekten geri durmadı. Karşılığında, Suriyeli misafirler de çalışarak veya iş yerleri açarak ülke ekonomisine katkı sağladılar. Pek çok sektörde personel ihtiyacını giderirken, kendi kurdukları işletmelerle ile de Arap ülkelerine ihracat yaparak ülke ekonomisine katkıda bulundular. Türk ve Suriyeli halkların arasındaki bu yakın ilişkiler, evliliklere ve akrabalık bağlarına dönüştü ve buda iki halk arasında birlik ve beraberliğe zemin hazırladı.

Özellikle kuzey bölgelerinde—örneğin Cerablus, El Bab, Afrin ve Tel Abyad gibi yerlerde—Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçleriyle birlikte sağlanan güvenlik ve istikrar ortamı, birçok Suriyelinin ülkesine geri dönerek yaşamlarını yeniden kurmasına olanak tanıdı.

Yıllardır süren ve bir çok acılara ve yıkıma neden olan Suriye savaşı nihayetinde 2023 sonu ve 2024 başlarında bitmesi ile hem Türkiye hem de Suriye için daha büyük bir sınav başladı: Suriye’nin yeniden inşa süreci. Bu süreçte, özellikle Türk iş dünyasına büyük sorumluluklar düşüyor. Türkiye’nin, Suriye’ye yalnızca “fırsat kapısı” gözüyle bakması, Batılı kapitalist firmaların benimsediği kâr odaklı yaklaşımın bir tekrarı olmamalıdır. Tam aksine, Türk iş adamları, Suriye’nin yeniden inşasında “kardeşlik hukuku”nu temel almalı; insani yardım, altyapı desteği ve ekonomik kalkınmayı gözeten bir anlayışla hareket etmelidir.

KARDEŞLİK HUKUKUNUN GEREKLİLİKLERİ

1.) Öncelik: İnsanî Yardım ve Altyapı

Suriye’deki en acil gereksinim, insanların barınabileceği evler ve temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir altyapının oluşturulmasıdır. Yıllar süren çatışmalar, hastanelerden okullara, su ve elektrik şebekelerinden yollarına kadar neredeyse her şeyi tahrip etti. Bu noktada Türk inşaat ve alt yapı firmalarına büyük iş düşüyor. Ancak bu şirketler, yüksek kâr beklentisiyle değil, öncelikli hedef olarak insanları güvenli ve sağlıklı ortamlara kavuşturmayı benimsemelidir. Kardeşlik hukuku, zenginleşme arayışının ötesinde, mazlumun yanında olmayı ve mağduriyetleri gidermeyi gerektirir.

2.) Ortaklık ve Bilgi Paylaşımı

Suriyeli yatırımcılar ve iş insanları, Türkiye’deki zorunlu göç süresince önemli bir deneyim edindi. Pek çok Suriyeli iş insanı, Türkiye’nin farklı sektörlerinde ortaklıklar kurdu, çalışan ve işveren olarak bilgi birikimini arttırdı. Şimdi bu birikimin, Suriye’deki yeniden inşa sürecine yönlendirilmesi gerekiyor. Türk firmalarıyla Suriyeli iş insanları arasında yapılacak ortaklık anlaşmaları, hem daha sağlıklı bir ticari ilişki kuracak hem de yerel halkın güvenini kazanmayı kolaylaştıracaktır. Böylece projelerin sürdürülmesinde, toplumsal desteğin yüksek olması sağlanacak; inşa süreçleri daha hızlı ve ekonomik ilerleyecektir.

3.) Şeffaf Sözleşmeler ve Hukuki Düzenlemeler

Kardeşlik hukukunun temeli, adil ve şeffaf sözleşmelere dayanır. Türk ve Suriyeli iş insanlarının ya da Suriye devletinin kendi aralarında yapacağı tüm anlaşmalar, gri alan bırakmayacak netlikte ve karşılıklı güven ilkesine uygun olmalıdır. Bu noktada Suriye devleti de Türk şirketlerinin rahat bir şekilde hizmet vermelerine yönelik yasal düzenlemeler yapmalıdır. Gümrük vergilerinin makul seviyelerde tutulması, inşaat malzemelerinin ve temel ürünlerin ülkeye girişini kolaylaştıracağından, yeniden imar sürecinin hızlanmasına katkı sağlayacaktır.

4.) Yerel Ekonomiyi Destekleme ve İstihdam

Türk iş dünyası, Suriye’de projeler üstlenirken oradaki yerel iş gücünden yararlanmayı da göz önünde bulundurmalıdır. İstihdam, yerel halkın ekonomik olarak toparlanmasına önayak olurken, aynı zamanda projelerin halk nezdinde kabulünü de artıracaktır. Bu durum, uzun vadede Suriye’de toplumsal barışın inşasına destek vererek göçmenlerin geri dönüş sürecini de hızlandıracaktır. Türk lirasının Suriye’de çok daha istikrarlı görüldüğü bu dönemde, ticari ilişkilerin TL üzerinden yapılması da maliyetleri daha öngörülebilir kılarak her iki tarafın da kazanmasını sağlayacaktır.

5.) Kâr Değil, Dayanışma Odaklı Yaklaşım

Suriye’nin yaşadığı acılar göz önünde bulundurulduğunda, ilk amaç yüksek kazanç elde etmek olmamalıdır. Elbette her işletme varlığını sürdürebilmek için kâr etmek durumundadır. Ancak “kârı maksimize etmek” anlayışı, milyonlarca insanın evini, düzenini, yakınlarını kaybettiği böyle bir coğrafyada tek kriter hâline gelmemelidir. Özellikle savaş döneminde Türkiye’nin kucak açtığı Suriyelilerle bugün yeniden Suriye topraklarında bir ortak gelecek inşa etmek, iki toplumun da kardeşlik hukukunu pekiştirmenin bir aracıdır. Bu yüzden, inşaat projelerinden enerji yatırımlarına, sanayi kuruluşlarından tarımsal faaliyetlere kadar her alanda insani değerleri merkeze koyan bir model benimsenmelidir.

6.) Devletlerin Rolü ve Düzenlemelerin Önemi

Türk ve Suriye devletleri arasında sağlanacak iş birliği, bu sürecin en kritik ayağını oluşturuyor. Suriye’de güvenli bir ortam tesis edilmeden, hiçbir yatırımın kalıcı olamayacağı aşikâr. Bu nedenle, bölgede kalıcı barışın korunması, altyapının güvence altına alınması ve yatırımcıların haklarının korunması için devletlerin koordinasyon içinde hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’nin, kontrol altına aldığı bölgelerde (Cerablus, El Bab, Afrin, Tel Abyad vb.) öncelikle altyapı hizmetlerini hayata geçirmesi, yerinden edilen insanların geri dönüşünü kolaylaştırdı. Şimdi, bu çalışmaların Suriye genelinde yaygınlaşması ve devletlerin ortak çabalarıyla resmî zeminde de teşvik edilmesi elzemdir.

Bunun yanı sıra, Suriye’de gümrük uygulamalarındaki sıkı vergi politikaları, inşaat malzemelerinin bölgeye girişini geciktirerek yeniden imar sürecini aksatabilir. Suriye yönetiminin, Türk firmalarından gelecek malzeme ve hizmetlerin gümrük vergilerini makul seviyelerde tutması, hem yatırımcılar açısından cesaretlendirici olacak hem de projenin maliyetini düşürerek Suriye’nin yeniden kalkınmasına imakan sağlayacaktır. Benzer şekilde, Türk hükümetinin de Suriye’den gelen ürünlere yönelik düzenlemeleri gözden geçirerek, karşılıklı ticareti ve nakliye hizmetlerini kolaylaştıracak adımlar atması gerekir.

7.) Toplumsal ve Kültürel Dayanışma

Suriye savaşı, sadece maddi yıkımlara değil, aynı zamanda toplumsal travmalara da yol açtı. Türkiye’deki misafirlik sürecinde Suriyelilerle kurulan kardeşlik ilişkilerinin, savaş sonrasının inşa döneminde derinleşmesi ve genişlemesi büyük önem taşıyor. Burada Türk ve Suriyeli sivil toplum örgütlerine, insani yardım kuruluşlarına ve kanaat önderlerine de sorumluluklar düşüyor. Kültürel projeler, eğitim programları ve sosyal destek çalışmaları, sadece barışın tesisine değil, aynı zamanda gelecekteki iş birliğinin sağlam temeller üzerine oturmasına hizmet edecektir.

Unutmamak gerekir ki, “kardeşlik hukuku” söylemde kalmamalı; pratik adımlar ve somut projelerle desteklenmelidir. Türk iş dünyası, Suriye’nin yeniden inşasına sadece ekonomik kazanç gözüyle bakmazsa, iki ülke arasındaki ilişkiler çok daha sağlam bir zemine oturacaktır. Türkiye’de doğan ve büyüyen Suriyeli çocuklar ile Suriye’de yeniden hayata başlayan Türk girişimciler, geçmişteki acıları unutturacak bir geleceğin mimarları olabilir.

Sonuç

Bugün geldiğimiz noktada, Suriye için yeni bir dönem başlıyor. Esed rejiminin yenilgisiyle neticelenen savaş sonrasında, ülkenin yeniden yapılanma ihtiyacı çok açık. Türkiye ve Suriye halkları, din ve coğrafi yakınlığın ötesinde, uzun yıllardır birlikte yaşamış, evlilikler ve ortak kültürle birbirlerine bağlanmış kardeş toplumlardır. Savaş boyunca Türkiye’ye sığınan milyonlarca Suriyeli, Türk halkı tarafından bağrına basılmıştır. Şimdi ise Suriyeli kardeşlerimizin vatanlarına dönüşünü kolaylaştıracak, ülkelerini yeniden ayağa kaldıracak projeler yürütme zamanıdır.

Kardeşlik hukuku, “birlikte kazanma ve birlikte büyüme” ilkesini gerektirir. Türk iş dünyası, Suriye’de yürüteceği projelerde bu prensibi gözeterek hareket etmeli; kâr maksimizasyonu yerine, toplumsal barış ve insan onurunu önceleyen bir vizyon benimsemelidir. Devletler arasındaki iş birliği, gümrük ve yatırım mevzuatlarında yapılacak düzenlemeler, yerel iş gücünün istihdamı ve sivil toplum projelerinin desteklenmesi, bu sürecin başarıya ulaşması için elzemdir.

Sonuç olarak, savaşın yıkıcılığını geride bırakmaya çalışan Suriye, kalkınma ve normalleşme yolunda büyük bir fırsat eşiğindedir. Bu fırsat, sadece ekonomik değil, aynı zamanda insani bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Türk ve Suriyeli iş insanları, kardeşlik hukuku doğrultusunda el ele vererek bu yeni dönemi inşa edecek; geçmişin acılarına karşı, geleceğin umudunu birlikte yeşerteceklerdir.

Saygılarımla

TAŞKIN KOÇAK

MİRATHABER.COM-YOUTUBE- 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.