Diyanet İşleri Başkanlığı ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) arasında imzalanan protokole istinaden MYK’nin moderatörlüğünde ve paydaş kurumların katkılarıyla “Manevî Danışman Ulusal Meslek Standardı” hazırlanmış ve sektördeki tüm paydaşların görüşüne sunulmuştur.
Diyanet’in manevî danışmanlık için yaptığı rol tanımının, ruh sağlığı alanındaki uzmanların rol tanımlarıyla örtüştüğüne dikkati çeken Türk PDR (Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik) Derneği, “Uzmanlar tarafından sunulması gereken hizmetlerin sadece ilahiyat ve din bilimleri alanlarından kişiler tarafından verilmesi birey ve toplum ruh sağlığını riske atacak niteliktedir” açıklamasında bulundu.
DİYANET, MANEVÎ DANIŞMANLIK KONSEPTİNİ DAHA GÜÇLÜ ARGÜMANLARLA SAVUNMALIDIR
Pozitivist eğitim almış hemen bütün sosyal bilimciler (sosyal hizmet uzmanları), psikologlar ve tıpçılar (psikiyatristler) kendi alanlarıyla ilgili manevî konseptlere hep mesafeli bir tutum sergilemiştir ve mezkûr haberde de görüldüğü üzere “Manevî Danışmanlık Diyanet İşlerinin İşi Olmamalı!” iddiasıyla halen maneviyat merkezli sosyal/tıbbî hizmetlere karşı olumsuz tutumları devam etmektedir.
2007 yılında ana konusu “bakım” olarak belirlenmiş olan 3. Özürlüler Şurası’nın Bakım Komisyonunda sosyal/tıbbî hizmetlerde manevî bakım/danışmanlık/rehberlik yaklaşımlarına ne kadar uzak olduklarını ve “manevî” kelimesinden ne kadar rahatsızlık duymuş olduklarını, “manevî” kelimesini reddedip bunun yerine “psikolojik/psikiyatrik” kelimelerini tercih ettiklerini daha önceki bir haber-yorum yazımda açıklamıştım.
https://www.mirathaber.com/engelli-dostu-katilimcilik-mekanizmalari-yeniden-tesis-edilmelidir-engelli-temsilcileri-sosyal-hizmetler-bakaniyla-gorusme-imkani-buldu-7-5822h.html
Şimdi ise Diyanet’in “Manevî Danışman Ulusal Meslek Standardı”ndan da rahatsız duyulduğunu okuyucuna doğrusu hiç şaşırmadım. Dolayısıyla Diyanet, sosyal/tıbbî alana yönelik maneviyat açılımlı hizmetlerini, uluslararası boyutuyla yapılan ilmî/fiilî çalışmaları da gündeme getirerek, daha doyurucu ve ikna edici argümanlarla sunmalıdır.
Diyanet, İtirazlara Cevap Vermelidir
Türk PDR Derneği, Diyanet’in “MYK’ya yaptığı “Manevî Danışmanlık” başvurusu üzerine 16.10.2018 tarihli resmî açıklamasıyla bu teşebbüse aşağıdaki iddia ve gerekçelerle karşı çıkmıştır. Ancak Diyanet, bu gerekçelere karşı güçlü bir argümanla henüz cevap vermediği için, ortaya atılan tereddütleri belki giderebiliriz düşüncesiyle gerekçelerin perde arkasını da göstererek manevî danışmanlığın gerekliliğine ve önemine vurgu yapmak isteriz.
1.) İddia/Gerekçe: Metinde yer alan bu tanım ve ifadeler kapsamındaki hizmetler, gelişmiş ülkelerde ve hâlen ülkemizde de olduğu gibi sadece ruh sağlığı alanı uzmanları (psikiyatr, psikolojik danışman, klinik psikolog vd.) tarafından sunulmalıdır.
Cevap: Manevî danışmanlık, rehberlik ve bakım hizmetleri bütün gelişmiş Batı ülkelerinde bu hizmetlerden yararlanmak isteyen kişilere, inançlarına uygun olarak manevî destek elemanları (papaz, rahip, din görevlisi, imam vb) tarafından moral, motivasyon, manevî/dinî teselli gibi hizmetler verilmektedir. Ruh sağlığı alanı uzmanları, danışanlara Allah/ruh/nefes, kader (musibet), ahiret (cennet) gibi meta-fizik yaklaşımlarla manevî hizmet verme bilgisine sahip değildir ve asla manevî danışmanların yerine alamaz. Kaldı ki isteğe bağlı olarak sunulan manevî danışmanlık hizmetlerinden yararlanmak isteyenler için bir haktır.
2.) İddia/Gerekçe: Ruh sağlığı alanı uzmanları tarafından sunulması gereken hizmetlerin sadece ilâhiyat ve din bilimleri alanlarında uzmanlaşmış kişiler tarafından verilmesi, birey ve toplum ruh sağlığını riske atacak niteliktedir.
Cevap: Ruh sağlığı alanında sunulması gereken hizmetler, sadece pozitivist/materyalist eğitim almış uzmanlarca değil bir çeşitlilik/zenginlik açılımı olarak aynı zamanda maneviyat/ilahiyat/din alanında eğitim almış uzmanlar tarafından da takdim edilmelidir. Nerede bir insan ve dolayısıyla ruhî/sıhhî/sosyal bir sorun varsa orada mutlaka insanı yaratan ve onu en iyi bilen Allah’ın fıtrî hükümleri de hizmetler kapsamına alınmalıdır. Asıl maneviyat/fıtrat içermeyen sadece pozitivist sosyal/tıbbî hizmetlerin sunulması, birey ve toplumun ruh sağlığını riske atacak kadar tehlikelidir.
3.) İddia/Gerekçe: Sunulması amaçlanan (manevî) hizmetler, yeni bir meslek elemanını tarif etmeyi gerektirmemektedir. Manevi Danışmanlık, danışmanlık psikolojisinin kapsamında tanımlanan bir uzmanlıktır.
Cevap: Mevcut danışmanlık hizmetlerinin içeriğinde insanın ruhuna hitap edecek, onu ruhen/manen tatmin edecek yaklaşımlar sergilenmediği için, maneviyat odaklı yeni bir hizmet anlayışına ve dolayısıyla yeni bir meslek elamanının ihdas edilmesine ihtiyaç vardır. Danışmanlık psikolojisi, maneviyatı/ruhu esas alan bir disiplin değildir.
4.) İddia/Gerekçe: Manevi danışmanlık için lisans düzeyinde PDR ve Psikoloji eğitimi alma koşulu olmalıdır. Psikolojik Danışmanlık yeterliğine sahip olmayan hiç kimsenin bu alanda çalışması doğru değildir.
Cevap: Madem danışmanlık psikolojisinin içinde manevî danışmanlığın da yer aldığı iddia ediliyor o halde ileriye yönelik olarak bu tezin geçerliliğini savunabilmek adına psikoloji müfredatına maneviyat/ilahiyat/din gibi dersler de eklensin. Bir başka ifadeyle psikolojik danışmanlık için lisans düzeyinde ilahiyat/manevî rehberlik/bakım/danışmanlık eğitimi alma şartı getirilmelidir.
5.) İddia/Gerekçe: “Manevî danışmanlık” ile “din danışmanlığı” aynı şeyler olmayıp, diyanet ve ilahiyat eğitimlerinin din danışmanı yetiştirmesi gerekirken, maneviyat kavramının sadece din olarak ele alınmaya çalışılması doğru, etik ve uygun değildir.
Cevap: “Manevî danışmanlık” ile “din danışmanlığı” farklı şeyler olduğuna dair iddia, tamamen materyalist/pozitivist/deist/ateist ideolojinin bir görüşüdür. Hadiselere ve olgulara bir bütünlük içinde ele alan İslâm, din/diyanet ile maneviyat/ilahiyat arasında bir ayrım yapmamaktadır. Maneviyatı dinden yani İslâm’dan uzaklaştırmak ve onu sadece moral/motivasyon gibi görmek/algılamak, maneviyata ve dine yapılan en büyük kötülüktür ve modern cehaletin başka bir versiyonudur.
6.) İddia/Gerekçe: Manevî danışman olarak çalıştığını söyleyen birçok kişinin insanları dini ikna etme yoluyla iyileştirme gibi bilimsel geçerliği olmayan yöntemlerle istismar etmesi ve bunun bir meslek olarak sunulması riskli ve yanlıştır.
Cevap: Şu anda Türkiye’de manevî danışman olarak çalışan çok az sayıdaki elemanın hepsi de ilahiyat mezunu olup ayrıca manevî danışmanlık eğitimi almış uzmanlardır. Onların meslekî faaliyetlerini ve bu alandaki katkılarını küçümsemek, meslekî etiğe aykırıdır. Diyanet’in manevî danışmanların eğitimine eğitimci olarak katılan bir kişi olarak şunu açıkça ifade etmek isterim: Manevî danışmanların, başkalarına dini ikna etme yoluyla iyileştirmede bulunmaları yönünde kendilerine ne eğitim verilmiştir, ne de manevî danışmanlarımızdan herhangi birisinin böyle bir çabada bulunduğuna dair somut bir kanıt vardır. Yapılan hizmetler, muhatabın arzusu doğrultusunda inancına uygun dinî/manevî telkin/teskinlerden ibarettir. Kaldı ki manevî hizmetlerin muhatabın iyileşmesine veya iyileşeme bile ruhî sağlığına/saadetine önemli katkılar sağladığı ampirik/ilmî çalışmalarla teyit edilmiştir/edilmektedir. Manevî hizmetleri, din istismarı ile eş tutmak, ya din düşmanlığı, ya cehalet, ya da iftira ile ancak izah edilebilir.
7.) İddia/Gerekçe: Diyanet, “manevî danışman” olarak ihtiyaç duyduğu meslek elemanlarını PDR mezunu psikolojik danışmanlardan karşılayabilir.
Cevap: Ne yazık ki PDR mezunu psikolojik danışmanların din ve maneviyat ile ilgili bilgileri yetersiz olduğu gibi manevî danışmanlık zihniyetine de uzak oldukları için, bu hizmeti ne layıkıyla, ne de benimseyerek yapabilir. Dolayısıyla mevcut şartlar altında PDR mezunu psikolojik danışmanlara manevî danışmanlık hizmetleri de yüklemek, insanın ruh sağlığı açısından faydadan ziyade zarar verir.
Velhâsıl-ı Kelam
PDR ekseninde psikolojik/pozitivist danışmanlıkta öteki âlem kaygısı güdülmediğinden amaç, sadece bu dünya mutluluğu ile sınırlıdır. Manevî danışmanlık ise muhataplarının sadece bu dünyada elde edeceği iyiliği/mutluluğu amaç edinmez, bunun ötesinde Allah’ın rızasını ve ahiret hayatını kazanma gayelerini de güder.
Manevî danışmanlık, kâinatın ustası ve mimari olan Yaratını bildirir ve O’nun hikmet ve kudret dolu eserlerini gösterir. Ruhuna, vicdanına, kalbine ve dolayısıyla Yaratan’a manen kulak verilmesini öğütler. Bu manevî öğütleri esas alan muhataplar, zahiren kötü gibi görünen şeyleri dahî, ilahî bir imtihan/nimet olarak algılar ve gerçek saadete ulaşır.
Onun için toplum olarak gerçek anlamda ruh sağlığımızı koruyabilmek ve geliştirebilmek için, daha yaygın bir şekilde ve her alanda manevî danışmanlık hizmetlerine ihtiyaç duymalıyız.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…