Türkiye İle Suriye Rejimi Arasında Görüşmeler Ürdün’de Başladı

Mirathaber-ÖZEL- Suriye’de ABD ve Avrupa Birliği tarafından kurulması planlanan ve dünya kamuoyu tarafından II. İsrail olarak nitelendirilen, Suriye’nin kuzeyinde kurulmaya çalışılan terör devletine karşı ortak harekât ve terörü yok etme konusunu görüşmek üzere Türk ve Suriye rejimi heyetleri arasında Ürdün’de bir toplantı gerçekleştirildiği öne sürülüyor. mirathaber.com’un ulaştığı birçok bölgesel kaynak görüşmeyi doğruladı.

Hayebar kaynakları, Halep şehrinin de yeniden imarı ve yaşam alanına açılması konusunun da Türk ve Esad rejimi heyeti arasında görüşüldüğünü belirttiler.

Bölgenin haber kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre, görüşmelerin Akabe’de başladığını ve adını belirtmediği diğer ülkelerden yetkililerin katıldığını ve görüşmelerde Suriye’nin kuzeyindeki PKK-YPG terör yapılanmasına karşı ortak bir operasyon başlatılması, Halep’in yeniden ve Suriye’nin yeniden inşası konularının ele alındığını bildirdi. Başka bir kaynaktan da edindiğimiz bilgilere göre, Halep’in imarı ve mültecilerin geri dönüşü konusunda Suudi Arabistan, BAE ve Katar’ın finansör olması konusunda da görüş birliğine varıldığı belirtiliyor.

, rejim temsilcilerinin özellikle Fırat’ın doğusu ve İdlib’i kapsamak kaydıyla ortak operasyon başlatma konusunda anlaştıklarını, Türk tarafının ise Adana Anlaşması’nın değiştirilmesini talep ederek Ankara’nın herhangi bir olası durumda askeri müdahale hakkı elde etmesini istediğini kaydetti. Türk heyetinin ısrarla sınırdan Suriye’nin içlerine doğru 35 kilometre derinliğe kadar ulusal güvenliği tehdit eden bir mesafe olduğu ve teröristlerin bu mesafede tutulması gerektiği konusunu vurguladığı belirtiliyor.

Ürdün Dışişleri ve Gurbetçi İşleri Bakanlığı sözcüsü Heysem Ebu El-Ful Ürdün’de Suriye-Türkiye güvenlik toplantısı ile ilgili sorulan soruları yanıtsız bırakmıştı

Ancak daha sonra bakanlık tarafından yapılan açıklamada böyle bir görüşmenin gerçekleşmediği öne sürülmüştü.

Rejim ile Türkiye arasındaki ilişkinin geleceği ile ilgili olarak, bölgeyi yakından takip eden gazeteciler, ‘Suriye’deki Türk varlığının Güvenlik Konseyi kararlarının, özellikle 2254 sayılı Kararın uygulanmasına bağlı olduğuna dair resmi açıklamalarla Türkiye’nin tutumunun açık ve net olduğunu’ belirterek şu değerlendirmede bulunuyorlar:

“Türkiye’nin Suriye’deki varlığın ülkenin kuzeybatısındaki sivilleri korumayı amaçladığını, Suriye rejimini dizginlemek için, bu ülkedeki çok uluslu milis ve teröristlerin bölgeyi tekrar işgal etme girişimlerinde uluslararası anlayışların bir sonucu olarak geldi. Dolayısıyla şu ana kadar Türkiye’nin pozisyonunda bir değişiklik görülmüyor.”

Türkiye’nin askeri olarak bölgede varlığı, İran’ın yeni bir Pers İmparatorluğu hayaline engel olduğuna dikkat çeken gazeteciler, Türk-Arap ilişkileri konusunda da şu görüşleri savunuyorlar:“

Bölgede istikrarın temellerini atmak ve siyasi durgunluğu sona erdirmek için Türk-Arap ilişkilerinin her düzeyde en iyi koordinasyon seviyesine dönmesi çok acil hale geldi. Suriye ve Irak’ta ve bu ancak milislerin Arap bölgesindeki varlığına eşlik eden yaratıcı kaos durumunu sona erdirmek ve bölgedeki Pers İmparatorluğu’nu geri getirme hayalini sona erdirmek için Türkiye ve Arap alemi arasında sürekli koordinasyon zorunlu bir hal olmuştur. .

Suriye meselesine yönelik olumlu ve etkili Arap pozisyonu neredeyse yok ve Suriye bölgesi ile Arap mutabakatı olmadan Suriye’de bir çözüm görünmüyor gibi. Güvenlik Konseyi kararları ve tam yetki ve desteğe sahip bir geçiş yönetim organı oluşturmaya yönelik pratik adımların başlatılması gerekiyor.

.Türkiye’nin Suriye meselesindeki Arap derinliği üzerinden tutumu, Rusya’nın Güvenlik Konseyi’nden uzakta çözümler dayatma ve Esad’ı yeniden yüzdürme girişimlerini engelleyecektir.