En kötü senaryolara da hazırlık yapan TAGEM, hayvancılık için çok büyük ihtiyaç olan yem sorununun çözümü için çok yıllık buğdaygil yem bitkileri geliştiriliyor. Bir kez ekilen tohumdan tarla bir daha sürülmeden 5-10 yıl ürün alınabilecek.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Dr. Nevzat Birişik, iklim değişikliğiyle mücadeledeki kısa ve uzun vadedeki projelerini anlattı.
Anadolu’nun büyük ölçüde yarı kurak yarım ada olduğunu söyleyen Dr. Nevzat Birişik, “Son yıllarda gördüğümüz kuraklık, ülkemizin alışık olduğu 13-14 yılda bir tekrarlayan kuraklık değil. Bunun uzayacağı, derinleşeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı bitki ıslahı ve daha az yemle aynı verimi verebilecek hayvan ıslahı yaptıklarını ifade eden Birişik, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Buğday ve arpada kuraklığa dayanıklı 36 çeşidimiz var. Konya’da kuraklık, Erzurum’da da soğuğa karşı bitkileri test ediyoruz. Yaklaşık 700 milimetre yerine 300 milimetre yağışla aynı verimi sağlayacak çeşitleri kast ediyoruz.”
İklim değişikliğinin bitkiyi başka bir coğrafyada yetiştirme mecburiyeti getirdiğine işaret eden Birişik, bölgelerde iklim verisi ile modelleme çalışması başlattıklarını bildirdi.
Birişik, modelleme çalışmalarını şöyle ifade etti:
“Türkiye’de ‘şu bölgede kiraz üretiliyor ama kuraklık böyle giderse ‘şu bölgelerde üretilecek’ diyeceğiz. Modelleme çalışması bitmek üzere. Vatandaş sisteme girecek, ‘Şu ilçedeyim, burada kiraz diksem 10 yıl sonra yaşar mı’ diye sorguladığında sistem, ‘Oraya kiraz ekme, şu bölgeye ek’ diyecek. Örneğin Kahramanmaraş Çiğşar’da artık kiraz olmayacak, daha yüksek rakımlara Andırın’a çıkın diyebileceğiz.’ Bursa’da ova şartları şeftali için uygun olmayacak. Erzurum’da daha çok buğday yetiştireceğiz. Malatya’da 2050’de ovada belki kayısıdan çok pamuk yetiştireceğiz. Sistemi tam kurduğumuzda deklare edeceğiz. Kiraz ve kayısı çalışmasını bitirdik. Diğer ürünleri de buna dahil edeceğiz” dedi.
Toprak işlemesiz tarım, İsviçre, Lüksemburg gibi ülkeler tarafından yapıldığına dikkat çeken Birişik, Türkiye’nin de bu yöndeki çalışmalarını anlattı:
“Adana, Konya gibi yerlerde toprak sürmeden anıza ekim yapıyoruz. Tek yıllıktan, çok yıllıklı bitki olmasına çalışıyoruz. Çok yıllık buğdaygil yem bitkileri geliştiriyoruz.
Bu tür bitkiler bir yıl ekilip 5-10 yıl biçilebilecek. Böylece üretici tohum ve sürüm masrafından kurtulacak. TAGEM tarafından bu amaçla domuz ayrığı, otlak ayrığı, yüksek otlak ayrığı, mavi ayrık, koyun yumağı, kılçıksız brom, kamışsı yumak ve kırmızı yumak geliştirilmiş bazı türler. Bu türler yaygınlaşırsa üreticimiz sürüm ve tohum maliyetinden kar edecek.”
TAGEM’in 32 gen bankasında 317 bin materyali muhafaza ederek geliştirdiğinin altını çizen Dr. Birişik, yaygın kanaatin aksine Türkiye’nin güçlü bir tohumculuk sektörüne sahip olduğunu söyledi. Türkiye’de üretilen tohumun bize yettiğini, hatta ihraç edildiğini anlatan Birişik, “Dışarıdan bir gram tohum gelmese bile ülkemizin tarımsal üretiminde bir gram azalma olmaz” dedi.
Birişik, “TAGEM olarak iklim değişikliğine seyirci kalmak ve korku yaratmak yerine, iklim değişikliğini tahmin etmek, uyum sağlamak ve iklim değişikliğini artıran tarımsal uygulamaları azaltmaya çalışıyoruz. Ülke sathındaki 48 araştırma enstitümüz ve yaklaşık 7 bin çalışanımızla Türk tarımının daha da güçlü kılacak ve geleceğe taşıyacak bilgi, teknoloji ve çözümleri üretiyoruz” ifadelerini kullandı.
TAGEM projesiyle 21 koyun, 6 keçi ırkından oluşan 1,2 milyon hayvan ırkının farklı iklim şartlarına uyum sağladığını dile getiren Birişik, “İkim değişikliğine karşı hayvan ırklarını, uygun coğrafyalara taşımak gerekiyor. Bu nedenle her küçük baş ırkından belirli sayıda hayvanı Balıkesir Bandırma’da Koyunculuk Araştırma Enstitümüze taşıyoruz. İklim şartlarına göre bu konuda araştırma yapılacak” şeklinde açıklamada bulundu.