Savunma Sanayii ile ilgili yayın yapan bir haber sitesi, Türkiye’nin yeni nesil savaş gücü ile ilgili oldukça ilginç tespitlerde bulundu.
Uluslararası ve bir çok dilde yayın yapan https://www.oryxspioenkop.com/, yazarlarından Stijn Mitzer ve Joost Oliemans’ın kaleme aldığı o ilginç analizi virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşıyoruz:
“Çoğu kişi, Türkiye’nin küresel bir drone gücüne yükselişini biliyor. Türk dronları tarafından taşınan hassas güdümlü mühimmatların, onları taşıyan dronlar kadar hızlı bir şekilde piyasaya sürüldüğü pek bilinmez. Bu arada, çeşitli insansız savaş hava araçları (UCAV’ler) ve savaş uçaklarında kullanım için temizlenmiş geniş bir güdümlü mühimmat cephaneliğinden oluşur. İkincisi, yaklaşmakta olan Hürjet jet eğitim uçağını ve TF-X hayalet avcı uçağını içeriyor. Tüm bu mühimmatların NATO mühimmat standartlarına uygun olması, ülkelerin Türk yapımı mühimmatları kendi uçaklarına kolaylıkla entegre edebilmeleri anlamına geliyor ki bu da ticari başarılarını sağlayan şey olabilir.
Bu mühimmatlar şimdiye kadar havadaki lazer sisteminden seyir füzelerine ve hatta METE lazer güdümlü mini füzeye kadar her şeyi içeriyordu.
Daha geleneksel silah türleri arasında LGK, HGK ve KGK hassas güdümlü mühimmat ailesi de var. Bu mühimmatlar, yerel olarak üretilen Mark-82, Mark-83 ve Mark-84 klasik bombalarla entegre hale getirilmiş ve yerli olarak tasarlanmış güdüm kitlerinden oluşuyor. Türkiye’nin savunma sektöründe neredeyse kendi kendine yeterlilik elde etme girişiminin sonucu, aynı şirketler içinde bile bu arada her mühimmat için görev kapsamı açısından önemli bir örtüşme olması ve gerektiğinde aynı görevi yerine getirebilecek çeşitli mühimmatların olmasıdır.
Türkiye’nin endüstriyel olarak kendi kendine yeterliliği sağlama konusundaki kararlı girişiminin sıklıkla gözden kaçan bir faktörü, Türkiye’nin sadece bir sistem değil, aynı zamanda onunla ilgili olabilecek her şeyi üretme niyetinde olmasıdır. Bu strateji, savunma sanayiinin ötesine geçerek, otomobil endüstrisi ve demiryolları gibi diğer alanlarda da geniş bir temelde önemli yatırımlar görüyor. Türkiye daha önce başka ülkelerde demiryolları inşa edebilirken, yakında üzerinde çalışan trenleri de teslim edebilecek. Bu strateji, nihayetinde Türk şirketlerine daha fazla sözleşme verilmesini sağlayacak ve gelecekte Türkiye’ye büyük faydalar sağlayacağı kesin.
Aşağıda listelenen bazı silahların tasarım ve entegrasyon testleri bu makalenin yazıldığı tarih itibariyle halen devam etmektedir. Silahların maksimum menzili parantez içinde belirtilmiştir. Bazı mühimmatların gerçek menzili, yüksekten uçan jet uçaklarının aksine UCAV’ler tarafından taşındığında daha düşüktür. Türkiye’nin F-4E-2020 Terminatör saldırı uçağı çok uzak olmayan bir gelecekte emekliye ayrılacağı için bu listeye taşıma uçağı olarak dâhil edilmedi. Bununla birlikte, F-16 tarafından kullanılabilecek herhangi bir silahlanma, genellikle F-4E-2020 tarafından da kullanım için onaylanmıştır.”