Halkımızın üç aylar dediği ayların Recep, Şaban ve Ramazan ayları olduğunu biliyoruz. Bu aylar gerçekten büyük bir manevi mevsimi oluştururlar, ancak bu aylara bulaştırılan bidât olarak niteleyebileceğimiz pek çok hurafe de vardır.
Üç Aylar ve Haram Aylardan Biri Olarak Recep Ayı
Üç ayların ilki olan Recep ayı, Kur’an-ı Kerim’de açıklanan dört haram, yani barış aylarından biridir. Bu ayın Kur’an ve Sünnet’e dayalı bilmemiz gereken önemli bir özelliği var. O da Recep ayının Zilkade, Zilhicce ce Muharrem ayları gibi bir haram ay yani barış ayı olması gerçeğidir.
Dört Haram Ay
Recep ayını anlatabilmemiz için size Haram Aylar’la alakalı bilgiler sunmak istiyorum. Bu bilgileri alınca, bu dört haram aydan biri olan Recep ayının da manevî değerini kavramış oluruz.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’deTevbe sûresinin 36. ayetinde haram ayları ve bu aylardaki barışın evrenselliğini açıklamaktadır. Bu âyet-i kerîmede Rabbimiz meâlen şöyle buyurmaktadır:
“Allah katında, Allah’ın koyduğu yasaya göre, gökler ve yerin yaradılışından bu yana kameri ayların sayısı on ikidir. Bu on iki aydan dördü haram aylardır. Siz bu aylarda (Rabbinizin buyruklarına aykırı giderek) sakın ha nefislerinize zulmetmeye kalkışmayınız…”
Kur’an ifadesiyle, dört haram ay… Haram sözcüğü saygın /dokunulamaz anlamındadır. Haram aylar birbirilerimizin canları ve mallarına saygı duymamız gereken aylardır. Temel haklar ve özgürlüklerin çiğnenemeyeceği aylardır. Hiç şüphe yoktur ki, bütün aylar can ve mal dokunulmazlığına riayet gereken aylardır. Ama bu dört haram ay, içinde saldırılara/düşmanlıklara hiç mi hiç yer verilmemesi, barışın daha bir öncelenmesi, barış şartlarına daha bir uyulması ve barış aktivitelerine daha bir yer verilmesi gereken aylardır.
Haram Aylara İhtiyacımız
Kur’an-ı Kerim’e göre, bütün yeryüzü topluluklarına peygamberler gönderilmiştir. Yukarıda okumuş olduğumuz âyet-i kerÎmeden anladığımıza göre, dört büyük haram ay, yani barış ayı bütün peygamberlerin ümmetlerine tebliğ ettiği aylardır. Tarihi dönem şartları bir tarafa, bu yaşadığımız dönemde dahi barış aylarına, bir diğer anlatımla barış dönemlerine, barış süreçlerine ne derece ihtiyaçlı olduğumuz bilinmektedir.
Rabbimizin emri olarak barış ibadettir. Hac gibi evrensel nitelikli ibadetlerin gerçekleştirilmesi için gereklidir. Barış istikrardır. Barış güvendir. Barış atılımdır. Barış yatırımdır. Barış ekonomik kalkınmadır. Dolayısıyla insanlar, toplumlar barış süreçlerine muhtaçtırlar. Rabbimizin arzusu tüm toplumlarda, belirlenen bu dört ayın barış ayı olarak algılanması ve uygulanmasıdır.
Kur’an-ı Kerim’de bu dört haram aya büyük bir önem verilir.
a. Rabbimiz Maide sûresinin ikinci ayetinde ”Ey İman Edenler! …eş-Şehrü’l-Haram olan dört haram aya saygısızlık yapmayınız.” buyurarak birbirilerimizin canları ve mallarına saldırıda bulunmamamızı emretmektedir.
b. Rabbimiz Tevbe suresinin 37. âyetinde, “Bu aylarla oynanarak öne alınması veya ertelenmesini (barış süreçlerini akamete uğratma anlamına) kâfirliğe açık günah…” olarak nitelemektedir.
c. Bakara suresinin 217. âyetinde de Rabbimiz şöyle buyrulmaktadır;
“…Ey Peygamber, de ki; bu haram aylarda savaşmak büyük günahtır, / Bu günahtan sakınınız.”
d. Bir diğer âyette ise“Kâbe-i Muazzama’yla birlikte bu dört barış ayının insanlığın maddi ve ahlâki kalkınmasına hizmet verecek dönemler” olduğu bildirilmektedir. (Maide 97)
Recep Ayının Kur’ân ve Sünnet’te Ayrucalığı Vardır
Recep ayında bize düşen görev; canlara ve mallara daha bir saygıdır. Can ve mal dokunulmazlığı üzerinde daha bir titremedir. Barış süreçlerimize bu ayda daha bir önem atfetmektir. Bu ayı bir taraftan barış dualarıyla geçirmeye çalışırken, diğer taraftan barış aktiviteleri olacak, sempozyumlara, panellere, radyo ve televizyon programlarına daha çok yer vermektir, böylece bu ayı halkımızın gündemine barış ayı olarak taşımaktır.
İslam dininde barış ilkedir. Savaş, şartları gerektiğinde meşrudur ama geçicidir. Kur’an-ı Kerim’de haklar ve özgürlüklere saygı duyulması, hukuki ve sosyal adalet uygulamalarına önem verilmesi de barışın sağlanılabilmesi içindir.
Barış Müslümanların her birinin günlük hayatında bile büyük bir yer tutması gereken eylemdir.
Meselâ. bizim selamımız bir evrensel barış mesajıdır. “es-Selamü aleyküm” veya “Selamun aleykÜm” şeklinde verdiğimiz selam, Allah’ın es-Selam ismini içermektedir. Müminler bir araya geldikleri zaman mutlaka birbirlerine selam vermekle, verilen selamı almakla yükümlüdürler. Selam vermenin anlamı şudur:
“Ey mümin kardeşim; es-Selam olan Rabbimiz seni korusun, güvene erdirsin. barış içinde yaşatsın. Mümin kardeşin olarak sana selam veren ben barış insanıyım. Beni barış insanı olarak gör ve değerlendir.”
Evet, bizim selamımız barıştır. Barış içerikli selamımız duadır, sevgi çığırları açılmasına ve imanımızın pekişmesine vesiledir.
Yüce dinimizde son derece önem verilen barışa ayrılması gereken dört aydan biri ve ilki değinmeye çalıştığımız Recep ayıdır. Biz bu ayın ilk Cuma gecesi olan Reğâib’i Dört Haram Ay’ın başlangıcı anlamına barış dualarına ayıracağımız bir gece gece olarak kutlayabiliriz.
Not: Üç aylar Recep, Şaban ve Ramazandır. Dört haram ay ise Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir. Yalnızca Recep ayı müşterektir.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi