UFOLAR (Bilinmeyen uçan objeler) ile ilgili gündeme düşen ama daha önce benzerlerini okuduğumuz haberleri hatırlatıyor ve cevabı verilemeyen “UFO nedir?” sorusuna mukabil bir soru ile cevap vermek istiyoruz:
UFOLAR Cinlerin Teknolojik Ürünleri midir?
Modern bilim, ortak akıl ve duyu organları ile ve bu iki kaynağın sağladığı teknolojik bilgilerle varlığını kabul ettiği UFOLARI tam olarak tanıyamadığı için tanıtamıyor. Teknolojik gelişimli ülkeler, UFOLARIN rakipleri tarafından uzaya salınmış uçan objeler olup olmadıkları şüphesini taşımakla birlikte şimdilik mevcut bilimsel bilgilerle bunun yapılamayacağını da dile getiriyorlar.
Biz Müslümanlar değinilen iki kaynağın dışında üçüncü bilgi kaynağı olan Kurânî Vahye sahip olduğumuz ve konuya daha geniş açıdan bakabildiğimiz için bazı çağrışımlar yapabiliyoruz.
Kur’ân-ı Kerîm, söz ve mâna olarak Allah’ın indirdiği Kitap’tır. Bu Kitap’ta bize Cin diye çıplak gözle görülemeyen bir varlık sınıfı tanıtılmaktadır.
Cinler insan vücuduna nufûz edebilen özgün bir ateşten yaratılmış olup insanlar gibi iradeli varlıklardır. Müslümanları ve kâfirleri vardır. Yeryüzünde ve gök yüzünde yaşayabilirler.
Cinlerin Hz. Süleyman’ın hizmetinde büyük eserler meydana getirdikleri, maddeyi enerjiye/enerjiyi maddeye dönüştürebildikleri veya ışık hızını çağrıştıran bir hızla hareket edebildikleri açıklanmaktadır.
Cinlerin İlmî ve Sanatsal Faaliyetleri
Cinlerin kültürel seviyeleri farklıdır. Yukarıda değinildiği üzere cinler Hz. Süleyman devrinde ileri derecede bilimsel ve sanatsal etkinlikler göstermişlerdir. Mesela: Hz. Süleyman’ın emri altında çalışmışlar, O’nun yönetiminde yapı mühendisleri, ustaları ve de dalgıçlar olarak görev yapmışlar; mabetler, heykeller, büyük havuzlar ve sabit kazanlar inşa etmişlerdir:
“Cinler Süleyman’ın isteği üzerine görkemli binalar, heykeller, havuz genişliğinde lengerler ve yerinden kalkmaz kazanlar yaparlardı.” (Sebe 13)
“Cinlerin isyancıları olan (Şeyatan’i) de Süleyman’a bina ustaları ve dalgıçlar olarak hizmet ettirdik.” (Sâd 37)
Hz. Süleyman döneminde cin asıllı İfrît örneğinde görüleceği üzere oturup kalkma süresinde Sebe’ Melikesi’nin muhteşem tahtını çok çok uzaklardan getirebilme gibi uzayda eşya nakledebilecek düzeye gelmişlerdir. Kur’ân’da şöyle buyrulur:
“ Hz. Süleyman (çevresindeki insanlara ve cinlere) sordu:
Sebe’ kraliçesi ve adamları itâatlerini bildirmek üzere yanıma gelmeden önce hanginiz onun tahtını buraya getirebilir? Bu soru üzerine güçlü ve gözü pek bir cin şöyle dedi: Sen daha oturduğun yerden kalkmadan ben o tahtı huzuruna getirebilirim. Çünkü ben bu işi en mükemmel şekilde yapabilecek bir kuvvet ve beceriye sahibim.” (Neml 38-39)
Aradan geçen takriben üç bin yıllık dönemde teknolojik devrimler yapmış oldukları muhakkaktır. Çağımızda görülen Ufo’lar (Bilinmeyen uçan objeler) cin teknolojisinin eserleri olarak algılanabilir.
Buradan hareketle cinlerin geçmişte yeryüzü medeniyetine katkıda bulundukları gibi günümüzde ve gelecekte bulunabilecekleri söylenebilir. Zira Hz. Süleyman’a özgü bir özellik ise de Onun tarafından istihdam edilmeleri, edilebilir olmalarına işaret olarak algılanabilir. (Neml 39)
Biz insanların cinlerin görülmelerini sağlayacak teknolojik atılımlar yapmamız veya cinlerin kendilerini veya ürettikleri araçları insan gözüne algılatabilecek şekilde gelişim göstermeleri, birlikteliği ve müşterek üretimi sağlayabilir.
Şûra sûresinin 29. âyeti cinlerle birliktelik kurulabileceğinin imkânına işaret olarak değerlendirilebilir. Cinlerin göklerle ilişkisini hatırlatarak âyetin anlamını sunalım:
”Göklerin ve yerin ve ikisinde yaratıp yaydığı canlıların yaratılışı da Allah’ın varlığını gösteren delillerdendir. O, dilediğinde onları bir araya getirmeye gücü yetendir.”
Niçin Biz de Çalışmayalım
Hulasa yukarıda sunulan bilgiler ışığında ve cinler konusunda geleneksel kültümüzde var olan birikimlerden hareketle yapılacak faaliyetler ve Müslüman ilim adamlarımızın cinlerin Müslüman ilim adamları ile kurabilecekleri ilişki bizi öne çıkarabilir.
Modern yobazlar gibi burun kıvıracak cahiller bilimsel çalışmaları batıdan bekleyedursunlar bizler cinler konusunda çalışmalarımıza başlayabiliriz.
Ali Rıza Demircan