Hatıralarını “Bir Kuşluk Vakti’nde GÜZEL KUL OLMA MÜCADELEM” isimli kitabında dile getiren bir yazar olarak hatırat türü yazılara ilgi duyarım, severim de.
Arada bir okuduğum Sözcü yazarı Uğur Dündar’ın 31 Aralık 2022 tarihli “ Erzurum’da bir yıl başı gecesi ” başlıklı hatıra yazısını da zevkle okudum.
https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/ugur-dundar/erzurumda-bir-yilbasi-gecesi-7541269/
Uğur Dündar’ın İnanç ve Yaşam Dünyasını Bilmem
Uğur Dündar’ın inanç ve yaşam dünyasını bilmem ama onu yaklaşık yarım asırdır görsel ve yazılı medya duayeni olarak tanırım.
İstisnası olabilirse de Ülkemiz medyasında özellikle de sol-kamâlist kesimde İslam’a, yüce Kitabımız Kur’ân’ın ölçülerine göre iman etmiş kişi bulamazsınız. Ama seyahatlerinde taharet almak için şişe suyu bulunduran materyalist yazar M.B. gibi kendisini kültür Müslümanı olarak niteleyecek pek çok medyacı görebilirsiniz.
Uğur Dündar ve çıkardığı Tan gazetesinde üryan karı resimleri yayınlayarak Anadolu erkeğini ifsat ile günaha sokan Rahmi Turan da böyle kültür Müslümanı mıdır bilemem.
Ölen meslek arkadaşı Mesut Mercan’ı unutmadığı ve hayırla yad ettiği için, arkadaşlara maddî ve manevî olarak yardım edilmesini emreden Kurân’ın bağlısı bir Müslüman olarak Uğur Dündar’a teşekkür ederim. (Nisa 4/36)
Uğur Bey yazısını merhum Mesut Mercan’ı anarak şöyle bitirir:
Mesut’un mekânı Cennet, sizlerin yeni yılınız kutlu olsun.
Yaşlandığım, yoksa bir ömür boyu özlemini duyduğum için mi bilmiyorum Cennet‘ten söz edilince duygulanırım ama bu defa Cennet sözcüğü bana değişik çağrışımlar yaptırdı.
Cennet’i Olumlayarak Anmak Ona İmanı İfade Eder mi?
Acaba Mesut Mercan için “mekânı cennet olsun” ifadesi Uğur Dündar’ın İslam’a imanına delalet eder mi?
Kişinin ölen dostu için yürekten Cennet istemesi Allah’a ve ölüm ötesi Ahiret hayatına inandığına, dolayısıyla ateist ve deist olmadığına delil olabilir mi? Bize de Müslüman kardeşimiz olarak yardımlaşma ve ölümünde cenaze namazını kılma görevini yükler mi?
Bu arada imanlısı olarak izinde olduğumuz Allah’ın Resulü/Elçisi Hz Muhammed’in bir hadisini hatırladım.
Allah’ın Resûlü görülürde İslami çizgisi olmayan bir kişinin cenaze namazını kıldırmak için çıktığında Hz. Ömer ve bazı sahabiler -ibret olması için- cenaze namazının kıldırılmasını istemezler. Bu gelişme üzerine Allah’ın Resûlü cenaze cemâatine yönelir ve sorar:
– İçinizde, bu adamı İslâm Dini’in imanlısı olduğuna delalet edecek bir amel üzerinde gören bir kişi var mıdır?
Cemâat içinden bir adam: “ Evet, ben gördüm Ya Resûlellah! Bu adam Allah yolunda bir gece düşmana karşı nöbet bekledi,” der.
Bu açıklamadan sonra Allah’ın Resûlü adamın cenaze namazını kıldırır. Kabri üstüne toprak serptikten sonra da kabre yönelerek şöyle buyurur:
– Arkadaşların senin Cehennem’liklerden olduğunu zannediyor. Oysa ben senin Cennet’liklerden olduğuna şehadet ederim.
Allah’ın Resûlü daha sonra da Hz. Ömer’e dönerek şöylece uyarıda bulunur:
– Ya Ömer! Sen cenaze namazını kıldığın insanların amellerini araştırmakla sorumlu değilsin. Sen ancak yaratılış çizgisini koruyarak iman edip etmediğini soruşturmakla sorumlu olursun. (M. Mesâbih Cihad Hn. 3860)
Bu ve gibi hadislerden hareketle İslam bilginleri, imana delalet eden en küçücük bir olguyu bile kişinin imanına belge sayarlar.
Kur’ânımızın açıklamalarından hareketle insanların çoğunun kişileri, kurumları, ilkeleri ve rejimleri kendisine ortak koşmaksızın Allah’a iman etmediklerini bilirim. (Yusuf 12/ 106)
Mesela ard arda iki defa programına çıktığım Mehmet Ali Birand’ın Allah’a ortak koşmaksızın inandığına ilişkin kesin bir yargıda bulunamasam da Allah’a yürekten inandığına tanığım. Sohbetimiz sırasında “Her sabah kalktığımda bana hayat verdiği için Allah’a teşekkür ederim,” demişti. Bu sebeple ona, geçmiş hatalarımıza kefaret olması için “ gel seninle hurafelerden arındırılmış İslam’ı tanıtıcı bir dizi program yapalım, “ dedim, tebessüm etmekle yetindi.
Sebebini gerçekten bilmiyorum, bazı sabahlar cami dönüşümde Mehmet Ali Bey güleç yüzüyle önümde belirir. Çok bilinen ve izinden gidildiği söylenip bana da kabul ettirilmek istenen bazı kişilere kapalıysam da onu Mevlamızın sınırsız rahmetiyle anarım. Şu anda tuşlar üzerinde gezinirken de göz yaşlarımı tutamadım.
Kullar Allah’ın değil mi? Onun rahmetini ona inanan kullardan niye esirgeyelim.
Uğur Dündar’ı Neyleyelim ?
Nerden nereye geldik. Ne dersiniz a dostlar! Uğur Dündar’ı mümin kardeşimiz olarak bağrımıza basalım ve ona da İslam’ı öğrenici-öğretici bir dizi program yapımı teklifi götürelim mi?
Sözü, kendisini ve annesini ilahlaştıran Hak’tan sapık kişiler için Hz. İsa’nın yakarışına bırakalım:
” Allahım! Şayet onlara azap edersen, şüphesiz onlar bu cezayı hak etmiş olsalar bile, senin affına muhtaç aciz kullarındır. Ama eğer onları bağışlarsan, elbette merhametinle bunu yapabilirsin. Zira sen, karşı konulamaz sonsuz kudret ve yücelik sahibisin. Yaptığı her işi de yerli yerinde yapansın. “ (Maide 3/118)
Ali Rıza Demircan
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
View Comments
Ömrünü küfürle ve İslama düşmanlıkla geçiren küçücük Kur'an-ı Kerim talebelerini laiklik elden gidiyor diyen zevatı mümin kardeşim olarak benimseyemedim kusura bakmayın.
Aynen katılıyorum. Selamlar.