Orta Doğu ve Kuzey Afrika vatandaşları Avrupa’daki savaşın etkilerini gıda tedariki, enerji fiyatları ve iş piyasalarında hissediyorlar. Bu insanlar, Rus silahlarıyla şehirleri yerle bir edilen ve evlerini terk etmek zorunda bırakılan Ukraynalıların duygularını anlayıp paylaşmakla, aynı silahlar Suriye ve Libya’da dehşet saçarken dünyanın nasıl ilgisiz kaldığını hatırlamak arasında kalmış durumdalar. Aynı zamanda, Amerika’nın geleneksel müttefiklerini de içeren bölgesel devletler Rusya ve ABD liderliğindeki Batı kampları arasında bir bahis oynuyorlar. Savaşın etkilerini daha iyi değerlendirmek ve bölgedeki kırılgan ekonomilere uyguladıkları kısıtlamaları gevşetmek için zamana oynuyorlar.
Carnegie uzmanları Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin Rusya-Ukrayna savaşına nasıl tepki verdiklerini analiz ettiler. Bu analizler seri yazılar halinde sitemizde yayınlanacaktır.
MISIR
Rusya-Ukrayna savaşı Mısır hükümetine iki önemli ve büyük ölçekli zorluk çıkardı.
Birincisi, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı Mısır buğdayın %85’ini Rusya ve Ukrayna’dan alıyor. Tahmin edileceği üzere Ukrayna buğday üretimi ve ihracat zincirindeki kesintiler, aynı zamanda Rusya’ya uygulanan ekonomik ve ticari yaptırımlar buğday fiyatlarını uçurmuş durumda. Mısır hükümeti buğday tedarikini sağlamak ve ülkenin yüzleştiği gıda güvenliği tehdidinden kaçınmak için finansal kaynaklarını daha fazla kullanmak zorunda kalacak. Bu kısmen ülkede bu yıl %2.3’ten %7.5 e çıkması tahmin edilen yüksek enflasyon ve resmi para birimindeki devalüasyonla ilgili. Diğer bir faktör ise önceden ilan edilmiş devlet yardımı reformundan dolayı fiyatı artan ekmek dahil temel gıdalardaki fiyat artışı. Nüfusunun yoksulluk oranı yaklaşık %30 olan bu ülkede ek finansal kaynaklar ekmek fiyatlarını kontrol altında almak için kullanılacaktır. Yakın zamanda buğday ekiminin 2 milyon akreye çıkarılmasını ilan eden hükümet bildirisi, Mısır’ın gıda güvenliğini desteklemek için geçerli bir orta vadeli stratejidir. Bununla birlikte, bu strateji nüfusun Ukrayna savaşından kaynaklanan savunmasız durumunu hafifletmiyor.
İkincisi, Mısır hükümeti son yıllarda Rusya ile silah satışı, Mısır’ın kuzeybatısında bir nükleer santral inşa etmek için işbirliği ve büyüyen ekonomik ve ticari bağlardan oluşan yakın ilişkiler geliştirdi. Mısır ayrıca Suriye ve Libya’daki politika tercihleri ile Rus hükümetinin siyasi çıkarları arasında stratejik yakınlaşma noktaları buldu. Esasen Mısır hükümeti, Rusya’nın Suriye’ye askeri müdahalesini sessizce onayladı ve siyasi hedefini kabul etti: Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yönetiminin devamını sağlamak. İki hükümet ayrıca General Hafter’ı ve Libya’daki müttefiklerini destekledi ve onlara askeri ve finansal olarak yardım etti.
Bununla birlikte, Mısır’ın Rusya ile artan bağları ve Orta Doğu’daki çatışma bölgelerindeki politika yakınlaşması, yine de ülkenin ABD ve Avrupa Birliği ile olan stratejik ortaklığını baltalamadı. Ukrayna’daki savaş Mısır hükümetini Rusya ile Batı arasında ince bir çizgide yürümeye zorladı ve diplomatik manevralar son günlerde Mısırlı politika yapıcıların gündeminin üst sıralarında yer alıyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınamak için BM Genel Kurulu’nda yaptığı oylamadan birkaç saat sonra Mısır hükümeti, Rusya’nın Ukrayna ile ilgili meşru ulusal güvenlik endişelerinin acilen ele alınması gerektiğini ve Rusya’ya ABD ve AB tarafından uygulanan yaptırımların uluslararası hukuk açısından gayrimeşru olduklarını ileri sürdü ve ABD’nin yaptırımlarını eleştiren bir bildiri yayınladı. Rusya ile Batı arasındaki çatışma tırmanmaya devam ederse, Mısır hükümeti büyük olasılıkla iki taraf arasındaki manevra kabiliyetinin azaldığını görecek ve sonuçta ikili bir seçim zorunluluğu daha da muhtemel hale gelecek.