Referandum sonuçları ülkemize/milletimize hayırlı olsun.
Referandum öncesinde yazdığım bir yazıda şöyle demiştim:
“Bu ülkenin çocuğuyuz. Gidebilecek başka bir yerimiz de yok. Vatan sevgisi doğaldır. Memleketini Müslüman da sever ateist olan da. Ülkemi seviyorum. Ama sevgi bana özgü değildir. Ülkemizi başkalarından daha fazla sevdiğim iddiasında da değilim. Ne var ki bazı sevenler geliştirirken bazıları da çökertir…
Ülkemiz referanduma gidiyor. Vatandaş olarak oy verecek,Evet veya Hayırdiyeceğiz. Müslüman olarak da vatandaş olarak da görevliyiz. Olması gereken, saygılı bir dille tartışmak ve birbirimizi aydınlatmak değil mi?”
Şahsen onaylamadığım konuşmalar, karşılıklı üzücü tartışmalar ve sataşmalar oldu. Birileri seçimler öncesinde bu gibi çatışmaları doğal gibi görüyorsa da İslâm ahlâkı açısından onaylanamaz. Suizan, gıybet, yalan ve iftira her zaman ve her yerde ve her şartta haramdır. Bu gibi hatalara düşülmemelidir. Hiç değilse bundan sonra bu gibi haramları içeren yerici ve kırıcı ifadelerden sakınmalıdır.
Bütün haramlar gibi yukarıda değinilen haramlar da bereketsizliğini gösterdi. Eğer referanduma konu maddeler üzerinde saygılı bir dille konuşularak halkımız aydınlatılsaydı sonuçlar daha farklı ve bir tatmin edici olabilirdi.
Referandum sonuçları ülkemize/milletimize hayırlı olsun.
Artık önümüze bakmalıyız, adil ve erdemli bir yönetim için önce vatandaşlar olarak dürüst olmalıyız. Bir diğer anlatımla bizler Rabbimizin emirleri ve yasaklarına uyarak nefislerimiz için istediklerimizi diğer insanlar için de istemeliyiz ki özlediğimiz yönetime kavuşabilelim. (Furkan 74) İktidarı da muhalefeti de yapıcı bir dille eleştirmeliyiz. Körü körüne meddahlık ve yandaşlık da yapmamalıyız.
Evet oyu verenler de Hayır oyu verenler de Rabbimizin şu buyruğu çizgisinde geleceğe bakmalıdır:
“…Sevmediğiniz işler/görevler/sonuçlar sizin için daha hayırlı olabileceği gibi sevdikleriniz de şer olabilir. Allah bilir ama siz bilmezsiniz.” (Bakara 216)
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi