Diplomatlar, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun İran’ı, açıklanmayan üç bölgede bulunan uranyum izleriyle ilgili sorulara tam anlamıyla bir cevap vermediği için eleştirdiğini söyledi.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun yönetim kurulu, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından sunulan ve Tahran’ı kurum tarafından yürütülen bir soruşturmada işbirliği yapmaya çağıran bir karar taslağını onayladı.
Kurumun genel müdürü, uranyum parçacıklarının varlığına ilişkin “inandırıcı” açıklamalar verilmediğini söyledi.
İran, uranyum izlerinin bir “sabotaj eylemi” olarak ekilmiş olabileceğini söyledi.
Haziran 2020’den bu yana İran’a karşı verilen ilk kararda, “İran’ın gerçek bir işbirliği hususunda yetersiz kalması nedeniyle, ilan edilmemiş bu üç bölgeyle ilgili koruma konularının hala devam etmediğine dair derin bir endişe duyulduğu” ifade ediliyor.
Kararda ayrıca İran’ı yasal yükümlülüklerini yerine getirmek için acilen harekete geçmeye” çağırılıyor.
Rusya ve Çin ise mevcut tasarının karşısında oy kullandı.
İran, oylamadan önce kararı reddetmiş ve sonuçları konusunda uyarmıştı.
Çarşamba günü erken saatlerde İran, ABD, üç Avrupa ülkesi, Çin ve Rusya ile 2015 yılında imzalanan anlaşmanın bir parçası olarak bir nükleer tesise Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunu gözetlemek için kurulan iki adet kamerasını durdurduğunu duyurdu.
Anlaşmaya göre İran, ekonomik yaptırımlardan kurtulma karşılığında nükleer programını durdurmayı kabul etti. Ancak yapılan anlaşma, ABD’nin dört yıl önce tek taraflı olarak geri çekilip yaptırımları yeniden yürürlüğe koymasından bu yana çöküşün eşiğinde. Öte yandan İran ise anlaşmadaki başlıca yükümlülüklerini ihlal ederek karşılık verdi.
Mart ayından bu yana ABD ile İran arasında anlaşmayı canlandırmayı amaçlayan dolaylı görüşmeler durdu.
İran, nükleer programının tamamen barışçıl olduğunu ve hiçbir zaman nükleer silah elde etmeye çalışmadığını iddia ediyor. Ancak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından toplanan kanıtlar ise, 2003 yılına kadar nükleer bomba geliştirme ile ilgili faaliyetler yürüttüğünü gösteriyor.
IAEA Genel Direktörü Rafael Grossi Pazartesi günü, kurumun 35 ulustan oluşan yönetim kurulu toplantısında yaptığı açıklamada, İran’ın nükleer silahların yayılmasını önleme amaçlı güvenlik önlemleri anlaşması kapsamındaki beyanlarının doğruluğunu ve herhangi bir eksik bırakılmadığını hala onaylayamadığını söyledi.
Grossi, bunun nedeninin İran’ın Turguzabad, Ramin ve Marivan olarak adlandırdığı “kuruluşun açıklanmayan üç yerde ne bulduğuna ilişkin teknik olarak güvenilir açıklamalar yapmaması” olduğunu söyledi.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na göre, 2019 veya 2020’de müfettişler tarafından üç bölgeden alınan çevresel örnekler, “çok sayıda doğal insan yapımı uranyum parçacığının” varlığını gösterdi.
1- Turquozabad – IAEA, İsrail’in İran’ın Tahran’ın Turquozabad bölgesinde “gizli bir nükleer depoya” sahip olduğunu iddia etmesinin ardından 2018 yılının sonlarında sahada kazı ve koordinasyon faaliyetleri gözlemledi. Çevresel örnekler, uranyum izlerinin yanı sıra “değiştirilmiş LEU parçacıkları”nın da burada var olduğunu gösterdi.
2-Ramin – IAEA müfettişleri, bu bölgede, 2003 yılında ham uranyumu işlemek ve dönüştürmek için kullanılmış olabilecek nükleer bir materyal ve nükleerle ilgili faaliyetlerin olası kullanımı ve depolanması hususunda birtakım belirtiler buldu. Bölge 2004 yılında binaların çoğunun yıkılması da dahil olmak üzere büyük önemli değişikliklere uğradı.
3 – Marivan – İran’ın 2003 yılında bölgede nükleer malzeme kullanmayı ve depolamayı planladığından şüpheleniliyor. Alanın geleneksel bir patlayıcı testinin yapılmış olabileceği bir bölümünde, IAEA nötron dedektörlerinin kullanımı için yapılmış hazırlık aşamasında olan bir kalkan testiyle ilgili göstergeler buldu. Diğer yandan da 2019’dan daha fazla bir zamandan beri IAEA, binaların yıkılmasına da sebep olan, sitenin bir bölümünü sterilize etme çabalarıyla ilgili faaliyetlerde bulunulduğunu gözlemledi.
Grossi, İran’ın “2018’de Turquozabad’dan transfer edilen nükleer malzeme ve/veya nükleer malzemeye bulanmış birtakım ekipmanın mevcut konumları” konusunda IAEA’yı bilgilendirmediğini söyledi.
İran Atom Enerjisi Kurumu başkanı Muhammed İslami ise Çarşamba günü, ülkesinin “gizli veya belgesiz nükleer faaliyetleri veya bildirilmemiş bölgeleri olmadığı” hususundaki ifadesinde ısrar etti.
İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile işbirliğini azami seviyede devam ettirdiğini ve sahte belgelerin İsrail’in harekete geçirdiği şiddetli baskı stratejisinin bir parçası olarak kuruma aktarıldığını da sözlerine ekledi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…