Üriner sistem taş hastalıkları çok eskiye dayanan bir hastalıktır. M.Ö 4800 yıllarından beri bilinmektedir. Eski Roma’da, Yunan, Çin, Mısırda bilinmektedir. Fakat bilinen hastalığın kendisidir. Maalesef hastalığın oluşumu hakkında bugün bile tam bir açıklayıcı bilgiye sahip değiliz. Bunun nedeni taş hastalığı oluşumu tek bir nedene bağlı olmayıp bir çok faktörlerin bir araya gelmesidir.
En çok 30 ile 60 yaşları arasında görülür. Çocuklarda nadirde olsa yaşlıların geçmişinde ve çocukluklarında taş düşürme hikayeleri vardır. Devamlı taş yapan bünyelerin %67 sinde 1.5 ila 8 yıl içerisinde tekrardan taş oluşumu meydana gelir.
Her 3 erkek hastaya karşılık bir kadında görülür. Yani erkeklerde daha fazladır. Bu durum hormonların sebebiyet verdiği zannedilmektedir. İdrar ile kalsiyum atılımın taş oluşmasında etkisi vardır. Bu nedenle böbreklerin kalsiyum atılımındaki bir bozukluk bazı faktörlerin birleşmesi ile birlikte taş oluşumuna neden olur.
Genetik olarak taş oluşumu üzerine yapılan araştırmalarda direk taş oluşumuna bir sebep bulunamamış olsa da, böbreğin kalıtımsal bazı bozukluklarında taş meydana gelebilir.
İklim ile taş arasında bir ilgi olmamasına rağmen sıcak iklimlerde terleme ile sıvı kaybı çok olacağından ve idrar daha koyu atıldığından dolayı taş oluşum riski artar. Taş hastalığının daha ziyade yaz aylarında olmasının nedeni budur.
Su alımının çok olması taş oluşumunu azaltır. Bol su alma ile idrar miktarı aratacağından dolayı idrarda taşa sebebiyet veren tortuların atılımı artar. Böylece tortular böbrek ve idrar yollarında kalmayıp dışarı atılırlar. Sıcak memleketlerde suyun daha fazla içilmesin gerektiği böylece kendiliğinden ortaya çıkar.
Taş oluşumuna neden olan kalsiyum, fosfat, oksalat, pürin gibi maddelerin fazla alınması veya vücudun bunları üretip böbrek yolu ile atması ile taş oluşumuna sebebiyet veren başlıca nedenlerdendir.
Coğrafik olarak taş hastalığı bazı ülkelerde daha fazla görülmesine neden olur. Taş hastalığının tortuya göre de ülkelerde oranı değişir. İskandinavya ülkeleri Akdeniz , Kuzey Hindistan, Pakistan taş hastalığının sık görüldüğü yerlerdir. Fakat bu ülkelerde görülmesi tek bir sebebe bağlı değildir.
Mesleğin önemi de vardır. Büro işleri yapıp daha ziyade oturarak işini yapan kimselerde, yüksek sıcaklıkta çalışanlarda daha fazla görülmesine karşılık tarım ile uğraşan köylülerde tarım işçilerinde daha azdır.
Bu etkenlerin hiç birisi tek başına etki etmez.Taş oluşumunda ancak bir çok etkenin birleşmesinden meydana gelir.
Taşlar tortuya göre çeşitlilik arz eder. Kalsiyum oksalat, kalsiyum fosfat, magnezyum amonyum fosfat, Kalsiyum oksalat-fosfat, karbonat karışımları şeklindedir. Ayrıca vücudun yapmış olduğu metabolizma arıkları taşları vardır. Bunlar ürik asit, sistin, ksantin taşlarıdır.
Dünyada en çok görülen taşlar kalsiyum oksalat, kalsiyum oksalat ve kalsiyum fosfatın karışımı taşlardır.
Taş dış görünüşüne göre de farklılıklar gösterir.
Taş idrarın süzüldüğü yerden idrar çıkışına kadar olan kısımda her hangi bir yerde olabilir. En önce taş böbreğin küçük havuzcuğunda görülür. Şayet küçükse burada kalmaz ve büyük havuzcuğun geçer. Buradan da ilerler ve idrar kanalına boyunca devam eder. Büyük taş havuzcuk içerisinde kalır ve burada daha da büyür. İdrar akımının ve idrar kıvamının bu yerleşimine etkisi çok fazladır.
İdrar yollarında taşın çok zor geçebileceği 3 darlık vardır.
İdrar ve kan tahlillerinden sonra yapılacak en iyi tetkik idrar yolları filmleridir.
Bugün için taşı eritecek bir ilaç yoktur. Halk arasında kullanılan mısır püskülü, limon çayı v.s faydasızdır. Zararı olmadığı için kullanıla bilinir. Düşecek taş zaten su içme ile de düşer. Ancak taşın cinsine göre mesela kalsiyumlu taşlarda kalsiyum alımı azaltılabilinir.
Taş kırma:
1980 yılından beri uygulanmaktadır. Ses dalgalarını bir şok dalgası haline getiren bir aygıt tarafından taşın kırılmasıdır. Ağrısızdır. Sadece taşa etki eder böbreğe kötü bir etkisi yoktur.
2 cm lik taşlara çok iyi tesir eder. 3 cm lik taşlara ve sistin gibi çok sert taşlara etkisi yoktur. Ayrıca taş büyüdükçe verilecek şok dalgası daha fazla olacağı için zararlı olabilir. Taşı bir seansta kırmak mümkün olmayabilir. Kırılan taş parçaları idrar yolunu tıkayabilir. Bu nedenle taş kırmadan sonra kontrol filmleri çekilmeli, su alımını artırmalıdır.
Yan etkileri şunlardır; Çarpıntı, böbrek kanaması, radyasyona maruz kalma, bazen tansiyon yüksekliği. Her ne kadar bu yan etkileri olsa da ameliyattan daha üstün avantajları vardır.
Cilt altından Ültrason yardımı ile taş çıkarma:
Cilt altından bir tel vasıtası ile kamera yerleştirilir. Sonra taşa müdahale edilir. Buradan verilecek elektrik akımı ile sıvı ortamında kabarcıklar oluşturulur. Bu kabarcıkların çarpışması ile şok dalgaları oluşur ve taşı kırar. Diğer bir yolda elektrik dalgası yerine Lazer ışını verilerek taşın parçalanması sağlanır.
Ameliyat:
Taş kırma veya taşın tıbbi tedavisinde başarılı olamayan vakalar ameliyat edilir.
a) Böbrek harâbiyeti varsa
b) Taş çok büyükse, şekli girintili çıkıntılıysa
c) Taşın takıldığı yer geçemeyecek kadar darsa,
d) Şiddetli iltihap varsa.
Ameliyata karar verilir.
Op. Dr. Mehmet Ali Hatay