Şaban DOĞAN
Dini vicdanlara hapseden anlayış bizleri öyle bir hale getirdi ki, en temel ve en kutsal saydığımız ve üzerine titrediğimiz aile yapımız maalesef dumura uğradı. İbadetleri gericilik ve yobazlık olarak görmek ve topluma bunu lanse etmek, geçmişte de günümüzde de moda haline geldi. İbadetlerle birlikte İslam dininin içtimai ilkelerinin de toplumdan soyutlanması ve toptan bir anlayışla “Biz şeriata karşıyız” anlayışının topluma dayatılması, seküler hayatı benimseyip topluma dayatanlar adına meyvelerini vermeye başladı.
***
Televizyon kanallarında yayınlanan evlenme programları şirazesinden çıkınca, bu programları biz de eleştirmiş yayından kaldırılması noktasında yazılar kaleme almıştık. Kamuoyu baskısı oluşunca da bu programlar yasaklanarak yayından kaldırılmıştı. Ancak öyle görünüyor ki yağmurdan kaçarken doluya yakalandık. Şu anda yayınlanan programlar ise aile yapımızın temeline farklı bir dinamit koyuyor.
Artık bu evlenme programları format değiştirerek boşanma ve boşatma programları haline geldi. Nikâhlı eşini ve çocuklarını bırakarak başka erkeklere ve kadınlara kaçan insanların buluştuğu ve kavga ettiği programlar haline dönüştü. Çocuk sendendi bendendi kavgası içinde DNA sonuçlarının havada uçuştuğu bu programlar iyi reyting yapıyor olmalı ki, toplumda ve aile yapımızda açtığı tahribat ve dezenformasyona bakılmaksızın yayınlarına devam ediliyor.
Daha önceki yazılarımızda belirtmeye çalıştığımız gibi, bu programlar için insanlara “Seyretme kardeşim kumanda elinde” diyerek bu sözün arkasına sığınmaya da gerek yok. Bendenizin bu programlar ile irtibatı, sosyal medyada fikir almak için izlediğim birkaç videodan ibaret. Bu birkaç video bile bana, aile yapımızı dezanformasyona nasıl uğratılmak istendiği ve hatta uğratıldığı hakkında yeteri kadar done verdi.
Bana göre bu tip programlar, kadın haklarını kendine referans göstermesine ve aile yapımızı korumak adına yapıldığını iddia etmelerine rağmen, programda sergilenen olaylar toplumda tam tersi etki yapmaktadır. İşin en garip ve üzücü tarafı ise bu programlar, toplum tarafından kanıksanmış görünmektedir. Gençlerin çokça rağbet ederek izlediği bu programlar, maalesef gençleri nikâh gibi kutsal bir çatı altında yaşamaktan da soğutuyor ve uzaklaştırıyor.
Artık bu programlar birçok insan tarafından kanıksanarak doğal birşeymiş gibi görülmektedir. Aslında tehlike çanları tam da burada çalmaya başlıyor. Eskiden olsa bu tip olaylar, ayıplanır, kınanır ve bu herzeleri yiyenler tolumdan gayri-ihtiyaride olsa dışlanırdı. Toplumdan dışlanacak olmaları ise bu insanlar üzerinde yaptırım gücüne sahipti. Hal böyle olunca da, “Demek ki bu olayların toplumda cereyan etmesi normal” anlayışı insanlarda hâkim olmakta; Sosyoloji bilimi tarafından da kabul edilen “dini değerlerin, örf ve adetlerin insanlar üzerinde ki yaptırım gücü” otomatikman ortadan kalkmaktadır.
Bu programlara ait videoları izlerken aklıma Peygamberimiz (sav)’in “Utanmazsan dilediğini yap” hadisi şerifi geldi. Gerçekten ar duygusu olan ve utanmayı bilen hiçbir insanın bu şekilde davranması söz konusu olamaz. Ama kanaatimce dizi film ve sinemalarda yayınlanan aldatma ve tecavüz sahneleri vasıtasıyla atılan tohumlar, günümüzde sosyal medya ile sulanarak yeşertildi ve bambaşka bir ahlaksızlığa dönüştü. Zira eşini bırakarak kaçan insanların neredeyse %99’u, zina yaptığı insanı sosyal medyadan bulduğunu itiraf ediyor.
Burada sorulması ve sorgulanması gereken problem şu ki, onbeş yirmi yıllık eşine güvenmeyerek bir kalemde silen insanlar, sosyal-medya aracılığı ile bulduğu insanlara yuvasını dağıtmak pahasına nasıl güveniyorlar ve çocuklarını bile terkedebiliyorlar? Pskolog ve Sosyolog’ların asıl incelemesi ve çözüm bulması gereken soru budur diye düşünüyorum.
Bendeniz bu boşanma programlarında yakaladığım ve çok büyük yanlış olarak gördüğüm birşeyi siz değerli okuyucularım ile paylaşmazsam, yazımın eksik kalacağı kanaatini taşıyorum.
Özellikle bu tip programlarda dillere pelesenk edilen “kız çocukları ve kadınların kendi ayakları üzerinde durması” deyimi var ki, beni ziyadesiyle rahatsız ediyor. Kadınlar adına pozitif ayrımcılık gibi görünen bu deyim, aslında kızlarımızı ve kadınlarımızı felakete sürükleyen bir açmaz olarak görülmelidir. Erkekleri ötekileştiren ve kadın ve erkeği birbirine düşman eden bu anlayış artık son bulmalıdır.
“Biz, tek başına kadınlara ayakta durmayı değil, materyalist düşüncelerden sıyrılarak, eşiyle birlikte ayakta durmayı ve kutsal olan aile yapısını korumayı telkin etmeli ve öğretmeliyiz.”
Yoksa, utanma duygusundan yoksun insanlardan oluşan ve adı Müslüman olan insanların yaptığı bu büyük hataların konu edildiği programları daha çok seyrederiz. Hatta bu büyük tehlike, biz farkına varamadığımız bir hal içinde, bizim kapımızı bile çalmış olabilir.
Selam, saygı ve muhabbetlerimle….
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…