Okula yani başlayacak çocuklar için uyum haftası zamanı yaklaşıyor. Uyum, çocuklar, ebeveynler, öğretmenler hatta evinde okullu çocuk olmayan bireyler için de önemli bir hafta olmalı. Öyle ya hayatta uyum göstermemiz gereken çok şey var.
Ama bu haftanın asıl amacı ilk kez okul ortamına girecek çocukların alışma sürecini desteklemek, kuralları düzeni anlamalarını sağlamaktır. Okul ve öğretmenler ne yapacaklarını çocuğun güvenini nasıl kazanacaklarını bildikleri ve bu konuda çok fazla seminer de aldıkları için ben uyum haftasında ebeveyne düşecek sorumluluklardan bahsetmek istiyorum.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki hayata uyumlu çocuklar okula uyumda çok sorun yaşamazlar. Hayata uyumlu olmayan çocuk olur mu diye düşünebilirsiniz ama ebeveyni tarafından hayata uyum sağlaması için fırsat tanınmayan çocuklar var. İşte bu çocuklar için okulun uyum haftası dediğimiz ilk haftaları ve hatta sonrası çok zor geçer.
Anaokuluna yeni başlayan Bilal ilk günlerde hiç ağlamamış ve okulu çok yadırgamamıştı. Ancak birkaç hafta sonra okula gelirken ağlamaya başlamış, ailesi de bu duruma bir mana verememişti. Bilal ve ailesi ile yaptığımız sohbetlerde Bilal’in tek torun olduğu bir aile apartmanında yaşadığını, evin bir nevi paşası olduğunu öğrendik. Evde kendisine karşı sınırlamalar konulmadığı için Bilal, kuralları olan okulu sevmemişti.
Etrafımızda Bilal’ler çok. Aileler çocuklarına sınır koyma ve özgüven verebilme konusunda eksik kalabiliyorlar. Bu da çocukların okula uyumunu zorlaştırıyor. Bu yüzden okula uyum haftasından çok daha önce çocuğun hayata uyumlu hale getirlmesi ve ben yapabilirim özgüvenine sahip olması gerekiyor.
Bu süreçte ebeveynlerin yapmaması ve beklememesi gereken şeyler var. Mesela “Okula başlayınca yemek seçmez, okula başlayınca paylaşmayı öğrenir, şöyle kötü huyları var ama okula gidince düzelir, evde kendi başına yapamıyor ama okulda yapacak mecbur, hep tablette ama okul başlayınca izleyemez..” öncelikle bu fikirleri unutun. Çocuklar bunları okulda öğrenmez. Okul çocuklarınıza bunları öğretecek yer değil sizin öğrettiklerinizi uygulama fırsatını veren yerdir. Bu beklentilerinizle ilk kez karşılaşan çocuğunuz kendini baskı altında hisseder ve okula gitmek istemez.
Yusuf futbolu çok sevdiği için onu kursa yazdırdık. Antreman sırasında biz ebeveynler için ayrılan bölümde çocuklarımızı izleme imkanımız da var. Geçen hafta çocuğunu izlemeye gelmiş bir baba ,eğitimci olduğumdan olsa gerek beni çok rahatsız etti. Baba teller ardında sürekli oğluna sesleniyor, ona neyi nası yapması gerektiğini hatırlatıyor. Sanki çocuk uzaktan kumandayla yönetilen bir robot. Hoca ve babasının komutları arasında kalan çocuk iyice kilitlendi. Sonra babanın sesi bir keze daha duyuldu. “Hocam Arda tırnak yiyor bakın, bizi dinlemiyor siz söyleyin dinler”
Arda için ayrı futbol hocası için ayrı üzüldüm. Sevgili ebeveynler bunu yapmalayım. Öğretmenlerden hem çok şey bekleyip hem de ortamlarını yönetmeye çalışmayın.
Çocuğunuzu sosyal hayat uyumlu, kendi işini görebilen biri olarak yetiştirdiğinize inanıyorsanız çocuğunuz okula alışır. Ama yinede ilk haftalar desteğinize ihtiyacı vardır. Çünkü ilk kez farklı bir ortamda sizsiz bulunacak. Öncelikle kendisini güvende hissetmesi gerekir. Bu güveni yakaladığı zaman okula alışacaktır. Ancak bu süre kimi çocuk için iki gün kimisi için ik ihaftadır. Bu süreçte çocuğunuzu sınıf dışında ama okul içerisinde beklemeniz önemli. Hocam çalışıyoruz vaktimiz yok diyen çok velim oldu. O yüzden diyorum ya uyum haftası yalnızca ebeveynler için değil herkesin uyum göstermesi gereken bir süreç. Çalışanların, iş verenlerin, trafikte yol verenlerin, öğretmenlerin, öğretmenlerin ailelerinin…
Benim çok rahatsız olduğum, çoğu okulda uyum haftası yerine kullanılan “oryantasyon” kelimesine dikkat çekmek istiyorum. Sevgili okul yöneticileri ve öğretmenlerim. Çocuklara değerlerimizi dilimizi en güzel şekilde öğreteceğinizi anlatıp da zengin dilimizde karşılık bulabilen bu fransızca kökenli kelimeyi kullanmadaki ısrarınız neden?
ŞEYMA DEMİRCAN NAMAZCI
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İİÇİN BURAYA TIKLAYINIZ