islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Varlığın Sahibi Kim?

Varlığın Sahibi Kim?
8 Kasım 2018 08:21
A+
A-

Varlık aleminin en küçük parçacığı 1 Planck uzunluğundadır. Bu uzunluğun altında kalan değerler için, fiziken yok denir. Çünkü; bu ölçünün altı, varlık boyutunu/alemini kapsamaz. Bu nedenle, astro-fizikçiler var olduğumuz evrenin parçalı bir yapıya sahip olduğu konusunda hemfikirlerdir. Böylece; fiziki manadaki, varlık kavramının karşıt/zıt anlamına yokluk denmiştir.

İnançsızlığın temeli:

Allah’ın esas varlığına muhalif, dar bir yaklaşımla ölçülebilir varlık alemi manipüle edilerek maddesel kavramlar üzerinden “deizm” diye bir inanış biçimi üretilmiştir.

Varlık kavramı; gelenekselleşerek, 3 boyutlu yaşam formuna uygun, parçalı yapıya sahip evrendeki, varlığın sadece maddesel kısmını içermiştir. Bu anlayışa göre, varlık, maddenin haricindeki soyut olguları ve yokluğu içermez. Dolayısıyla; deistler, yaratıcıyı maddesel varlık olarak sorgulamışlardır. Sonucunda ise; tanrı diye doğaya/tabiata iman ederek, Allah(cc)’a iman ettiklerini zannetmişlerdir. Zamanla bu inanış türevselleşerek soyut kavramlara da sirayet etmiştir.

Ancak; bu kez de maddesel sorgulama üzerinden, teizm/deizm’e karşı bir ekol türetilmiştir: Ateizm…

Ateizm; Allah, inancını tamamen reddeder. Kabul etmez.

Peki bu inkarcılar, ne üzerinden ve neye göre bu kanıya varmışlardır?

 1’er Planck uzunluklarla örülü maddesel varlık alemini referans göstererek, inkarlarına b/ilimi alet edip, onu zemin haline getirdiler. Yani; ilimi ayakları altına alıp çiğnediler.

Varlık ve Yokluğun etkişeşimi:

Varlık aleminde; hiç bir sistem yeteri kadar boşluk/yokluk olmadan çalışmaz. Evrenimiz de böyledir. Varlık gibi yokluk da yaratıma tabidir. Ona da ihtiyaç vardır. Tüm sistemlerde varlık ve yokluk iç içe çalışırken, Allah(cc) ‘ı tesbih ederler. O (cc), varlığı da, yokluğu da sürekli yaratandır.

Yokluklar sayesinde çalışan sistemdeki varlıklardan sadece biri olan insan, sürekli  gözlem yapar. Çünkü; çevresindeki tüm varlıklarla etkileşim halindedir. Ardı ardına tekrar eden her gözlemde varlık kavramını sadece madde boyutuyla zihnine kazır. Bu da insanı yanılsama eğilimine sokar.

Yokluğun önemine binaen somut bir örnek verelim: Bilgisayarınıza bir işletim sistemi kurarken/yüklerken bile HardDisk’inizin tamamını doldurmazsınız. Tam doldurursanız sistem çalışmaz. HardDisk’te bir miktar boş alan kalmalı ki kurduğunuz sistem çalışabilsin…

Yokluğu da varlık sistemlerinin çalışması için bir gereklilik olarak düşünmeliyiz. Allah(cc)’ın varlığını; yaratılmış tüm varlıklar ve yoklukların (herşeyin) üzerinde bir “var” algısıyla idrak etmeliyiz. Yokluk wAllah(cc) varlığına karşıt bir anlam içeremez.

Firavunlar ve yoktan var ettikleri Finansal Varlıkları:

Matematik ilmi üzerinden, varlıkkavramını, evrensel parçacık olarak tanımlayan bir anlayış; bu kez iktisadi kuramlar ile yine matematiksel değerleri kullanarak, varlığı, yokluk üzerinden tanımlama çelişkisine düşmüştür. B/ilimi istismar eden şeytani akıl; içine düştüğü zihinsel gafı belli etmeden, sömürüsüne sözde bilgelik ve şirketleşme motivasyonuyla devam ediyor.

Ülkelerin büyüme teammülleri; borçlanma, özelleştirme ya da şirketleşmelerle gerçekleşmektedir. Özünde, bu saydıklarımızın hepsi borçlanma yöntemleridir. Borçlanarak büyüme yaklaşımı, küresel finans sisteminin, ateist mantığı üzere öz sermayeyi yok etme yöntemidir.

Günümüz firavunları; finansal varlıkları oluştururken, usul olarak Allah(cc)’nın yoktan var ettiği varlıkları yaratma düzenini, tersinden uyguluyorlar. Kısa ve uzun vadeli krediler üzerinden özsermaye adeta yok ediliyor.

Buradaki benzeşimi, finansal tablolarda (bilanço ve mizanda) geçen “Varlık” kavramına karşılık geldiği düşüncesiyle kuruyoruz. Çünkü; bilançodaki finansal varlıkların karşı kısmındaki “yaratıcısı” kredilerdir. Firavunların Rab’lik iddiaları da buradan geliyor. Bütün finansal sistem onlara çalışır. Varlıklar ve yokluklar hepsi…

O halde tutarlı olmak lazım gelmez mi?

Zavallı deistleri anladık da; nerdesiniz ey ateistler!

Şimdi, onları da inkar etsenize…

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.