Cebine girecek veya çıkacak parayı Devletin bekasından daha önemli gören varsa bu kişinin vatan sevdası, elde etmek istediği veya elinden çıkma tehlikesi bulunan para kadardır! Bu hastalıklı zihniyet toplumun geneline yayılmış ise ne sahip olunan para ne de vatan toprakları kalır elde!
Akıbet ya mülteci olmak ya da kan ve gözyaşı olur.
Bir milletin ve devletin akıbetinin berbat olmaması ancak inandığı değerleri dava edinmiş adanmışların omuzlarında güçlenmiş ve yükselmiş, dadanmışların çoğaldığı zamanlarda ise zayıflamış veya yıkılmıştır. Onu için her zaman iddiam odur ki: Vakit kendisini milletine adayan bürokrat, siyasetçi, asker, ilim erbabı velhasıl her kimse ona sahip çıkma vaktidir! Şu sıralar yaşadığımız sıkıntıları yine adanmış insanlarının birbirlerine sahip çıkmasıyla ancak mümkün olacaktır. Evet siyasetin her türlü hileleriyle bir şekilde iktidar olunur amma velakin muktedir olmak her kişi değil er kişi işidir.
DEVLET MİLLET DAYANIŞMASI ŞARTTIR!
Pandemi süreci ve sonrasında marketlerde ki alışveriş yoğunluğuna bakınca görünen o ki vatandaşımızın yüzde doksanı stoklamak için satın aldıkları bazı tüketim maddeleri sebebiyle altı ay, bir yıl hiç satın almaksızın ihtiyacını evdeki stoktan giderebilir kanaatindeyim.
Bu durumdaki vatandaşlarımız üç-beş ay marketten satın almayı bırakıp stoklarından tüketmiş olsa muhtemelen fiyatlarda büyük oranda düzelmeler olacaktır. Yirmi yıldır kimseyi aç ve açıkta bırakmayan Devletin maharetli ve dirayetli yönetiminde asla zafiyet ve kifayetsizlik söz konusu olmadı. Sıkıntıların kaynağının küresel boyutta olmazı Olmayacaktır da İnşallah! Yeter ki vatandaş olarak harcamalarımıza azami derecede dikkat ederek Devlete olan destek ve güven zafiyete uğramasın. Dünyanın girmiş olduğu idari ve iktisadi krizde karşılaşacağımız sıkıntıları asla ve kat’a kişisel olarak aşamayız. Ancak Devletimizle birlikte ve beraberlik içerisinde aşabiliriz.
MİLLET ÇOĞUNLUĞUNUN DESTEĞİNİ KAZANMAK MARİFET İSTER!
Altı asır İslam medeniyetinin temsilcisi Osmanlı imparatorluğu cihana nizam verirken adil ve insan haklarına son derece riayet ederek yönetmiştir. Osmanlı’nın son yılları dahil yüz elli yıldır birilerinin hayran kaldığı batı medeniyetinin temsilcileri malum devletler ise kendilerinden başka tüm insanlığı kan gözyaşı ve ızdırap içerisinde bırakmıştır! İnsanlığın mutluluğu ve özgürlüğü için dünya nizamının islam medeniyetine hasret ve muhtaç olduğu ortadadır! Türk siyaset tarihinde davası İslâm olan bir mücadele neslinin neferi olarak yürüttüğü siyasi mücadelesini Türk İslam Medeniyetinin tekrar dünyaya nizam vermesi için feda eden Recep Tayyip Erdoğan millet çoğunluğunun desteğini ve gönlünü kazanmıştır. Geçmişten günümüze hasbelkader bu kutlu mücadelenin içerisinde yer almış olan olan bizlere de manevi bir görev bilinciyle Onun yoldaşı ve destekçisi olmak düşer!
GÜÇLÜ DEVLET ANCAK GÜÇLÜ LİDERLİKLE MÜMKÜN OLUR!
Tarihin dönemeç noktaları vardır. O süreçte güçlü liderliğin ve güçlü devletin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar… Dünya şimdilerde işte böyle bir süreçten geçmektedir. İyiki ülkemizin başında da yirmi yıldır devletini güçlendirmiş iktidarında muktedir maharetli lider Recep Tayyip Erdoğan var! Aksi halde Sovyetler Birliği’nin dağıldığı yılları hatırlıyorum da acizlik içerisinde seyretmekten başka hiç bir icraatımız olamamıştı! Azerbaycanlı kardeşlerimize ermeni zulmünden güvenli yerlere transferi için iki helikopteri bile gönderememiştik!
Ukrayna örneğinde görüldüğü üzere zulme uğramak ve mağduriyet yaşamak istemiyorsak, hatta en önemlisi hakkın hakimiyeti için haklının yanında insanlığa nizam vermek istiyorsak, güçlü olmak zorundayız. Tabiki bu lafla olmaz! İcraat lazım. İcraat içinde Devlet ve marifetli devlet yöneticisi lazım. Rusya-Ukrayna savaşı sürecinde dünya siyaset arenasında yaşanılanlar göstermiştir ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dirayetli devlet yöneticiliği sayesinde ülkemizinde sibernetik çağda dünyayı yönetecek organizasyonun içerisinde yer almasını sağlamıştır.
BU DAVANIN VİZYONU LİYAKAT VE EHLİYETTİR!
Bugün Recep Tayyip Erdoğan nın öncülüğünde ki “Davam” dediği siyasi vizyonun olmazsa olmazı ; Devletin işleyişinde siyasetin müdahalesi iltimas, kayırmacılık ve kişisel menfaatçilik için değil; kalkınmanın ve yatırımın toplumsal, devlet kurumlarında görevlendirmenin ehliyet ve liyakatlı, paylaşımın hakça olmasıdır. Bu siyasi vizyonun aksine herhangi bir yerde yapılan bir icraat varsa davaya ihanettir.
Fehmi YAĞLI