islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5077
EURO
36,4331
ALTIN
2.962,75
BIST
9.144,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

VE ZALİM VE İNANMIŞ VE GAZZE    

VE ZALİM VE İNANMIŞ VE GAZZE    
2 Şubat 2024 09:30
A+
A-

Yazının başlığını Müslümanların tarihinin en acı olaylarından birini Türk edebiyatında roman formunda çok başarılı bir şekilde ele alan Bekir YILDIZ’ın eserinden ilham alarak yazdım. Kerbela olayını anlattığı ve okunmasını önerdiğim eserin adı:

Ve Zalim Ve İnanmış Ve Kerbela                                                                               

Aylardır ne yazık ki bütün dünyanın gözü önünde ve neredeyse canlı yayınlanan bir vahşet, bir katliam, bir soykırım yaşanıyor. Bir Kerbela daha acılar defterine kaydediliyor. Evet, kaydediliyor; sadece kaydediliyor. Bir müdahale gündeme gelmiyor. Güney Afrika Cumhuriyetinin onurlu çabası yüreklere bir serinlik veriyor, o kadar.  Ölümler, yokluklar, acılar durmaksızın devam ediyor. Ve zalim ve inanmış ve Gazze.

Ve zalim… Gazze’de zalim var, zalimler var. ‘’Va’dedilmiş topraklar’’ yalanının ardına sığınarak yaklaşık yüz yıldır parça parça işgal ettikleri toprakların asıl sahiplerine karşı ellerindeki modern harp araçlarının tamamını kullanmaktan çekinmeyen bir zalim var. Kanla beslenen bir zalim var orada. Bir de bu zalime, bırakın (dur!) demeyi, ona her türlü desteği sunan, onun haklı olduğunu iddia eden birleşmiş zalimler var. Bunlar yaptıklarının karşılığını elbette göreceklerdir. Çünkü ‘’bir diyar küfürle ayakta kalabilir ama zulümle ayakta kalamaz.‘’ Yine orada yaşanan zulme ses çıkarmayıp zalimin ekmeğine yağ süren; mazlumların çığlıklarına, feryatlarına ve haklı isyanlarına kayıtsız kalan sessiz zalimler var. Özellikle bu sessiz zalimler, vicdanlarda asla affedilmeyeceklerdir.

Ve inanmış… Gazze’de her türlü zulme karşı imanlarıyla dimdik duran inanmışlar var. İmanın somutlaşmış, insan hüviyetine bürünmüş halini seyirci pozisyonunda kalan dünyaya en net şekilde gösteren kahraman inanmışlar var. En küçüğünden en yaşlısına kadar hepsinin gözlerinde ve sözlerinde imanın coşkusu var. Gazze’de yiyecek yok, su yok, ilaç yok ama bütün bu yokluklara rağmen imanlarıyla ayakta durmaya, mücadeleye, savaşmaya devam eden inanmışlar var. Korku, yılgınlık, pes etme gibi zafiyetlerin zerresini okuyamazsınız yüzlerinden. Onların yüzlerinde imanlarından eserler bulacaksınız, yüzlerine dikkatle bakabilirseniz tabii ki.

Fetih suresi 29. Ayette geçen ifadenin tezahürünü fark edersiniz, onlara bakabilirseniz ya da okuyabilirseniz yüzlerini. “Muhammed Allah’ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken, secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır.’’ Tarafları da tavırları da bellidir onların. Tarihe de iz bırakıyorlar şimdiden.

Ve Gazze… Asri zamanların Kerbela’sı. Ne farkı var söyleyin bana Kerbela’dan? Açlık mı, susuzluk mu, katliam mı, yalnız bırakılmak mı? Birkaç farkı sıralamayı deneyeyim: İlkinde saltanatın insanı kör eden cazibesine kapılıp her türlü değeri yok sayan Müslüman görünümlü bir zalim vardı. Burada ise siyonizmin yalanlarını hayata geçirme heveslisi bir katiller zümresi var. İlkinde zulme sadece orada bulunanlar tanıklık etmişlerdi. O çağda yaşayanlar, durumun vahametini sonradan öğrendiler. Şimdi ise canlı yayınlarla insanların gözünün önünde bir soykırım yaşanmaktadır; sessiz yığınlar, film karelerine bakar gibi zulmü izlemektedir. İlkinde peygamberimizin göz bebeği ehl-i beytinden Hz. Hüseyin ve sevdikleri şehit edildiler. Şimdi de peygamberin mirasına sahip çıkmak isteyenler şehit ediliyor.

Şimdi söyleyin pek bir farkı var mı Gazze’nin Kerbela’dan?

Bitmeyen öfkem, dinmeyen gözyaşlarım, durmayan hıçkırıklarım…

EYYUP YÜKSEL

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

Yorumlar
  1. AHMET AKTAŞ dedi ki:

    Kahrolsun siyonizm…Allah’ın yardımı hiç ummadık zamandan gelecektir müslüman kardeşlerimize inşallah.Hocam emeğinize yüreğinize sağlık.Yazılarınızdan çok istifade ediyorum.Allah razı olsun…